“Mecnun, bir gün fırsatını bulmuş; Leyla ile oturmaya başarmış. Leyla, Mecnun’dan bir dilekte bulunmuş; ‘Ey aşık,’ demiş; ‘neyin varsa getir.’ Mecnun dile gelmiş ve ‘Ey ay yüzlü,’ demiş; ‘senin aşkından ne suyum kaldı, ne kuyum. Ne ciğerimde birazcık su kaldı benim; ne geceleri gözüme uyku giriyor. Aşkın aklımı yağmaladı; şimdi bir tek canım kaldı; senden emir bekliyorum. Canımı istersen hemencecik vereyim; bunu iyice bil; hiç kuşku yok ki hemencecik veririm onu da.’ Leyla söze gelmiş ve ‘Ey yiğit,’ demiş; ‘bunu ne vakit istersem alırım; başka neyin var?’ Mecnun, Leyla’ya bir iğne vermiş; ‘iki dünyada da şimdi malım mülküm bu. Bütün varlık dünyasında sahip olduğum şey bu; bundan başka elim boş, hiçbir şeyim yok. Bunu da şunun için yanımda taşımaktayım: Çölde, ovada düşüyorum… Seni izlerken düşüyorum. Gül gibi, benim de ayağıma diken batıyor. Yere düşünce ayağıma batan o dikeni bu iğneyle çıkartıyorum.’O zaman Leyla Mecnun’a demiş ki: ‘Şimdiye dek ben de onu arıyordum. Aşkta gerçeksen, bu iğne nasıl yakışıyor sana? Darmadağın coşkun aşık, benim gibi bir güzeli ararken ayağına diken batarsa, o dikeni iğneyle çıkartmak doğru olmaz. Çıkartırsan buna vefa demezler… Ayağına bizim yolumuzda bir diken batarsa, sen onu elbisene takılmış bir gül bilmelisin.’
yorumlar
Bu yazıdan şunu çıkarıyorum aşk tüm acısıyla vardır katlanmasını bilene.Deggial demiş ki’Ey aşık’herşeyi biliyorum ve çekiyorum,en zor yerde kendi içimde…
başaçıkılabilinirmiaşklaacabaçokmuzorçokmukolay
Biz gerçek aşkı yaşıyor muyuz acaba? Yok yok. Buna göre bizimkiler aşk değil:(
İmrenmemek elde değilki! Cinsel dürtülerin esiri olmayan bir aşka…