Aslında çok önceden bu konu aklıma gelmişti. Tartışmıştım birkaç kişiyle, bana dar kafalı diyenler de vardı. Görüşleridir, belirtmekte özgürlerdir, saygı duyarım.Bakkalda, manavda, bildiğin esnafta zılgıt çeke çeke reklamı yapılıp, bimbir gırtlak eseriyle satılmaya çalışılan memleketimin kendine has ürünleri, üstüne birkaç yabancı amblem yapıştırılınca, yok satmaya başlıyor! Hem de esnaf bey amcamın koyduğu Lidya lirasından daha fazla liraya…Ayşe Kadın Fasulyesi’ ni gören oldu mu aranızda son zamanlarda… Mrs. Knorr Fasulyesi için sıraya girdi belki? Ayşeler de yesin diye…Yiyin gari demesi kolay, yedim gari ama düzenli tüketildiğinde mide ağrısı yapıyor be anacım, onu da reklamın sonunda belirtsen… (Sonra Ruffles ile en uzun mide ağrısını çektim, reklamlarda görebilirsiniz.)Knorr reklamı hep içimi acıtmıştır, Hacer Nine 87(?) dedikten sonra Knorr 177(?) diyor reklamda… Knorr’ a bak sen, Hacer Nine’ den önce kaç Hacer Nine o yemekleri yaptı biliyor musun?Arkadaşımın Almanya’ dan misafirleri gelmişti, bu -adını da tam bilmiyorum- hospitality diye bi zıkkım var, sarışın iki hatun geldi bize, bunlarla yemekten konuşuyoruz. Çömlekte Türlü yaptım bunlara, ağızları açık kaldı. Siz ne yemek yaparsınız deyince, “Bizim orda var Knorr Usta, biz var yemek yemek, ordan yemek yemek biz!” dedi. Hayatları paket, poşet ve tüp olmuş yavrularım. Öyle bakmayın AB’ ye gireceğimize. AB’ ye girmek demek, poşete girmek demek, yemeklerin daha çok pakete girmesi demek, inceltilmiş kauçuktan kaçan spermlerin tüplere konması demek…Artık herşey raflarda ne yazıkki. Kötü birşey değil, doğru dar kafalıyım, beni yerden yere vurun… Knorr’ dan muhteşem Osmanlı Mutfağı’ nın çorbalarını içmek bana koyuyor bazen. Algida’ dan Maraş Usülü ya da Kazandibi Cartedor…Dikkatimi çeken, yemeklerin haplar gibi küçülüp, hapların yemek gibi olmaya başlaması… Suç bizde tabiki, tarımla bilgilendirilmeden uğraşanlarda ve bu bilinçsiz uğraşanların Knorr gibi devler(!) tarafından ucuza kapatılmasında. Arada mevcut hükümet de kaymağını yiyordur belki? Zapsu’ nun fındık konçertosunu izledik, belki arada Knorr Kaymağı’ da çıkarmıştır. Zapsu’ nun fındıkları Nutella’ nın kavanozunda pek bir tatlanıyor. Hatta dişiniz çürümesin diye, Colgate’ in Misvak Özlü okutulmuş diş macunu çok iyi geliyor, çikolata sonrası dişlere…Nerde o eski fidesinden koparıp yediğim taze, sulu, tatlı yanakları yeşil, etekleri kırmızı domatesler… Nerde çilli sarı elmalar, gözleri rimelli çilekler… Şimdi hormondan ağzı burnu kaymış çilekler, tetanoz olmuş gibi aşılı domatesler ve golden cinsi at gibi elmalar…
yorumlar
Buddhala insanı, sen yine manavından, kasabından bakkalından devam alış verişe.Bir şey eklemek isterim ki eskiden bizden sadece orta düzey aileler alış veriş yaparken artık zengin kişilerde arabalarıyla gelip alış veiş yapıyor. Bana sorarsan bu aralar doğallık trendi dünyada yaygınlaştığı için bir dönüş var doğal sebze, meyveye. Mesela hormonlu domates mevzusu çok fazla medyada olunca gözlemlediğim şu ki şuan hormonlu domates üretimi çok azaltıldı. Gerçi benimkisi de öznel bir yorum çünkü sadece bulunduğum yerdeki durumu bilebilirim, büyük şehirlerdeki durum hakkında bir malumatım yok.
@zen usta, bir de ”arı domatezi” olayı var, nedir bu?
Valla hocam bildiğim kadarıyla; yani bana söylenen o da hormonsuz lakin serada yetiştirilen bir domates cinsi.. Döllenme işleminide arılarla yapıyorlarmış ve böylece büyük domatesler üretiliyormuş ama ayrıntılarını bilmiyorum tadı güzel ama…
hormonsuz ise alabiliriz o zaman, burada ziraat fakültesinde yapıyorlarmış, manavlarda öyle yazıyor ”ziraatın arı domatesi” diye
Evet, hormonsuz ve tavsiye ederim kopanisti insanı bayağı başarılı.. Birde lezzetli mubarek..
gerçekten öyle, üstüsüne zeytinyağı ve dağ kekiki de ekleyince kahvaltılarda leziz oluyor,
he yav, daha demin aldım arılı domates kopanisti dediğin gibi dadı süper yav, şekerpare domates, limon ,zeytinyağı kekik…
bu yazıyı dedelere, ninelere okutmamalı… üzülürler ve gözleri dolar hemen!bahçelerde gözleri gibi baktıkları ağaçların, birgün, bir buldozer ile inşa edilecek apartmana yer açmak için topraklarından söküldüklerini gördükleri zamanki gibi kahrolurlar, vallahi!
bende nutella reklamlarındaki “nadide türk fındıkları” lafına oldum olası kılımdır, sanki adamlar “ahaha kerizler ucuza kapattık sizin nadide fındıkları şokella yapıp 5 katına geri satıyoruz” diyorlarmış gibi geliyo kulağıma
o reklamdaki herif de nutella kazanına tahta kaşığı daldırıp tatıyor sonra da kazana tekrar sokuyor, alın millet yiyin nutellayı,@inan6666, her yazında alınmasi gereken dersler var, beğenmemdeki sebeplerin arasında yaşam formlarımızın benzeşmesinin de payı olabilir.
Domates Vampiri
ben de bıktım bu paketteki yiyeceklerden.almanyada herşey paketlenmiş halde. annem yemek yapacağı zaman bir ıspanak alıyor paket içinde, bezelyede paket içinde, balık da dondurulmus… ne isterseniz yani.annem yokken yemek yapması benim iöçin kolay oluyor ama ben pek yiyemiyorum çok tatsız oluyor çünkü.Fındık konusuna gelinde.Benim yaşadığım yerde bir kuruyemişçi var.Haftada bir kaç defa fınfık alıp yiyorum.Türkiye’den getiriyorlar.Şimdi tatile gelince farkına vardım. Burda fındık ordakinden daha pahalı.Neden acaba diye merak ediyorum.Bir de ben fındık ezmesi çok severim.Geçen kahvaltı için alayım dedim.6 ytl verdim küçücük şeye.İçim yandı valla. Fındık üretiyoruz ama yabancı devletler bizden çok tüketiyorlar bizim fındığımızı.Buddhala çoktandır yoktum.Yazılarına göz atıyordum ben de:) Sevgilerle kalın emi:)
çiğcil beslenme, anti pastörizasyon hareketi gibi kımıldanmalar da var.paketlenmiş gıdalar insan sağlığının bozulmasında ve zamanından önce ölümde en öncelikli nedenlerdir. bir düşünün en son ne zaman ecel ile ölüme rastladınız? hastalık, kaza ölümlerinin nerdeyse tamamının nedeni. zamanı geldiği için ölen nerdeyse yok artık.