bildirgec.org

leyla ile mecnun hakkında tüm yazılar

Özledim Seni…

atalay ahmet | 14 April 2010 16:05

Özledim seni.
Özledim eski günleri.
Sana bakıp ellerini tuttuğum o güzel günleri.

Bir anda aklıma geldin aylar sonra. Beni güzel gözlerinle görüp, hayatına kabul ettiğin andan, bırakıp gittiğin o ana kadar tüm yaşadıklarımız, yıllarımız, aşkımız geldi aklıma. Ne güzel de ‘aşkım’ derdin bana.

Gör şimdi halimi. Bırakıp gittiğinden beri bir hayalden çok daha uzaksın bana ve ben sensizlikle baş edemiyorum sevgilim.

‘Sevgilim’, ne kadar yabancı bu kelime bana senden yana. Sense bir başka kollarda.

Duruyorum hala bıraktığın o beton kaldırımlarda…

atalay ahmet | 12 April 2010 13:28

Sen misin beni böyle seven?
Yerle göğün birleşmesi kadar imkansız.

Yoksa sen misin benden böyle nefret eden?
Doğmamış acıları bende var edip,
Sonra canım yansın diye,
Canımı almadan çekip giden.

Peki ben nasıl bilebilirdim?
Beni belli belirsiz bir duyguyla dolu,
Umutlar, hayaller ve dualarla bezediğini,

Güya gelecek diye bekletip,
Nam salmış bir sevda ile bir başıma,
Buralarda ve her yerde sensizliğe hapsedip,
Sonra yok oluşları sırtıma yükleyeceğini,

kan

siirimsi | 06 February 2008 12:34

kalemimden

kan

damlıyor dostlar

ne yazsam

ne söylesem

nereye gitsem

geldiğim yerdeyim hep

güzel şeyler

söylesem

mis koksun diye

kelimelerimi

gül bahçesinde

yüzdürsem

ferhata dağları

bahşetsem

leylayı mecnuna

versem

karşılıksız sevmesem

Mecnun’un Leyla’sı

pelitas | 16 November 2007 01:57

“Mecnun, bir gün fırsatını bulmuş; Leyla ile oturmaya başarmış. Leyla, Mecnun’dan bir dilekte bulunmuş; ‘Ey aşık,’ demiş; ‘neyin varsa getir.’ Mecnun dile gelmiş ve ‘Ey ay yüzlü,’ demiş; ‘senin aşkından ne suyum kaldı, ne kuyum. Ne ciğerimde birazcık su kaldı benim; ne geceleri gözüme uyku giriyor. Aşkın aklımı yağmaladı; şimdi bir tek canım kaldı; senden emir bekliyorum. Canımı istersen hemencecik vereyim; bunu iyice bil; hiç kuşku yok ki hemencecik veririm onu da.’ Leyla söze gelmiş ve ‘Ey yiğit,’ demiş; ‘bunu ne vakit istersem alırım; başka neyin var?’ Mecnun, Leyla’ya bir iğne vermiş; ‘iki dünyada da şimdi malım mülküm bu. Bütün varlık dünyasında sahip olduğum şey bu; bundan başka elim boş, hiçbir şeyim yok. Bunu da şunun için yanımda taşımaktayım: Çölde, ovada düşüyorum… Seni izlerken düşüyorum. Gül gibi, benim de ayağıma diken batıyor. Yere düşünce ayağıma batan o dikeni bu iğneyle çıkartıyorum.’
O zaman Leyla Mecnun’a demiş ki: ‘Şimdiye dek ben de onu arıyordum. Aşkta gerçeksen, bu iğne nasıl yakışıyor sana? Darmadağın coşkun aşık, benim gibi bir güzeli ararken ayağına diken batarsa, o dikeni iğneyle çıkartmak doğru olmaz. Çıkartırsan buna vefa demezler… Ayağına bizim yolumuzda bir diken batarsa, sen onu elbisene takılmış bir gül bilmelisin.’