İzciliğe, babamın lider arkadaşı sayesinde katıldım. İlk başta ne olup bittiğinden haberim yoktu. İzciliğe katıldığım ilk güler canım sıkılsada kamplara katılmaya başladıkça zevk alıyordum. Liderimiz, babamın arkadaşı olduğundan dolayı, alışma döneminde fazla zorluk çekmedim.

İlk zamanlarımız da liderlerimizden izcilik hakkında bilgiler alıyorduk. Örnek olarak: kimin kurduğu, izci andı, izci türesi, izci parolaları gibi. Bu bilgiler bir süre sonra bizi sıksada ileride bizi daha güzel şeylerin beklediği belliydi.İlk yıllarımda Konya‘nın yeşillik alanlarına gidip, çadır hayatı şeklinde 4-5 gün kalıyorduk. Kaldığımız yerde liderlerimiz bize görsel olarak eğitim veriyorlardı. Buralarda öğrendiklerimin bazıları hâlâ aklımda. O zaman çekmiş olduğum videoları izlediğimde şuan bile aynı duyguları hissediyorum.

İzci Selamı
İzci Selamı

İlk yurtdışı kampım Çanakkale‘ydi. Küçük olduğumdan dolayı Çanakkale’ye gitmekte terettüt etmiştim ama liderimizin abimi de çağırması üzerine rahatlamıştım. Gece yolculuğu yaptığımız için yolda fazla birşey göremedim.Yolculuğumuz, izcilik şarkıları, halay vb. eşliğinde geçmişti. Liderlerimizin uyudukları anlarda, koltuklarının altından su kaçırmamız, hâlâ beni güldüren ender şeylerden. Çanakkale’de Truva atını gördükten kısa bir süre sonra feribot ile Gelibolu’ya geçtik.Çadırlarımızı kurduktan sonra liderlerimiz eşliğinde Gelibolu’yu gezdik. 4 gün kaldığımız Gelibolu’da, yemeklerimiz İzcilik Federasyonu tarafından bizlere dağıtıldı. Yemekler çok güzel olmasa da bize yetiyordu. 4 gün boyunca değişik yerleri görüp, değişik bilgiler aldık. Liderlerimiz gördüğümüz yerlerin tarih bilgilerini verirken görsel olarakta bizleri eğitiyorlardı.

Çanakkale gezimiz biterken Bursa’ya da uğradık. Bursa’nın Ulu Camiği’nde kaybolma tehlikesi geçirsemde beni çok etkilemişti. Geri dönüşümüzü üzerimizde yorgunluk olduğu için uyurarak geçirdik.Eve geldiğimde ise aileme her günü teker teker anlatmakla geçti.