Öfff…Püüf…İğrenç bi kokuyla uyandım…Yorganı üzerimden atmamla ağzımı açıp lanet okumaya başlamam aynı anda oldu.Ya bu da ne şimdi…Bugünün de süprizi bu mu?Hep demişimdir bir güne nasıl uyanırsanız o gün öyle geçer.Evin bütün pencerelerini açtım.Oda spreyini bir hışımla evin içine boşalttım.Elimi yüzümü yıkamadan önce her zaman yaptığım gibi hacetimi gidermek için banyoya doğru yol aldım.Ne göreyiim lanet olsun…Klozet ağzına kadar dışkıyla dolmuş ve banyomun ortasına kadar taşmış.Dedim bu evden taşınmanın vaktidir artık Zoey!Dolapta eski yeşil bir bavulum vardı.Bir hışımla onu dolaptan çıkardım çekmece bulduğum tüm giysileri dolaptaki üç pantolonu içine sıkıştırdım.Pijamalarımın üstüne siyah ceketimi cektim botlarımı giyip o anda evden ayrıldım.Bi daha bu eve girmeyeceim asla diye tekrarladım apartmandan çıkana dek.Bir sokak ötede belediye parkı vardı.Yeşil bavulum ve en doğal halimle ben, orda boş olan bi banka oturdum.Ohh be ne güzelmiş dedim.Evet bugün yeni bir gün olacaktı.dışkılarla dolu evim sayesinde dışkılarla dolu hayatımıda geride bırakmıştım.Evet sanırım mutluydum.Uzun zamandır böyle iyi hissetmemiştim.Şimdi ne yapmam gerekiyordu?Bi sigara yakmak heralde konum itibariyle olmazsa olmaz gibi görünüyodu.Ceplerimi yokladım ve birden kendime geldim;Zoey sen sigara kullanmazsınki!Yine lanet olsun…Gidip bir paket sigara aldım karşıki büfeden acıkmıştımda biraz, bisküvi de aldım atıştırmak namına.Tekrar parka döndüm.Önce üç tane bisküvi yedim.Sonra sigara paketini açtım,içinden çekip aldığım sigarayı iki parmağımın arasına sıkıştırdım ağzıma götürüp yaktım.Öyle filmlerdeki gibi ilk çektiğim dumanla öksürürüm sanıyodum ama gayet başarılıydım.Bu bana bi özgüven verdi tabi.Evet evet yeni hayatım iyi başlamıştı.En azından başarılıydım.Sigarayı ikinci kez ağzıma götürürken bu sefer sol gözümü hafiften kısıp çktiğim dumanı kırk yıllık tiryakiler gibi havaya üflüyordum büyük bir intizamla.Üç dört nefes daha…Baktım bi bok anlamıyorum ben bundan…Dedim lanet olsun…Paketi fırlatıp attım…Öff … Şimdi ne yapılır diye düşündüm.Bir ev bulmalıydım sanırım öncelikle, ama bünyem bunu şiddetle reddediyordu.Siyah ceketimin cebini yokladım sadece 185 ytl vardı ve ayın daha 11’i..İşten atılalı iki ay olmuştu ve bu benim son paramdı.Öööööffff.Ay sonuna kadar en azından evin kirası verilmişti.Evemi gitseydim.Ama lanet olsun istemiyodum o lanet lağım çukuruna gitmeyi!Evet bir kez daha;lanet olsun…Yeşil bavulumu elime aldım ve anlıkta olsa mutlu olduğum belediye parkımı terkettim evime dönmek üzere.Ve lanet evdeyim işte…Bavulu yatağın üstüne attım.Ev değil sanki lağım.Bu koku dayanılmazdı.Galiba bi telefon açıp tamirci çağırmanın vaktidir diye düşündüm ve o an farkettim ki lanet okumuyordum.Galiba bugünün en erdemli anıydı benim için.Ev sahibini aradım durumu izah ettim.O da tamirciyi yollayacağını söyledi.Evet şimdi tamirciyi bekliyorum dışkılarla dolu hayatımın dışkılarla dolu banyosunun kapısının önünde…
yorumlar
yeşil bavulu olan birinin başına bunların gelmesi gayet normaldir,
Bavulun yeşil olması beni de huzursuz etti. kopanistiye aynen katılıyorum…
bavul rengi çok mühim değil aslında.. üzerinde pijamalar, ayağında kahverengi botlar ve deri ceketle yeterince korkutucu görünüyor olmalısın.. yeşil çantaya kimsenin dikkat edebileceğini sanmıyorum.. parktaki teyzelerin kaçıştığını görür gibiyim.. dua et polis yokmuş etrafta..
deri ceket mi?… ve kahverengi botlar mı?…
gözümün önünde öyle canlandın..
🙂
demek ki deri değilmiş ceket, frag olabilir mi acaba?siyah frag giyip parka gittiysen bi de elinde yeşil bavul milletin aklı çıkar hakkaten. botun rengini ise düşünmek bile istemiyorum.
çok eğlenceli bi insansın kopanisti…çok güldüm…
daha dur bu bişey deil zoey, daha neler çıkarcam bu hikayeden sen seyret
tamam.bugün eğlenmeye ihtiyacım var.performansını dikkatle izlicem…
helâ ne alemde ?
yapıldı…
185 lirada bitti o zaman helâ tamiratında, eee nolcak şindi
geçmişler olsun..yapabiliyorsan çamaşır suyuyla dezenfekte öneririm.. biraz kötü kokar ama dayanmak lazım.. bin türlü hastalık var..
aç kaldıım aaaçç…abi yolla bi 200lira!
vah vaaahhh:(geçmiş olsun zoey..iğrenç bir durumdur bilirim! bir kere daha geçmiş olsun.ankarada eryamanda 1+1 bir evde yaşıyordum öğrenciliğimin bir döneminde. aynı zamanda da bir spor tesisinde part time çalışıyordum ve eve gece 12de geliyordum. mesai 10da bitiyor ama yol maşallah şehirlerarası mesafe neredeyse..ancak 12de evdesin. ve bir gece, yorgunluktan bitmiş bir halde evime vardığımda anlattığın korkunç sahneyle karşılaşmıştım!!! hala gözümün önüne gelir zıkkım sahne!yeşil bavulum yoktu..olsa da çıkıp oturacağım bir par yoktu yakında…o olsa da sigara alacak bile param yoktu..dolayısıyla ben de gayet çilekvari bir tepki verip: ağladım zırıl zırıl saatlerce:)))sonra da gayet çilek the bahtsız halimle temizledim evi öğüre öğüre:))şimdi düşününce komik ama o an hiiiiç değildi:)
ben de şeye takıldım…sigarayı başarıyla içtiğini anlatıyon ya. aslında, seni o sırada izleyen bir tiryaki eminim ki şıp diye anlar yeni sigara içtiğini.not: tahmin. bende içmem çünkü…
Dışkı yerine bi bok anlamadığımın “bok”u olsaymış, daha bi eğlenirdim sanırım.
pek mersi çilek…evet rezalet bi durum doğrusu…Allahtan bir hikayeydi bu.gerçeğini düşünemiyorum bile…
yalan olduğu yeşil bavuldan belliydi zaten
burda günlük tutmuyoz kop!yazı yazıyoz…
ben ciddi sanmıştım.. utansam iyi olur şu köşede.. tek ayak üstü.. bi de çamaşır suyu falan ahkam kesiyorum.. püh..!
yazı güzel yazmışın, bi arada kışı veya sonbaharı da yaz,
bööö…bazen espiri anlayışından şüphe duyuyom…
hela yapıldı diye cevap alınca gerçek zannetmen çok normal şahlanankoç, dün gerçekti, bugün yazı oldu:))
yarın ne olur kimse bilemez
evet evi yıkıp tekrar yapabilirim on dakikamı almaz valla…
herşeyi fazladan ciddiye almamayı öğrenmem lazım linetsan.. bunca kış yetmemiş..
kendimi japonlar gibi hissetmeme sebep oluyorsunuz sahlanankoc :)) hatırlar mısınız o diziyi? shogun
hatırlanmaz mı anjinsan
hem nasıl hissedermiş japonlar, onu da merak ettim şimdi.. bizzat içlerindeyim bir süredir.. sizden duymak isterim bu hali..
:)) işte öylee desem olmaz tabii, ne bilim linetsan diyince aklıma anjinsan geliyor, ee anjinsan gelincede o minik adımlarla yürüyen japon hanımları geliyor, japon hanımları gelincede geyşalar geliyor, bu böyle sürüp gidiyor:)))İyi akşamlar herkese, ben kaçıyorum evde pilav yapacağım, bak aklıma geldi şimdi, japonlardan, nerden nereye:)))
çubukla yemek zordur anam babam usulü tane tane dökülen pilavı.. kaşığı daldırmak gerek..
kopanistinin yorumlarını okurken kahkahalara boğuldum…bu arada çilek ve zoeye geçmiş olsun:)
düpedüz yalan bu be!