Kadınların, her toplumda yüzyıllar boyunca baskılandığı ve bir kadın olarak kendilerini gerçekleştirilmesine izin verilmediği birçoğumuzun kabul ettiği bir gerçek. Günümüz kadınları, erkeklerden daha başarılı olabileceği birçok iş olduğu gerçeğinin farkındalar. Kadınların empati konusunda başarılı olmaları özel bir beceri mi? Yoksa kadına özgü, biyolojik bir özellik mi? Feminizm, ‘ailede eşitlik’ kavramı iki cinsiyetin benzerliklerini eş değer tutuyor. Farklı olmak eşitliğe aykırı bir kavram değildir. Erkek ve kadınların birbirlerinden farklı olduğunu söylemek, bir cinsiyetin ötekinden daha iyi ve daha başarılı, daha güçlü olduğunu söylemek değildir.Günümüzde farklılıkları hala üstünlükle özdeşleştiren, farklılığı üstünlük gibi algılayan bir çok erkekle beraber, güçlükle elde ettikleri haklarını kaybetme korkusuyla farklı olmaktan rahatsızlık duyan bir çok kadın var ne yazıkki. Eşitlik, farklı cinsiyetlerin yapmak istedikleri şeyleri seçebilme özgürlüğüdür. Farklılıksa, erkek ve kadınların aynı şeyi yapabilmeyi seçme özgürlüğüdür. Kadın ve erkek birbirlerini eleştirmek ve değersizleştirmek yerine destekleklese, aralarındaki ilişki daha güçlü ve anlamlı olur. Çünkü kadın, erkek ilişkisinde gerçek olan, kendinden çok fazla ödün vermeden biz olabilmeyi başarabilmektir.Bugün evliliklerin yüzde ellisi boşanmayla sonuçlanıyor. Günümüzde erkeklerin çoğu, kadınların kendilerine benzememesinden yakınıyor. Erkekler, sorunları paylaşıp, bir sonuca bağlamak yerine konuşmamayı tercih ediyorlar. Stresli dönemlerde kadınlar, partnerinin kendisi ile konuşmasını bir ödül gibi algılarken, erkek partneriyle konuşmayı biz zaman kaybı olarak algılıyor.Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüsten isimli kitapta yazar, kadın ve erkek ilişkilerinde, her iki cinsiyet ayrı gezegenden olduğu için birbirlerini anlamakta zorluk çektiklerini ifade ediyor. Bunun nedeni ise, Marslılar güce, rakabete, başarıya daha fazla önem veririken, Venüslüler, sevgi ve iletişime daha fazla önem veriyor.Evliliği, bir meyda savaşı haline dönüştürmeden, farklılıklarla birlikte yaşamayı, hatta farklılıklarla büyümeyi ve olgunlaşmayı öğrenmemiz gerekiyor. Sevmek, farklılıkları kabul edip, kadın ve erkek eşitliğini üstünlük olarak görmemektir.