Ramazan sebebiyle iftar ve sahur vakitlerinde ekranlardan ahkam kesen hocaların sohbetlerine ve gelen sorulara kulak vermek gerçekten insanın içini sızlatıyor.İnsanlar artık o hale getirilmiş ki ibadetler bir ticari faaliyet olarak adlediliyor.Hocam diyor birisi : İşte nasıl sevap kazanırız, neler yapmamız gerekli cennette kendimize yer edinmek için?Hocalarda geri kalmıyorlar, sanki mizanda kefeleri başında onlar duracaklar, sıralıyorlar: Namazdan sonra şunu şunu bi de şunu oku şu kadar sevap, ekranda okunan Kuran’ı evden takip et şu kadar sevap, namazdan sonra bilmem şu kadar Fatiha oku şu kadar sevap.Ne kadar güzel değil mi? Nasıl da kulun Allah’la pazarlık nesnesine dönüştürülmüş sureler, zikirler, namazlar…E doğal tabi müminler, siyasetçisinden, hocasına herkesin; din Allah’la kul arasındadır telkinlerine kulak verip o minval üzere kendince İslamı yaşamaya çalışınca olması gereken de budur.Ortaçağ Hristiyanlığındaki cennet tapusu satmaya çevirdiler ibadetleri. Yakında hocalar başlayacak: Gel mümin gel, 40 sevap kazandıran muskalar, dualar bende. Cennetin en üst katından yer veren sureleri buldum, at bi 100lük al senedi.Oysa ki İslam; nezih, edebli, ahlaklı, dürüst insanlardan müteşekkil refah seviyesi yüksek bir toplum hedeflemektedir.
Cennet cennet dedikleriBirkaç köşkle bir kaç huriDileyene ver cennetiBana seni gerek seni
diyen Yunus “seni” gerek derken yaradan da ne bulmuş acaba?Ben söyleyeyim size; Allah’ın 99 sıfatından en basitinden beşeriyete cuzi olarak intikal eden çeşitli erdemler. Merhametten affetmeye, canlıları gözetmeye, kendi işini kimseye yıkmamaktan dostunun hatalarını örtüp uyarana kadar çeşitli erdemler.Ömer Lütfi Mete, Allahsız Müslümanlık diyor bunun adına, Yaşar Nuri Öztürk ise daha çok bu işi Müslümanların başına saranları kastederek Allah ile Aldatmak tabirini kullanıyor.Birileri İslam’ı Allah ile kul arasına sıkıştırdıkça toplumda neler oluyor hep birlikte basından görüyoruz. İnsanlara ekranlardan ayetlerle ahkam kesenler deveyi hamuduyla götürüyor, fakat İslam’ı yaşadığını zannedenler üç-beş sevap için hocalarla pazarlık peşinde koşuyorlar, düşmüşler ahirette cehennemin korundan paçalarını kurtarmaya. Ne kendilerine ne de topluma faydaları var.
İslam ferdi bir din değildir, sosyal bir dindir.
yorumlar
Öncelikle, hocaya sevap/günah sormak yerilecek bir şey değildir. Hoca dediğin kişi, Allah’ın gönderdiği kitabı ve peygamberinin sözlerini okumuş olma avantajına sahiptir. Vatandaş ise bunları okumaya üşendiği için gidip okumuş olana, ne yazıyor diye soruyor. Olay aslında bundan ibaret. Ancak hocanın Kuranı kerimde yazmayan, sünnette geçmeyen ve bunlardan yola çıkarak elde edilmeyen durumlarda yorum yapması elbette doğru bir davranış olmaz.Öte yandan, başlık dikkatimi çekti, “Allah ile kul arasına kimseyi sokmayalım” diyorlar evet. Halbuki islam bir sosyal anlayış getirmiştir. İslama göre bütün namazlar, cemaat ile kılınmalıdır. Peygamber bütün farz namazlarını cemaat ile kılmıştır. Halifeler de keza, hiç bir farz namazı geçerli sebebi olmadan cemaatten ayrılarak kılmamışlardır.Kelime-i şahadetNamazZekatHacOrucşeklinde sayılan islamın şartlarının üçü (namaz, zekat,hac) direk insanlarla birlikte yapılan sosyal aktivitedir. Oruç ise dolaylı olarak sosyal aktivitedir.Hal böyleyken, ben allah ile arama kimseyi almam efendim, ben kendime müslümanım demek, aslında islamın inancına uygun değildir.Keza islamda, ruhbanlık, manastır hayatı gibi kavramlar da yoktur. Sadece kısa süreli olmak şartıyla itikaf geleneği vardır.
yorum çok güzel ve yerinde.
yorum kendince saçmalamış
bu tür olaylara takılıp bunları sorun etmek bana çok yanlış geliyor. her ne olursa olsun herkesin imanı kendinedir sevbaı da günahı dakendine olduğu gibi. senin inancın Allah’a dır. okudğun Kuran-ı Kerim’dir kıldığın namazdır ettiğin duadır. sevabını günahını seni yaradan bilir o yüzden fazla derinlere dalma ne olursa olsun Allah’la kul arasına kimse giremez
arkadaşlar;ben kimsenin sevabına günahına karışmam. Müslüman insan elbette neyin helal neyin haram, mübah vs olması gerektiğini bilmeli ona bişey demiyorum.İslamın, haddi aşılarak bireyselleştirilmeye çalışıldığını ve bireylerin ahlaki erdemleri bir tarafa bırakıp İslamı sadece sevap ve cennet düzeyinde yaşamaya zorlandığını öne sürüyor ve bunun böyle olmaması gerektiğini söylüyorum.hem siyasette hem ticarette insanlar İslamı referans tutup İslamla bir o kadar aksi yönde tutumlar sergiliyorlar. kısacası artık din, islam, müslümanlık denice sevap ve cennetten başka birşey insanların aklına gelmiyor. ne dürüstlük, ne iyi ahlak, ne adalet, ne cömertlik, ne mertlik, ne samimiyet, ne hoşgörü…!içki içiyor onlardan, Allah diyor bizden, merhaba diyor onlardan, selamun aleyküm diyor bizden nereye kadar gidecek böyle? İslamın asgari müşterekleri toz duman, ortalarda adı bile dile getirilmiyor. bilmem şimdi izah edebildim mi meramımı…
Nebilim, sana yürekten tesekkür ediyorum. Yüregimden gecenlere tercüman oldugun icin alnindan öpüyorum. Yazdiklarin A’sindan Z’sine kadar dogrudur kardesim. Bu yazinin üstüne bir yorum eklemeyi kendime zul sayiyorum…
🙂