Pek aziz ve muhterem kardeşim, sevgili üstadım Mehmet Yaşin,Yıllar yılı Yol Üstü Lezzet Durakları programınızı ağzımın suyu akarak, dibim düşmüş bir vaziyette; kah içerleyerek, kah zat-ı şahanenizin kulaklarını çınlatarak izlemekteyim. Sizi ne kadar kıskandığımı belirtmek isterim. İnsan hem gezip, hem tıkınıp, hem de para kazanabilir mi, şaşılacak bir şey!Kıskançlığım sebebi ile aynı programı, aynı formatta bedavaya yapabileceğimi kanalınıza defalarca belirtmeme rağmen herhangi bir geri dönüşte bulunmadılar efenim. Ama olsun, ben elimdeki mevcut imkanları sonuna kadar zorlayıp bütün eş, dost, tanıdıklar vasıtası ile kanalınıza gerekli baskıları yapmaya devam edeceğim. En kötü ihtimalle bir mebustan “hamili kart yakinimdir” bonus kartı bulacağım.Bil ki ensendeyim arkadaş, hak ettiğim yere gelinceye kadar peşini bırakmayacağım. Üç aya kadar, bilemedin bir sene, en kötü ihtimalle ikibinonbeşte aynı kulvarlarda yarışacağız seninle…Not: Olurda bir terslik meydana gelir, kanallar beni kabul etmezlerse diye sivimi yolluyorum sana mirim. Zira bu aralar işlerle ilgili birkaç ufak problemim var. Biliyorsun, teğet geçti…Tek isteğim aprantisin, padavanın olmaktır. Senin içün kamera taşırım, mikrofon taşırım, bum kullanırım, hatta ve hatta eve götürmek için aldığın o poşetleri bile taşırım. Para bile istemem senden, gözünün çapağını yiyeyim..Mektubumu burada sonlandırken, yazdığım bir şiirle seslenmek istiyorum sana, ne olur duy beni..Yanına al beni çırağın olayım,O yemeklerin tadına bir de ben bakayım.Ağzım bayram yerine döndü diyorsun,Biz burada neler çekiyoruz, hiç bilmiyorsun.Kebapları, dolmaları yerken gülüyorsun,Evde seni izleyenler var, hiç düşünmüyorsun.Lütfen beni habersiz bırakmayın, saygılarımla rica ederim…