“Arkamdan bakıyorsun biliyorum, gözlerinin değdiği içim… Acıyor!”
… Hani o gidişlerin var ya…Sessizce…Suskun…… Kırılan olduğum halde… Kendisiymiş gibi… Hani o arkasına dahi bakmadan gidişler…Hani senin “o an” “oracıkta” “ancak” arkasından baka kaldığın… Anın durması için yalvardığın, tutup ucundan geri çevirmeye çalıştığı an var ya, hani yapabilsen o merdiveni, hani yapabilsen o kapıyı, hani yapabilsen o sokağı tutup ucundan geri çevirmeye canını bile verebileceğin o an…
İşte o… En acıtanı o…Lüzum görülmemiş, anlaşılamamış aykırılıklar sahanındayım. Daha doğmamış çocukların duaları aşkına. Sebepsiz yitmişler, sebepsiz yaşanmamışlıklar sevdalığındayım… Giderken; hediyem olsun anlamsızlığım sana. Kara kitaplarda, tozlu raflarda sakla. Adını krizantem koyup rengini kırmızı, abuk sabuk benzemeler telaşındayım. Beni hüzün sarılığında anla. Derin yaran olayım; olgunlaşmamış ruhunda kana. Dondurulmuş duygular, doldurulmuş hayatlar, dondurulmuş tereddütler yaşındayım. Bilme sen, mahcubum adıma ve aldırma sakın savrukluğuma.
yorumlar
tüm bunları sırtına alıp gidecek olanın vay haline!zor bunları taşımak…sağol plakton…
Ben teşekkür ederim arkadaşlar.Ama İzin verirseniz susma hakkımı kullanmak istiyorum bir süre…
Duygularını anlatmada bir sanatçı kadar üretken bir aşık gibi içten ve samimi buluyorum. İnanılmaz benzetmelerinede söylenecek fazla söz yok.
Plakton, yine beni hüzünlendirmeyi başardın..Ne yapacaksın biliyor musun.. Yanındaki kişi gitmeye karar vermişse..İki ayağının üzerinde durup, kollarını birleştirip ‘hadi git’ diyeceksin sonra onu öylece izleyeceksin, gözden kaybolana kadar gözlerini ayırmadan bakacaksın ardından..Bu süre ona verdiğin, geri dönüş süresi olacak..Dönmedi mi ..Susup yoluna devam edeceksin..Onsuz ..ama o da sensiz..
@shadowy harika bir yazı seninse eğer önünde saygıyla eğiliyorum yok değilse eklediğin için teşekkür ediyorum 😀
Suskunluğum tabiî ki sizlere değil arkadaşlar, kendime hiç değil. Ara sıra suskun olmak hoşuma gidiyor sadece. Shadowy anlaşılmadığının farkındayım. Anlayanlar bana yetiyor.Yazdığın yazıda gerçekten çok güzel. Tabi bu da anlayanlar için. Merak ettiğim, aydınlıktaki cesaret mi? Yoksa karanlıkta ki mi?Hâlbuki kimseyi hüzünlendirmek istemezdim Pillibebekkuyuda. Yazdıklarına katılıyorum ama bence geri dönüş süresi diye bir şey yok. Giden gider yâda gidersin. İkinci bir şans, ikinci bir hak, ikinci bir süre yok.Teşekkür ederim Acuistic. Samimi bulduğun için sağ ol…
“kafamı başka birine ödünç verdim”Umarım zayiyatsız geri alırsın shadowy :)Devamı bekliyor olacağım..
takma arkadaşim gden gder tutup engellicek degiliz ya.. bazen gtme benmle kal demek gelsede benm içimdende ama o kişi hazrdır gtmeye nedesem bos anlamsız… arkasından sadece eyvallah mutlu kal demek yakısır bize .:((
gidenin kendince, gönderemeyenin kendince haklı yanları vardır.. önemli olan giderken yada gönderirken kendine ve karşındakine olan saygıyı harcamamaktır..
Kara bir leke gibi taşınan junk düşüncelerine inat anna freud’a aşık olmak lazım… O zaman gidişler kendinden değil kendiliğinden olur…