bildirgec.org

ılımlı islam hakkında tüm yazılar

GERİCİLİK EĞİTİMİ

teacher07 | 11 May 2009 16:50

  • İlkokullarda isteğe bağlı din dersi okutulması öneriliyor.(1949)
  • Tekke ve türbelerin kapatılması hakkında 677 sayılı yasa yürürlükten kaldırılıyor. (1950)
  • Milli Eğitim bakanlığı okullarda din dersinin zorunlu olmasına karar veriyor. (1950)
  • Arap harfleriyle tedrisat yapmak için 1931’ de koyulan yasak kaldırılıyor. İmam Hatip Okullarına zemin hazırlanıyor. (1950)
  • Köy Enstitüleri Öğretmen Okullarına dönüştürülüyor. (1953)
  • Başbakan Menderes parti meclisinde: ‘’ Siz öyle güçlüsünüz ki, şu anda anayasayı değiştirip hilafeti getirebilirsiniz.’’ diyor.
  • Milli Eğitim Bakanı, İmam Hatip Okullarını bitirenlerin İlkokul öğretmeni olabileceğini açıklıyor. (1965)
  • Milli Eğitim Bakanı, amaçlarının her ilde bir İmam Hatip Okulu açmak olduğunu söylüyor. (1968)
  • 6. filoyu protesto eden gençlerin üzerine ‘’ABD bizim kabemiz’’, ‘’Cihada hazır olun.’’ Sloganlarıyla saldırılıyor.(1969)
  • Din Kültürü dersi zorunlu hale getiriliyor.(1977)
  • Demirel döneminde üç yılda 230 un üstünde İmam Hatip Okulu açılıyor. (1975- 1978)
  • MSP genel başkanı Erbakan; Hafta tatili Cuma günü olmalı, nikahı müftüler kıymalı, mekteplere kuran dersleri konmalı.’’ Diyor. (1979)
  • Amerika’nın ‘’bizim çocuklar’’ dediği generaller darbe yapıyor. (1980)
  • Cami imamlarının okullarda öğretmen olmalarına olanak sağlayan yasa çıkarılıyor. (1983)
  • Nakşibendi Tarikatı üyesi Özal iktidara geliyor. (1983)
  • Demirel; ‘’Siyasetin emrinde din değil, başka hakların kullanılmasında yaptığı gibi siyaset dine hizmet edecektir.’’ diyor. (1987)
  • Üniversitelerde türban serbest bırakılıyor. (1989)
  • Sivas’ta, Madımak Oteli’nde 37 aydın diri diri yakılıyor. Atılan slogan; ‘’Zafer İslam’ın’’,’’ şeriat gelecek zulüm bitecek’’, kahrolsun laiklik’’tir.
  • Dönemin başbakanı N. Erbakan, başbakanlık konutunda, Türkiye’nin önde gelen din baronlarına iftar yemeği vererek gerilimi tırmandırıyor.
  • Tayyip Erdoğan’ın incileri(!) saymakla bitmez…
    -‘’Elhamdülillah şeriatçıyız.’’ (1994)
    -‘’Bütün okullar imam hatip olacak.’’(1994)
    -‘’Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır.’’ (1996)
    -‘’Referansımız İslam’dır, tek hedefimiz İslam devletidir.(1996)
    -‘’Ulema ne derse o olur.’’ (A. insan Hakları Mahkemesine, türban konusunda)
  • 2009 yılı UNESCO tarafından Darwin yılı ilan ediliyor. Bilim Teknik Dergisi, Darwin’i ve evrim teorisini kapak yapıyor ve 15 sayfalık yer veriliyor. Dergi hemen toplatılıyor, genel yayın yönetmeni görevden alınıyor. Tepkiler üzerine görevine geri getiriliyor.
  • Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) adıyla ülkemizde yoksul öğrencilere burs sağlama derneği, Atatürk ilkelerine göre yetişen öğrencilere yardımcı olmaktadır. Başkanlığında da Prof. Türkan Saylan vardır. Bu hareket dinciliği yerleştirmek isteyen ‘’cemaatleri’’ tedirgin etmektedir. En başta Fethullah Gülen cemaati, bu hareketi durdurmak, yok etmek için elinden geleni yapıyor. Darbe girişimiyle ilişkilendirilip soruşturmaya uğruyor.

Belirtildiği üzere son günlerin eylemi değil gericilik.1950’lerden başlayıp, her geçen gün artarak bu günlere gelmiştir. Bu görünen yüzüdür. Arkasında; toplumun üstüne hızla çöreklenmesinde, sermaye ilişkinin gücü yatmaktadır.

Değerler Felsefesi (Aksiyoloji) ve Sömürgeci Siyaset

nebilim | 01 February 2009 12:39

Sömürgeci siyasetin değerler felsefesiyle ilgisine değinmeden önce değerler felsefesinden (aksiyolojiden) biraz bahsedeyim:

Etik ve estetik olarak iki ayrılan aksiyolojide etik, insanların ahlaki değerlerini sorgularken neyin güzel olduğuyla da estetik ilgilenir. Etik; doğru hareketlere temel olacak değerlerle ilgilenip hayalgücü ve yaratıcılığa dayanan doğal ve sanatsal güzelliklerle ilgilenme işini estetiğe bırakır.

Neyin etik neyin estetik olduğunu açıklamanın güçlüğünden hareketle aksiyoloji; bireylerin davranışlarına temel oluşturan değerleri araştırır. Yani, insanın yaşamı boyunca vardığı bir çok kanının kaynağı olan değerler sistemiyle ilgilenir.

İslam kul ile Allah arasına hapsedilmemeli

nebilim | 16 September 2008 10:32

Ramazan sebebiyle iftar ve sahur vakitlerinde ekranlardan ahkam kesen hocaların sohbetlerine ve gelen sorulara kulak vermek gerçekten insanın içini sızlatıyor.
İnsanlar artık o hale getirilmiş ki ibadetler bir ticari faaliyet olarak adlediliyor.
Hocam diyor birisi : İşte nasıl sevap kazanırız, neler yapmamız gerekli cennette kendimize yer edinmek için?
Hocalarda geri kalmıyorlar, sanki mizanda kefeleri başında onlar duracaklar, sıralıyorlar: Namazdan sonra şunu şunu bi de şunu oku şu kadar sevap, ekranda okunan Kuran’ı evden takip et şu kadar sevap, namazdan sonra bilmem şu kadar Fatiha oku şu kadar sevap.