İstanbul’dan Edirne’ye günübirlik gidip dönmenin çok kolay olacağını tahmin ediyorduk. Öyle olmadı.Sıcak hava ve çok hız, motora yaramıyor.
edirne.bel.tr adresinden alınmıştır.
İstanbul – Edirne otoyolu sürüş için çok iyi ama yol üzerinde sadece bir tane benzin istasyonu var.Edirne deyince önce Selimiye Camii, tabii. Yıllar öncesinden inşa edilen böylesine görkemli bir yapı ayakta, bizim yaptığımız küçücük apartmanlar, otuz yıl zor dayanıyor.Bütün gün odak noktası Edirne olunca, sürekli şehrin içinde turladık, bir şehir böyle tanınabilir herhalde. Her yerde tava ciğerleri, badem ezmeleri …Edirne’den Yunanistan sınırına dek geldik. Toprağın sınırlarla bölüşülmesi ne ilginç aslında. Biraz ilerisi Yunanistan, biraz berisi Türkiye. Köylerde iki dilli tabelalar hep, Rumca ve Türkçe..Yunan sınırına çok yakın bir köyde patatesli mantı yiyoruz, ağaçlar altında, çok keyifli. Koskoca, yemyeşil, derin Meriç kıyısında çay içtik, hava karardı, daha İstanbul’a dönülecekti.Sözde aklımız başımıza gelmişti, uzun kollu sweatshirtler, kalın eşofmanlar, artık asla üşümeyeceğimizi planlıyorduk; ama o da ne, Edirne’den 10 km çıkabildik ki donmak üzereyiz. Trakya’da tepe, dağ yok fazla, bu yüzden deli gibi rüzgar esiyordu ve motorun sıcaktan / soğuktan koruyan hiçbir şeyi yok, malum.Üşümemek için yavaş gittik, ikide bir mola verdik, otoyoldan Tekirdağ-Çorlu kavşağında çıktık; Çorlu’da bir çorba içecek yer arıyoruz, gecenin 4’ü. Sonunda kapanmak üzere olan köhne bir yerde kokoreç yedik. Çorlu’dan direkt İstanbul’a yönelen yolu bulamadım, köpekler kovaladı derken, 36 km’lik Çorlu-Tekirdağ karayoluna girdik. Tek bir yerleşim yeri yok, gecenin körü, dar bir yol, sadece kocaman kamyonlar geçiyor. Ürkünç tabii.Marmaraereğlisi, Silivri, derken İstanbul’a yaklaşıyoruz, saat 7ye geliyor sabah oluyor yavaş yavaş.
sihirlitur.com.tr adresinden alınmıştır: Marmaraereğlisi
Deli gibi gözlerim kapanıyor, yirmi kere kadar daldım herhalde. Yine filmin koptuğu bir kısım, İstanbul’un içindeki o trafikte nasıl eve ulaştık, yattık, uyuduk. Üstelik aynı günün akşamı da İzmir’e doğru geri dönüş yolculuğuna çıkmamız gerekiyor. Ögleden sonra iki gibiydi kafam kazan gibi uyandığımda.Kırklareli’yi de görmeyi planlıyorduk, ama hep bir şeyler eksik kalıyor. Günün en güzel kısımları, Meriç Nehri’ni izlediğim zamanlardı.
yorumlar
Kaç bölüm ki bu?
bitmez bu gibime geliyor
Ömür biter yol bitmez..
bi de dönüşü var bunun
Daha gidiyo mu hala? Dönüyo sandıydım.
dönüşe geçiyo bugün heralde
Kahraman yeter ki dönsün, yoksa birini gönderip aldıracağım, direk dönsün, bir yere uğramadan..
Muazzez Ersoy’un nostalji albümleri kibin oldu.
Geze geze gelicekti ama. Siparişlerim var yoldan.
🙁 sıkıcı mı o kadar..edirnede keseyim o zaman..
ben bu sene hala bir yere gidemedim…kahramanın yazılarını keyifle okuyorum, benim hoşuma gidiyor açıkçası.
Yok, ben özeniyorum demek istedim.
ciddi bir konuya parmak batınız, ben buraları gezdiğinden bile şüpheliyim ama dilim varmadı demeye, fotoğraf çemmeden gezmek biraz tıraş gibi geldi
Her gittiği yerde fotoğraf çekmesi mi lazım, kural böle mi?
kendininkileri koyarsa daha özgün olur,
Ama koymaması oraları gezmediği anlamına gelmez de mi?
koybilseydi daha iyi olurdu,
ama koyamadığı için suçlayamayız tabi,
çapraz sorgu, söz iddia makamının
Başka sorum yok sayın yargıç.
kahraman, bi koyarım görürsünüz ha edirneyi derse ne olacak ?
hemgidip hem gelip hem de koyabilseydi süper olurdu, ama koyamamış yapacak birşey yok
Kahraman desin öle bişi, şurdan atarım kendimi.
bence şiddet uygulamak için iyibir fırsat, hem ders olur bi daha yapmaz
fotoğraf çektik ama cep telefonu ile hepsi, ve ben de varım bütün fotoğraflarda. milletin göz zevkini bozmayayım..
Sesi çıkmıyo, bence güç topluyo. Aduket atıcak.
🙂
Ne kadar güzel bir yazı Kahraman. Çok beğenerek okudum.Doğa, manzara, korku, soğuk,uyku,köpek kovalaması hepsi gözümde canlandı birden. Gerçekten çok hoş.
çok teşekkür ederim nacak, epey hevesim kırılmıştı doğrusu yeni kısımları yazma hususunda.
edirneye giderseniz otobanı tercih etmeyin çok tenha ve yol kenarlarında, tarla içlerinde siyah garip şeyler görebilirsiniz. kara yolunu tercih edin.
eminim benim gibi severek okuyan çok kişi vardır. Fırsat bulunca öncekileri de okumayı düşünüyorum. Tabi yenileri de bekliyorum bu arada.
teşekkürler..
evet nacak öncekilerde çok keyifli, sanki kahraman değil de ben tatile çıkmışım gibi hissettim okuyunca.
teşekkürler şelale diyelim..