Önümüzde bir bayram var. Kurban bayramı. Çocukluğumdan bu yana bayramın ilk günlerini evimden çıkamadığım, çıkmak zorunda kaldığım günlerde de gözlerime kulaklarıma söz geçirmeye çalıştığım, görmek, duymak istemediğim manzaralardan kaçmak istediğim bayram günleri. Her yıl tekrarlanan bu kabus gibi günler beni derinden etkiler. Mahalle sokaklarında, bahçelerde, avlularda böğüren, kesilen, derileri üflenerek soyulan, işe yaramayan organları üstünkörü toprağa gömülen, daha sonra etcil mahalle sakini hayvanların umarsızca, sinekler arasında kalan kutsal kurbandan artanlarla beslenmeleri.Ağaçlarda, yada neresi uygun görüldüyse orada boğazlanan küçük veya büyük baş hayvanlardan arta kalan görüntüler. Çocukluğumdan kalan anılar. Yetişme tarzım heralde. Yedi göbek müslüman bir aile olmamıza rağmen, ben ailemde kurban kesme olayını yaşamadım. Rahmetli babam kurban bayramlarında sabah erken çıkar, namaza gider, öğlen saatlerinde elinde içinde taze kesildiği belli olan kurban etleriyle dönerdi. Rahmetli, gösteriş olmasın düşüncesiyle bilmediğimiz bir yerde çoluk çocuğun gözünden ırak bir mahalde dini görevini yerine getirir ve dağıtılan kurban etlerinden ancak payına düşeni evimize getirirdi. Ben ve kardeşlerim hiç bir zaman bir gün önceden bahçemizde dolaşan, elimizle beslediğimiz bir hayvanın, gözümüz önünde kesilip parçalandığını görmedik.Çocukluğumda bana o günleri yaşatanlardan, yani rahmetli büyüklerimden aldığım bu mirası benden soraki neslime aktarma çabası içindeyim.Dilerim sizlerde aynı çabayı gösterirsiniz. Kurban bayramınız kutrlu olsun…