bugünkü haberlerin en ilginci, kültür ve turizm bakanlığı personelinin bazılarının korsan vcd satıcısı, bazılarının ise korsan vcd alıcısı olmalarıydı. düşününsene komediyi. bu kurum telif haklarının en büyük sorumlusuyken, personel ayrı havadan çalıyor.kıssadan hisse: orjinal kitap, kaset ve film yapımcıları başlarını ellerinin arasına alsınlar bir daha düşünsünler, bir müzik cd si 10 milyondan satılırsa, vatandaş tabii ki korsana meyleder. fiyatları düşürün görün bakın o zaman satış patlamasını. sürümden kazanırsınız…
yorumlar
yazdığın haberin kaynağı var mı acaba? Orjinla haberin linkini verir misin?
<a href=”http://www.hurriyet.com.tr/gundem/4117076.asp?gid=69″>hürriyet gazetesi</a>nde okudum ben bugün.
Kaynak olarak; bu olayın dün akşamki <b>Kanal D</b> haberde yayınlandığını gördüm. Ama haberin gerek sunuşu gerekse arkaplanın da kullanılan müzikten <em>(-ki gayet laylay bir melodi)</em> biraz geyik maksadı sezinledim. Çünkü söz konusu olay Turizm Bakanlığının <u>çaycısı</u> tarafından yapılmakta ve oradaki memurlara satılmakta. Ancak satılan cd gayet cüzi miktarda.<em>(3-5 adet)</em> Klasik ya.şak Kanal D haberi sunumunda olan bu olay pek bir haber değeri taşımamakta. Zaten ellerinde kamera, bakanlık koridorlarında aleni bir şekilde, salak salak diyaloglarla çaycıyı sıkıştırmaya çalıştılar. Büyük ihtimalle bu haberi çekerken eğlenmişlerdir ama çaycı için<em>(ne yazık ki ismini bilmiyorum)</em> aynı şeyi söylemek pek mümkün değildi. Sonuçta olan gariban çaycıya olacak, herşeyden önce devlet dairesinde çalışmakta. <em>(büyük ihtimalle sözleşmeli)</em> ve bu habere sebebiyet verdiği için soruşturma geçirecek veya kovulacak. Haberin sunumu bittiğinde mikrofon tekrar <b>M.Ali Birand</b> ‘a döndüğünde O’da bilindik üslubu ile (ıııhhh) olayın çaycıya patlamamasını diledi.<em>(Korsana neden olan sebepler ve çözümü konusunda ise , geniş bir zamanımda bunu tartışmak isterim ama şimdi olmaz.)</em>
Fiyat konusuna katılıyorum. Korsanlar düşük fiyatlara satıp para kazanıyorlarsa, belki onlar kadar ucuza değil ama fahiş olmayan fiyatlara satılırsa peynir ekmek gibi gider kitap-kaset.
sabah radyo da dinlediğime göre bandrol almak için filmin orjinal bir kopyasını kültür ve turizm bakanlığına veren dağıtımcı şirket yetkilisinin gitmesinden sonra çoğaltıp personel arasında dağıtıyorlarmış.
peki bu bu fiyat düşürmeyi akıl edemeyen alık yapımcılar fiyatları düşürürse, MP3 çekip dinlemekten vaz mı geçeceksiniz?
Sevgili NuMB,.. Elbette vazgecmeyecegiz,.. Yıllardan beridir soylenegelen “CD’ler birer arzu nesnesidir ve ele alıp ğaketini acip gicir gicir bookleti mıncıklamak ayrı bir keyiftir” teranesinin de artık sadece zırva olduğunu söyleyebiliriz,.. Sahsen Coldplay, Placebo, DM gibi çok sevdiğim grupların CD’lerini mutlaka alırdım, oysa üçünün de bu sene albümü çıktı, üçü de bence çok çok başarılı, ama gidip de almadım. Bu iş artık geri dönebilecek bir yerde değil. Bence yapılabilecek tek şey, bulunamayan CD’lerin dijital olarak satılması ola bilir. Örneğin ben taşınırken kaybettiğim Vega’nın ilkini ya da Tanju Okan’ları para verip mp3 olarak alırım,.. Lakin birkac kopya satıldıktan sonra onlar da rapidshare sahanlığında görünecektir elbette.Acaba Türk piyasası da ecnebiler gibi sırtını canlı performanslara dayayabilir mi?
internet devrimi sayesinde/yüzünden sanat eserleri için telif diye bir şey kalmadı.. müzik,kitap,film gibi eserleri isteyen artık kolayca ulaşabiliyor hiçbir ücret ödemeden-sanatçısına. ancak bunun önüne geçmek mi gerekir yoksa kabullenmek mi bilemiyorum. sonuçta podcast’ıydı, video paylaşımıydı derken herkes kendi eserini üretir ve paylaşır oldu..yakında özel olan kalmayacak diye korkmuyor değilim.
“Geçen haftaya damgasını vuran sanat olayı kuşkusuz Oscar’lardı. Hemen hemen her gazetede çarşaf çarşaf Oscar tahminleri vardı. Televizyonlar da gazetelerden geri durmadı. Benim dikkatimi çekense herkesin izlemiş gibi ‘Brokeback Dağı’ ve ‘Capote’ filminden bahsetmesi oldu. Yahu bu filmler Türkiye’de henüz gösterime girmedi. Bildiğim kadarıyla basın gösterimi de henüz yapılmadı. Eee, onca insan nereden izledi bu filmeri? İki seçenek var, ya yurtdışına gidip izlediler, helal olsun… Ya da korsan DVD’sini aldılar. Sizce hangi seçenek doğru?”Kemal Yılmaz/ 13.03.2006 / Radikal
bu arada şu eklemeyi yapmadan edemicem, “brokebackmountain” korsan cd saticilar tarafindan “ibnekovboylar!” adi altinda! satişa sunulmuştur! (inanmasi zor ama gerçek)
Bize de bu yakışır.. 🙂
Duyduğuma göre bazı avrupa kentlerinde sokak tezgahları türemeye başlamış ve adamlar da bu sorunun önüne geçmek için CD fiyalarını<strong> %2</strong> kadar düşürmüşler ama <strong>hiçbir faydasını görmemişler.</strong> Bence düşündürücü birşey…
yapımcı sinema filmi vizyona sokmadan önce montajlanmış ve bitmiş filmini kültür bakanlığına teslim etmek zorunda, ki izin alabilsin!bu haber de bizlere bazı yerli filmleri nasıl vizyondan önce kaldırımlarda görebildiğimizin ipuçlarını veriyor. pek ipucu da demiyelim, göstere göstere veriyor! ne mutluyuz ki böyle bir bakanlığımız var!