Ölçümün telafisi: jod he vau he, aşkın sahtesi, ızdırabın kalıcı bedeni; kimsin? Aynaya sen son ne zaman baktın, yaralı ruhunu sarana tokat patlatmaktan başka işe yarar mı o ruhun? Neandertaldan ileri olduğumuz düşüncesini yıktıran adam!Yazık ne mazi, seni severdim, hüznüm koynumda; hem uyanık hem uykumda. Sana rağmen yine severdim. Sen hisli korkak savaşçı. Ben her savaş meydanında seni severdim. Akmayan gözyaşımda seni severdim.Negatif hataya doğru kayma eğiliminde olan hangi acının kara yankısıdır; son buluşun mu şehvetle açıkladığın sahtelik pazarında son büyülü oyun mu, şaheserlerin arasında?

img99.imageshack.us/i/yalan2ml1.jpg/
img99.imageshack.us/i/yalan2ml1.jpg/

Ölçüm saydıkların zamanla negatif olarak artmaktadır diyorsun. Kimin ölçümü? Ölçen has yalancı ya da sahte aşık mı? Has yalancının sözleriyle mi yalanın içinde dolaşmış olacağım? Ben hayatımın en güzel günü derken, sen kendi kurgunu yazıyormuşsun… Ne düşünüyorsun dediğimde de, senden uzakta olmak üzüyor beni, onu düşünüyorum.’ sözlerini duyan oldum. Hah, kendi karanlığının yazgının aynı yere döndüğü noktada, bir tur atmayı dünyayı dolaşmak sanmışsın. En ufak bahaneden ‘Bitti hadi yoluna!’ demeyi marifet görmüşsün; oh, en akıllı sensin; kabul.Sayın, mantık insanı. Düşük debili yaşamlarda debelenmek zordur güzelim, aşk küçük ruhlara zindan gelir kimi zaman. Oysa Senin zamanların aktarma mekanizmalarındaki kirlilikler sebebiyle iç direncin artmasını sağlıyor dediğin labarbalarla yoğrulmaya alışkın olsa da bir ömürdür; geçmez güzelim geçmez bu serzenişler silkinmeden, aynada kendi yüzünü görmeden. Ölçümlerinin hatası yine negatif yöne doğru eğilimli olmak olduğunda ölçümlerine değil gözlerini içine çevirmen gerekecek, ‘aşık olduğum adam’.Sorunlarını yer değiştirme prensibine göre çözümleyemezsin, kafanı nereye koyacaksın; buna karar verdin mi ki? Ölçümü yapan gönlündür oysa kafan değil, kafanın sağlamlığından ne kadar eminsin? Şekilde görüldüğü gibi anlatmaya başladığın her söz gibi soğuk yaşayamazsın aşk dediğin kavramı, busenin yalnızlığın; kendi yalnızlığından nasıl kaçacaksın? dişli mekanizmalar sende sadece dişil mekanizmalara dönüşürken, vasıtası olduğun ruh ızdıraptan kıvranıyor, senin inadın yüzünden. Bu en büyük pastan kendine.Üzerinde üç mum var. Dilek tut. Ne tuttun? ‘Seninle olmayı diledim’ dedin bana, işte bu senin en büyük yalnızlığın ve kaçamadığın ruhunun ızdıraplı duvarlarına ağlayarak yazacağın şarkının sözleri. O sözleri hatırlamaya çalışmayacaksın, içinde şak diye duyuvereceksin. Aynı beni terk ettiğin gibi. Aynı beni terk ettiğin gibi geri de geleceksin usul usul. Kendin geleceksin kapıma. Kabul saydıkların senin kabullerin değil. Yalan saydıkların yalan değil. Kuruntudan duvarlar örmüşsün hayatına, içinde kayboluyorsun. En fazla kaybolduğunda artık kaybolacak bir şeyin kalmadığında kaybolmaktan aldığın haz sıfırı boylayacak ve ‘Beni affeder mi?’nin telafisini terminleyen olacaksın. İran’dan Amerika’ya mülteci gitmek kadar zor gelecek olsa da bu durum sana tüm kapıları deneyen olacaksın.Bozulmuş bir ezberin son kırıntısısın kendini pırlanta sanıyorsun. Kendi elinde patlayacak o inadın, içinde bir kalp kalırsa şayet kapıda kedi rolüne giren karakter olarak göreceğiz seni, bu diyarlarda;yeni perçinlenmiş repliklerin diline damağına dolanırken, hala orada bir aşk var mı diye miyavlayan olacaksın…Duyarlı olduklarını çoktan kaybetmişsin belli. Belki kaybettiğin de yasını da tutmadın, üzerine de düşmedin, belki neyi kaybettiğini de bilmedin, bilmek de istemedin.Kullanımının özel olduğu durumlarda çözüm olarak karşımıza çıkardıkların birkaç asır önce tarih olan denemelerdi. Oysa sen post modernliği dahi anlayandın. doğru takip ettiğin yaşam tohumların yağlama seminerlerini aştığında sen de ortadan tüğmüş oluyorsun zaten.Bazı durumlarda kişilere yapılan fazla miktardaki yağ, o kişilerin rotorlarına sızarak, kirlikle birleşerek; ruhun notaları üzerine yapışmaktadır. Bu varsaymadığın bir durumdu haklısın, sevdiceğim, kalbim… Bu ise negatif ölçüm hatasına sebep olmakta, ki; bu da saymadıkların arasında birtanem. Sen kendi negatifliğin içinde kaybolmuşken doğru ölçümleri saptamaktan uzak olduğunu o negatiflikte boğulduğunda anlayacaksın.Düzenli periyotlarda yapılmayan kalp dolaşımları dolayısı ile zamanla metal olan aktarma mekanizmasının paslanmasına ve bağlantılı olarak negatif hataya sebep olan durumların ortaya çıkmasına neden olmaktadır ki, uzun süre sevmeyen bir kalbin yaşayacağı durum da budur; başka bir şey değil. Açık. Basit. Anlaşılır.Profilinden etkilendiğin sezintilerin, seni sürüklerken; duyumsadıkların elde ettiklerinden çok azsa eğer ve ellerinde hala sıcak bir el dahi yoksa ağlamada gör bakalım bebeğim, haklısın. Pişman olma da gör bakalım. Kullandığın ölçüm hatasını ciddi olarak değerlendirip buna bir de duyarlılık diyen sen; etkileyebilmekte olduğun kesin ama en çok kendini.Aldığın tedbirler yolun başında, mesafeye düz boru şeklinde dayanmışken, işte sen buna ‘Çare.’ diyorsun; tebrik ediyorum seni, üzerine bir de alkışlıyorum.Aşk düzenleyici ruh çoktan kapıdan çıktı, gören var mı? Bildiren? Girişler sonda kaldı, son en başta belli olandı. Son en başta yazanmış. En başta yazılı olanı kapı duvara yazsan ne olur, okumak istemedikten sonra. Bakışların da anlamı yok, serzenişlerin de, gidişlerin de dönüşlerin de, belli olan bir savaşta sebeplerin sonuçların da önemi yok. Çıkışı girişte belli olan bir aşk; çok önceydi, gönülden önce, yüzyıl öne, senden- benden önce; sözden önce, bunca inanmadan önce… Henüz uyumayı başarabilen bir kadın varken… Mutlu yıllar sevgilim. Ölçümün telafisi: jod he vau he, aşkın sahtesi, ızdırabın kalıcı bedeni; kimsin? Aynaya sen son ne zaman baktın, yaralı ruhunu sarana tokat patlatmaktan başka işe yarar mı o ruhun? Neondertandan ileri olduğumuz düşüncesini yıktıran adam! Boşta dönme hareketine oyalanma diyen sen, güçlü kadınlar sevilmezmiş, öğrettin.1- (Yazılar herhangi birine yazılmamış olup, hayal gücünün özgür uçuşlarıdır.2- Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)