Başlığı görümce ‘o da kim?’ dediğinizi duyar gibiyim. Aslında çok bilindik bir kişiden bahsediyoruz: Aziz Nesin. Birçok türde yazmış, hatta bazı rivayetlere göre şairliğini Nazım Hikmet’in bile kıskandığı bir yazar, Aziz Nesin.
Nesin, 20 Aralık 1915’de Heybeliada’da doğdu. En çok mizah yazıları yazdı. Yazıları yabancı dile en çok çevrilen 4. yazardır. 1935’de Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1937’de Ankara Harp Okulu’nu bitirip asteğmen oldu. Ancak sonra bu görevinden istifa ederek bir süreliğine muhasiplik ve bakkallık gibi işler yaptı. Aynı anda ailesini geçindirmek için yazı yazıyordu. Sonra yapılan bir röportajda ‘neden bu kadar çok kitap yazıyorsunuz’ sorusuna, ‘ben ailemi bununla geçindiriyorum 4000 hikaye yazdıysam, ailem 3 kişi olduğundandır, daha kalabalık olsaydı belki 9000 hikaye yazacaktım,’ diyerek cevap vermiştir.
bir süre sonra kapattırılan markopaşa adlı dergi
1946 yılında Markopaşa adlı mizah dergisini çıkardı. Zamanın devlet adamlarını mizahi ve keskin bir üslupla eleştirmiştir. Baskınlar sonucunda da dergi bir süre sonra kapatılmıştır.1948 yılında Azizname’yi çıkarmıştır. Taşlamalardan oluştuğu için bu kitap da Aziz Nesin’in başına büyük dertler açmıştır.
1955’den itibaren Gazetelerde de yazmaya başlamıştır. Dolmuş, Yeni Gazete, Akşam, Tanin, Günaydın, Aydınlık gazetelerinde mizah yazıları yazmıştır. Ancak birçoğumuz onu, aşırı sol görüşüyle ve Türklerin %60’ının salak olduğunu iddia ederek gösterdiği büyük cesaretiyle hatırlarız. Kimine göre doğru kimine göre yanlış düşünen yazar, yaşadığı zamanlarda büyük tepki görmüştür. Bir süre devlet tarafından koruma verildiği de söylenir. Hatta bir hikayesinde bundan bahsetmiştir: Aziz Nesin’i koruması için görevlendirilen adam, Aziz Nesin’i tanımayınca Aziz Nesin, devletten bir daha koruma istememiştir.
nesin vakfı
Ateist olan ve bu nedenle çok tepki görmüş yazar, 1973 yılında Nesin Vakfını kurmuştur. Şu anda da faaliyet gösteren bu vakıf, birçok çocuğun eğitim, barınma vb. ihtiyaçlarını karşılamış ve birçok saygın birey yetiştirmiştir. Kitap telifleriyle ve bağışlarla devam eden vakıf, halen 42 çocuk okutmaktadır.Nesin, 95 yılında söyleşi için gitti Çeşme Alaçatı’da kalp krizinden vefat etmiştir. ‘Sizin memlekette eşek yok mu?’ kitabında vasiyet ettiği gibi hiçbir tören yapılmadan ve yeri belli olmayan bir yere gömülmüştür.
yorumlar
çok sade, iyi olmuş, hafif.te bu nevi yazılar görmek beni mutlu ediyor
Dar yerden çıkanlar geniş yerlere sığmazlar. (Mum Hala, 1 Kasım 1967)Eskisi olmayanın yenisi de olmaz. (Vakıf çocuklarına öğütlerinden)İnsan, insan gibi, insan olarak hür olmasını bilmezse, hür olamazsa, o zaman kurtlar, kuşlar gibi hür sanır kendini. (Mumhala)Yoksulun tek silahı çalışmaktır. (Vakıf çocuklarına öğütlerinden)Tembellerin çalışma günü yarındır. (Vakıf çocuklarına öğütlerinden)İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene… Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın. (Ali Nesin’e öğütlerden)Halkımı sevmediğimden bu halkın değişmesini istiyorum. Halkımı sevsem ne diye halkımın değişmesini isteyeyim… (Özel konuşma)Mahkemede aklanırsam, Türk halkının yüzde altmışının aptal olduğu Türk mahkemeleri tarafından tescil edilmiş olacak. (Mahkeme savunması)Türk halkı… Kaza gaz diyen, gaza kaz diyen bir halktır… (Bir soruya yanıt)En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde şimdiyedek “iki kere iki dört eder”den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım. (Mum Hala, 8 Şubat 1958)Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim.Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar yada bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar. (Mum Hala, 6 Şubat 1970)
nesin.bir insan.aziz.ne cesurdu.en sade haliyle cümleleri.içinden çıkılamazdı okununca.dışına sığılamazdı yok sayılınca.
Aziz Nesin’in Atatürk’e hitabıatam, hala yaşıyorsak:edepsizlik sayesinde!altı oku soruyorsan,politika dehlizinde!hele partin senden sonra,devrimlerin tavizinde!vasfedeyim halimizi,kalemime ver izin de!yobazlarla gericiler,onlar bizden daha zinde!’atam, atam…’ derler ama,bir adınız var sizin de…halkçılıkla devletçilik:anlatamam, çok hazin de…çoktanberi sahteciler,ağır çeker her vezinde!tek umut var, o da yalnız,amerikan dövizinde!sorma ata’m, halimizi,hal mi kaldı anlatacak…işte geldik dizindeyiz!yata yata çok yorulduk,tatil yaptık, izindeyiz!sanayide henüz daha,cafer için lazım diye,amerikan bezindeyiz!geçeceğiz avrupa’yıama şimdi izindeyiz!hocamız var, hacımız var,uçan kuşa borcumuz var,el oğlunun ağzındayız!ama bizi zor bulurlar,bahar, yaz, kış izindeyiz!evet, doğru söylemişsin:’türk milleti çalışkandır! ‘biz de senin tezindeyiz!dinlenmekten yorulduk da,onun için izindeyiz!zinde kuvvet diye söz var,kimse bilmez adresini,ah izindeyiz, vah izindeyiz!bugün değil, bu yıl değil,çoktan beri izindeyiz!ilerledik ata’m öyle,şimdi görsen tanımazsın:amerikan tarzındayız!arasan da bulamazsın,otuz yıldır izindeyiz!hani “türk, öğün, çalış, güven” demiştin ya… biz ilkinde takılıpkaldık. o yüzden çalışmaya vakit kalmadı. kimselere de (kendimiz dahil)güvenmiyoruz.seninle övünüyoruz. adına barajlar, yollar, köprüler yapıyoruz.balolar, heykeller, hatalar yapıyoruz. klipler, zamlar, işkenceler,darbeler…öyle bir kargaşa yarattık ki senin adına darbe yapanlar, seninadına yönetimde olanları devirip, senin fikirlerinle açıklıyorlarbunu…. ve de devrilenler yine senin fikirlerinle savunuyorlar kendilerini…herkes seni bir dönemki görüşlerinle tanımlayıp başka başkaanlatıyor bize… asker, demokrat, dindar, ateist, laik, çapkın,milliyetçi… liste uzayıp gidiyor, biz tartışıp gidiyoruz.hala “izindeyiz” ve bu izin hiç bitmeyecek gibi görünüyor.”izinde” olduğumuzdan kabrine çok ziyaret yaptık, ama sana layıkbir film yapamadık. 66 yılda… belki kimseleri sana benzetemediğimizden,belki parayı denkleştiremediğimizden…adına yaptığımız köprülere akın akın koşuyor yurtyaşların…intihar etmek için…cumhuriyeti emanet ettiğin gençler, polis copundan kafalarınıkaldıramaz haldeler.zorlu savaşlarla kurulan türkiye cumhuriyeti devletinde bugünçetelerin gölgesi var.dev posterlerini yaptık ama doğru dürüst bir belgeselini yapamadıkata’m…!arkandan ağlamaktan gözlerimiz şiştiği için yazılarını,konuşmalarını doğru dürüst bir kitapta toplayamadık. adına kurduğumuz kültür merkezini yangından koruyamadık. senin adına iktidara el koyanlar mirasını çiğnedi, ses çıkartmadık. kurduğun partiyi kapatıp, arşivini yaktılar… alkışladık…çünkü biz izindeyiz ata’m…her sabah güne “türküm, doğruyum, çalışkanım” diye bağıran, geri ve tembelnesiller yetiştirdik. sesimiz gür çıkıyor ama eğitimde başarı oranlarımızyerde sürünüyor.köşklerin bakımsızlıktan dökülüyor…kocaman resimlerinin asıldığı kamu binaları içinde memurun aç..”beni emanet ediniz” dediğin doktorların biliyorsun seni “geçteşhisten” erken yolcu ettiler.merak etme “izindeyiz” ata’m…o dönemde söylediğin bazı sözler bugün 7 kilit altında. dinüzerine, düşünce özgürlüğü üzerine yazdıklarını yazmaya, söylemeye kalkanlarmahkemelerde sürünüyorlar. o gün yazdıklarını, bugün ağıza alamayacak haldeyiz.seni aşmaktan vazgeçtik, sana ulaşamıyoruz ata’m… heykellerin okadar büyük, posterlerin öyle kocaman ki, ardında bir dolu adam kendipisliğini gizleyebiliyor. pislik büyüdükçe heykelleri de büyütüyorlar.şu “izindekiler”in listesini bir görsen inanamazsın ata’m…kendini tanıyamazsın.özlü sözlerini paylaşamıyorlar.yılgınlığa düşmememiz için söylediğin “küçük kıvılcımlar, büyükyangınlar doğurabilir” sözünü itfaiye kapısına asmışlar.bağışla bizi… izindeyiz ata’m…!
komşumuzdu vakıf.çocukluğumda Çatalca otobüsünde sıkça rastgelirdik Aziz nesin’le.tüm otobüs “ne pinti adam” diye konuşur dururdu. çekinirdi herkes.vakıftan arkadaşlar edinince vakfa ziyaret bahanesiyle sızma bahtiyarlığını da yaşadık defalarca.zekası ve dili ve vuruculuğu rakip tanımaz yazar.ne vakit ruhum sıkışsa birkaç cümle okurum. utanırım sıkışıklığımdan.teşekkürler icetea.ve ben de ekleyeyim en sevdiğim şiirini.@4119629 [k]çok merak ediyorum kendimibaşıma birşey mi geldiöldüm mü kaldım mıhiçbir haber yok kendimdenbu sabah kapımı çaldımkapıyı açan kendimbir süre kendime baktımbu güleç yüz bendimoh ne güzel bir sabahbugün de yaşıyorum demekbenden başka yok kimsembeni merak edecek.aziz nesin
en sevdiğim yazarların başında gelir.
dikkat edelim de burayı da ateşe vermesinler.
yazarların ölüm tarihlerinin bu şekilde gösterilmesinden yana değilim. (1915….) desek olmaz mı ki?onlar toprak olsa da eserleri her an canlı,yazar=eser çünkü
DİRİLİŞGittikçe artıyor yerçekimiÇek elimden,Kurtarsın yerçekimindenAşkın çekimi…Akıyorum aşağılara sızım sızımDuyuyorum içimdeki derinlikleriÖpe öpe çek çıkar,Soluğunla dirilt beni..Kumsaldan nasıl sızarsa sularÇöküyorum dibe azar azarDağılıp parçalanıp ayrılıyorumTopla beni tut beni…Yağmurca gözyaşlarıncaAşağı aşağı çizgilerimAl avuç avuç fırlat gökyüzüneYeniden yarat beni…Aziz NESİN
ÇOĞALMAKKalabalıkta kalabalıkça yalnızlıkYalnızladıkça birbirimiziHaydi çoğalalımÇoğaltarak kendimiziBir canım çoğal da bin can olIsıt yaşlıların yalnızlıklarını ilinsin üşümüşlüğü bırakılmışlarınÇoğalın dudaklarım çoğalın sonsuzÖpün bütün ağlayan çocukları kimsesizÇoğal gözlerim çoğalGör bütün görmeyenlerde yapayalnızEllerime tutunun ellerime çoğalınOkşayın sevecenlikle çocuklarıHıçkırırlarken uykularında bileAZİZ NESİN
ÇOĞALMAKKalabalıkta kalabalıkça yalnızlıkYalnızladıkça birbirimiziHaydi çoğalalımÇoğaltarak kendimiziBir canım çoğal da bin can olIsıt yaşlıların yalnızlıklarını ilinsin üşümüşlüğü bırakılmışlarınÇoğalın dudaklarım çoğalın sonsuzÖpün bütün ağlayan çocukları kimsesizÇoğal gözlerim çoğalGör bütün görmeyenlerde yapayalnızEllerime tutunun ellerime çoğalınOkşayın sevecenlikle çocuklarıHıçkırırlarken uykularında bile
ÖLÜME EĞİLMEKUyumaya değilRüyalarıma gidiyorumOrada yaşayacağım isteğimceUyanıkken hiç yaşayamadığımHepsi de gençti güzeldiSevdim sevildim diye aldanarakSon gördüğüm onlar olacakBunca yıldır sevgiye dayanamadığımÖlüme değilSonsuzluğa gidiyorumOrda dinleneceğim gönlümceYaşarken hiç mi hiç dinlenemediğimKalemim yine elimdeKağıtlarım da önümdeSon uykusunda düşecek başımSağlığımda hiç eğmediğim.
Aziz Nesin’in 1948 yılında Gençliğe Hitabe’ye uyarlayarak CHP’yi hicvettiği yazısı.
hacı yeni üyeliğe gerek yoktu ya.faşizm saklanmayı sevmez.al bu da benden hacı:Grup toplantısında CHP’ye yüklenmek için Aziz Nesin’in Zincirli Hürriyet gazetesindeki yazısını satır satır okuyan Başbakan Erdoğan, “Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere Amerika’dan borç dahi alınabilir. Hatta bu borç alınan paralar ziyafetlerde yenilebilir” ifadelerini ise okumadı.CHP ile girdiği İnönü-Hitler tartışmasını bugün de sürdüren Erdoğan, yeni bir pragmatizm örneği sergileyerek CHP’ye yüklenirken Aziz Nesin’den alıntı yaptı.”Şimdi daha enteresanını anlatacağım” diyen Erdoğan, “Aziz Nesin 5 Şubat 1948’de şunları yazıyordu” diyerek Nesin’in yazısını satır satır okumaya başladı:“Ey Türk faşisti, birinci vazifen Türk matbaalarını yıkmak, makineleri ısırmak, demirleri dişleyip duvarlara asmaktadır.Gazeteleri çamurlara serip, üzerinde ağzın köpürünceye kadar tepinmektir. Bu temel partinin hazinesidir, meydanlarda kitaplarını yaktığın namuslu insanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş şekilde işkenceye tabii tutulabilir. Matbaaları yakılmış, gazeteleri yakılmış, çoluk çocuğu dağıtılmış, haneleri işgal kendileri perişan edilmiş olabilir.Ey faşist yumurcakları işte bu ahval ve şerait içinde dahi yapılanları kafi görmeden namuslu vatanperverleri dağıtmak için muhtaç olduğun çekiç balta, halk partisinin ambarlarında mevcuttur”Ancak Erdoğan, aynı yazıda geçen “Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere Amerika’dan borç dahi alınabilir. Hatta bu borç alınan paralar ziyafetlerde yenilebilir” ifadelerini ise okumadı. Aziz Nesin’in emniyet teşkilatının faşistlerle işbirliği yaptığına ilişkin cümleleri de Erdoğan’ın sansürüne uğradı.
bu da promosyonu hacı:Al sana Aziz Nesin-06 Mayıs 2010 Hürriyet-Yılmaz Özdil1925’te, Atatürk henüz hayattayken çıkarılan bir kanun var, “banknotlarda cumhurbaşkanının resmi olacak” diyor… Yani, İsmet İnönü’nün Atatürk’ün resmini çıkarıp, kendi resmini koyması filan söz konusu değil… Cumhurbaşkanı’nın resmidir o paralara konan.*Buna rağmen, İsmet İnönü’ye vuruyor Başbakan… Aziz Nesin’in “Ey Türk Faşisti” yazısını kanıt olarak gösteriyor.*Halbuki, Aziz Nesin’in “ey faşist” diye seslendiği kişi, İsmet İnönü değil… Solcu Tan Gazetesi’ne baskın düzenleten CHP’nin o günkü İstanbul Müfettişi Alaaddin Tiritoğlu.*Diyeceksiniz ki:“E iyi ya işte…”*İyi de…*Süleyman Demirel katıldı o baskına, kendisi anlattı… Bunların partisinden milletvekili adayı olan Turgut Özal katıldı. İtiraf etmedi ama, katıldı diyenleri yalanlamadı, bunların elini öptüğü hocaları, Necmettin Erbakan katıldı. İTÜ öğrencileri ağırlıktaydı çünkü… Ayrıca, bu arkadaşların ha bire şiirlerini okuduğu Necip Fazıl Kısakürek de, gazeteyi basmaya gidenleri Vakit Gazetesi’nin balkonundan alkışlamıştı… Zaten, gazeteyi yağmalayanların bazıları, sonradan, “biz onların devamıyız” dedikleri Demokrat Parti’den milletvekili oldu!*Bağımsız Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin kucağına oturtulması operasyonunun ilk işaret fişeklerinden biriydi o gazete baskını… Aziz Nesin’in isyanı, bunaydı.*Demirel bastı.Özal bastı.Erbakan bastı.Necip Fazıl alkışladı.ABD’ye gitme rekoru kırdı…Hâlâ “İnönü” diyor.*Bakın…*Ahlaksız bir adamdı. Silik, sıradan bir memurken, aldığı rüşvetlerle köşe oldu. Foyası meydana çıkınca, kendine dokunulmazlık sağlamak için siyasete atıldı. Yağcılık yapa yapa yükseldi, rüşveti her yere bulaştırdı, yalanlarıyla ahaliyi birbirine düşürdü, belediye başkanı oldu. Namuslu insanları birer ikişer harcadı, iftira ata ata, üstlerine basa basa, milletvekili seçildi. Öyle yüzsüz, öyle utanmazdı ki, kendisini suçlayanları hain, kendini vatansever ilan etti.*Zübük bu.*Aziz Nesin bunu da yazdı.*İsmet İnönü müdür Zübük?*Hadi diyelim, Zübük’ü es geçti…Aynı Aziz Nesin’in “bu milletin en az yüzde 60’ı aptal” şeklindeki sözlerine de itibar ediyor mu acaba Başbakan?
ACILI GECENİN BİTİMİNDEYaşadığımı işitmek istiyorumBir ses uzaktan yakından ya da içimdenDüşen yaprak örneğinKağıt hışırtısı olsunYa da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısıBir inilti derindenDamlayan suBir elektrik düğmesi çıt diyeÇok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmazİçimdeki mağaralarda besler büyütürümHer ne olursa olsun bir sesYeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı görmek istiyorumBir ışık uzaktan yakından ya da içimdenSesindeki pırıltıyaGözündeki ışıltıya benzerBir kibrit çakımıBir yanıp sönse yeterSabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplakYa da gün batımı pembesi dudakBir yıldırım hızında çizilsinBir şimşekçe yazılsın karanlığımBir fener ki uzaklığı bilinmeyenBir yıldız parlayıp sönenDişlerinin aydınlığınıİçimdeki mağaralarda besler büyütürümHer ne olursa olsun bir ışıkYeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı duymak istiyorumBir ısı uzaktan yakından ya da içimdenTenine ilk dokunduğum zamankiElini ilk tuttuğumYüreğimi kanatlandıran o titreşimKanı geçiyor kanıma sandığımÖyle bir değdin ki varla yok arasıVe yanarken ateşten ellerimYatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlikVe sevgiyi sende bulduğum ilkO ılıklığa değinmek yerineUzak düşlerde olsa da yeterİçindeki mağaralarda besler büyütürümHer ne olursa olsun bir değiniYeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı koklamak istiyorumBir koku uzaktan yakından ya da kendimdenKulak memelerinde şebboySaçlarında o kokuKi öptükçe öpüldükçe büyüyenHer yel estikçe getirir düşlerimeKoklarım çok uzaklardaki anılardan seviyiBir yel esmiş mi esmemiş miBir kıpı dal oynasaBir yaprak kıpırdasaDuyulur duyulmaz olsa daİçimdeki mağaralarda besler büyütürümHer ne olursa olsun bir kokuYeter ki bana ispat etsin yaşadığımıYaşadığımı tatmak istiyorumBir tat ki uzaktan yakından ya da kendimdenAğzımda dilimde damağımdaBir buruksu mutluluk sandığımSalt benim diye aldandığımKendi yalanlarıma kandığımArttı yaşadıkça duyduğum acıYitirmemek için o acıyı çoğaltırımİçimdeki mağaralarda besler büyütürümHer ne olursa olsun bir tatYeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
BIR KADINI AGLATMAK- AZIZ NESINSANA…
ARKADAŞIM BADEM AĞACIBANA…
BEKLEMEKGözler önünde işteGittikçe arınıyorum kendimdenHer giden güzelleşirGidiyorum güzelleşmek içinUnutulsun diye çirkinliklerimGelecek birisi güzeldirGelince güzel değilHele gelmişse çirkinYaşam, ölüm gelecek diye güzelEy güzeller güzeli beklediğimKaç saatim, kaç dakikam ya da saniyemArtık ne gelmek ne de gitmekYaşamın en zor yanı beklemekHiçbirimiz beklemedik doğmayı,Doğduğumuzdan beri beklediğimizÖLMEK!AZİZ NESİN
DOĞUM GÜNÜ TELGRAFISen iyi ki doğdunBen iyi ki yaşıyorumNe güzel şeySeni hala seviyorum
DOĞUM GÜNÜ TELGRAFISen iyi ki doğdunBen iyi ki yaşıyorumNe güzel şeySeni hala seviyorum
Aziz Nesin, ne zaman sıkıntıda olsam açar bir kitabını okurum, beni ciddi hikayeleri ve yazıları mizahi ve satirik olanlardan daha çok etkiler. Ama ne olursa olsun gülümsetir, insanı ne olursa olsun yaşadığına mutlu eder. Çok güzel bir insandın Aziz Nesin…
Anlamak değilde seni,Ziyan etmek niyetleri.İnsan değil bunlar babacım,Zira aslında sana da var garezleri.Nesin sen demek gerek,Eninde sonunda bulmak gerek.Sayıyorum günleri, geceleri,İşitiyorum seslerini ve duruyorum,Nesin sen demek gerek çünkü.Buda benden küçük bir anı kalsın bu güzel insanı sevenlere.Sen çok yaşa Aziz NESİN…
Aziz Nesin soyadını nasıl almış :’1934 yılında soyadı kanunu çıktı,her türkkendine bir soyadı alacaktı,herkes kendisine soyadınıkendisi seçtiği için insanların bütün gizliaşağılık duyguları ortaya çıktı.dünyanın encimrileri’eli açık’dünyanın enkorkakları’yürekli’dünyanın en tembelleri’çalışkan’gibi soyadları aldılar.bir mektupyazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen biröğretmenimiz kendisine’çevikel’soyadınınalmıştı.ırkçılığın yayıldığı günlerolduğundan,özellikle türklüğü karışık olanlarırkçılığı anlatan soyadlarını kapışıyorlardı.hertürlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadıyağmasında da sona kaldım.bana,ortadaböbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından,kendime’nesin’soyadını aldım.herkes nesin’diyeçağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyimistedim. ‘ Aziz Nesin
Koruma kendisini tanımamış deyince aklıma başka bir anısı geldi Nesin’in. Sivas katliamında da ne hikmetse polis sanmışlar, o şekilde nasıl olduğunu anlamadan kurtulmuş katliamdan. Kurtardıktan sonra anlamışlar polis olmadığını ama biraz geç olmuş tabi 🙂
evden eve nakliyat evden eve nakliyat fiyatlar nakliyaevden eve taşıma evden eve
Bilgi için teşekkürlerminoxidil satışminoxidil şampuanzayıflama onlinediyet ve diyetkanser
Bilgi için teşekkürlerBurunburun estetigiburun ameliyatiburun estetigi fiyat