çizimlerdeki adamın bıyıkları dikkatimi çekti,kalan şerefsizlerin ne mal oldugu belli ama bu arkadaşa da pipisi olmasa bile sosyalist havası başarıyla verilmiş..tebrik. bu arada , içerik insanlık ayıbı bakmayın bence
favorilerimden.. teoride pratikte bahadır boysal çizmişti. o galiba. insan doğru düzgün yerleşemiyo da felç mi oluyo kafayı mı tırlatıyo öyle bir şeydi. vay VAY vay.
galiba müfreze de izlemiştim (yanılıyorda olabilirim)
adamın gıdık kısmının biraz yukarısı (net koordinatlar = çene boyun arası), itinayla kesilir. Sonra dil aşşağıya doğru çekilir ve bağlanır.
Bi dakkaya işkencenin adını net hatırlıyorum ‘Kolombiya Kıravatı’ … E kolombiyaysa Müfreze filmiyle bi alakası olamaz . Hal böyle olunca, gösterdiğim istikamet yanlış oldu. Filmi hatırlarsam sölerim
bu siteyi bir kürt kılıklının yapması, işi ilginç kılıyor. Kendilerini türkiye vatandaşı olarak görmeyen bu kürt kılıklılar, birde türkiyeyi terketmiyorlar ya… Sanki bu işkenceler sırf kürtlere yapılıyo. Karakola düşen herkes bu işkenceleri görebilir. Ayrım yok
ayrım olmayınca ortada hiçbir sorun kalmıyor değil mi? yani yazdığın her ahkam ayrı bir dingillik örneği. 17 kişi seni görmüyor biraz düşün diyeceğim. mal mal monitöre bakıp neyi diyeceksin. iyisimi 18 de ben olayım.
kaıklı voyvoda nın hayatını anlatan ‘karanlık prens’ diye bir film var ; en ilginci de adam bu işleri yaparken karısının bundan hiç haberi olmamış çok sonra öğrenmiş ve şok
içiyoruz, parkta, narlıdere, osman diye bir arkadaş var yanımda, 5-6 gün sonra asker olacak. arkamızda otoban ve yanında bir çevre yolu, bir ses geliyor, dizel motor sesi, “aha polizay” diyorum, “evet” derken osman, bir fren, lastikler asfalttan intikam alıyor, asfalt lastiklerden. patinaj sonra, intikam silsilesi devam, geliyorlar yanımıza, minibüsten atlarken, silahları çekiyorlar, “eller yukarı!” “hepsimi abi” diyesim geliyor, demiyorum ama, o kadar salak değilim belkide. “nağpıyonuzğ lağn burdağ!” “arkadaş askere gidecek, öyle zaman geçiriyoruz memur bey” “sanamı sordum lan!”, “çıkarın kimlikleri” alıp bakıyorlar, “dini islam, medeni hali bekar, izmirliymiş bunlar” diyor yanındakine, bakıyorum sallanıyor erifler, şarap kokuyorlar, “tamam iyi geceler” diyip gidiyorlar sonra. izmirli olmaktan mutlu oluyorum, oluyorum çünkü orada, mardin, diyarbakır yada daha doğusunda ankaranın, bir şehir ismi yazsa, neler olacağını, öyle yazan kimlikleri olan arkadaşlarımdan biliyorum. ayrım?
işkenceli sitede, verilen link ile gittiğimiz sayfanın, en altında var yahu! bu ne be? olurmu?
ama ben “gözüm görmesin” dalgasını, songoku üzerinde deneyenleri kınıyorum, ayıp yani, ne varki, ne kötülüğü dokundu onun size? kürt kılıklılardan bahsediyor, gerçekleri açığa vuruyor, başımıza ne geldiyse bu kürt kılıklılardan gelmedi mi? “kürt” kelimesindeki “k” ve “t” harflerinin yerini değiştir, bak! türk oldu, yani, kürt, türk’ün (ulu türk, yüce türk) tersi işte, apaçık ortada, bizi yıkmaya çalışan, pis komunüst işi bu. belli yani. hay bin… neydi yahu?
birde kazıklı bilmemkimde;
…osmanlı elçilerinin çıkartmak istemedikleri sarıklarını kafalarına çaktırmak.. gibi, akıl almaz işkence usulleri demiş. gebermek nasıl oluyor gülmekten, biliyorum artık.
bizim metod kurbanı bağla sırt üstü yere yatır.. bir tane aç fare büyüklerinden.. bir tarafı açık havalandırmalı bir kutuda. açık tarafı adamın karnına dayayıp kapat.fare acıkınca dışarı çıkmak için adama girişir.cam olursa bu kafes daha iyi adam da izler..daha uygulamaya başlamadan netice alındıgı görülmüştür…
ölenlerin çoğunun de gerçekten bişi bilmedikleri anlaşıldı..
en baba işkence yine çinlilerde. Adamın kafayı kazıtırsın.(Bunlarda kafa kazıtmayı amma seviyormuş) taze yüzülmüş hayvan derisini alırsın(tercihen keçi) adamın kafaya geçirirsin. Ve derinin orada kurumasını sağlarsın. Saçlar çıkmaya başladığında (hahaha ironi?) çıkamayacağındanbir nevi kıl dönmesi olur. Adam artık birşey bilmiyorum diyemeyecek kadar bile bilmiyordur.
1de 12 eylül paşalarının ve haggaten vahşileşmiş işkencecilerinin, bunların postallarını yalayan kemalistlerin işkence yöntemlerini görelim, gezelim, öğrenelim:
Köpek saldırtma: Tutuklu çırılçıplak soyulur, kurt köpeği üzerine saldırtılırdı.Zincir: Tutuklu tek ayağından zincire bağlanır, bu zincir yüksek bir yere asılır, tutuklu bayılıncaya kadar askıda kalırdı.Germe: Tutuklunun bir bacağı merdiven kenarlığına bağlanır, diğer bacağı da açık bırakılan koğuşun gözetleme deliğine bağlanıp kapı kapatılır, tutuklunun bacakları koğuş kapısının eni kadar gerilir ve öyle kalırdı.Ayaktan asma/Tepe: 50-60 kişi havalandırmaya alınırdı. Gardiyan “tepe ol” komutu verince tüm tutuklular üst üste bindikten sonra, bir tutuklu da üst üste yatan tutukluların üstüne çıkar, İstiklal Marşı’nın on kıtası okutulurdu.Kantar: Tutuklular havalandırmada çırılçıplak soyundurulup tek sıra halinde dizilirler, sıranın ön tarafında duran tutuklu sırt üstü yatırılırdı. İkinci tutuklu, yatan tutuklunun testis ve erkeklik organlarından tutarak yukarı kaldırır, tutuklunun kaç kilo geldiğini söylemesi istenirdi.Cop Sokma: Gardiyanlar copu zeytinyağına batırır ve yağlı copu tutuklunun makatına zorla sokardı. Sonra bu copu kendisine ya da bir başka tutukluya yalatırlardı.Çek-Çek: Tutuklu çırılçıplak soyundurulur ve erkeklik organına bir ip takılırdı. Gardiyan ipin diğer ucunu alıp hızla koşar, tutuklu da zorunlu olarak gardiyanın peşinden koşar.Lağım suyuna sokma: Tecrit bölümünün alt katındaki bazı tuvaletlerin delikleri tıkanır. Hücrelerin pisliği ve lağım suları burada biriktirilir, diz boyu kadar oluşturulan pisliğin içine tutuklu atılır ve pislik yedirilirdi.Kitap okuma: Koğuşta bir tutuklunun eline kitap verilir, tutukluya avazı çıktığı kadar yüksek sesle tek tek sözcükler okutulurken, diğer tutuklular bu sözcükleri tekrarlarlardı. Sabahtan akşama kadar yapılan bu işlem sırasında, tutuklular ayakta durmak zorundaydı.Sigara içirme: Koğuşta kalan tutukluların eline beş adet sigara verilir, sigaraların tümü yakılarak devamlı ağzında tutulurdu. Gardiyanın “çek-bırak” komutuyla sigaralar bitinceye kadar içirilir, sigaralar -filtreleri dâhil- tutuklulara yedirilirdi. Bu sırada koğuş pencereleri kapatılır, havasızlık ve dumanla boğulma ortamı yaratılırdı.Banyo: Tutuklular çırılçıplak soyundurulur ve tek sıra halinde banyoya götürülürdü. Banyoda sabun kullanılmazdı. Hortumla tazyikli su tutukluların üzerine fışkırtılırdı. Daha sonra tutuklular koridora çıkarılır, “yat-sürün” komutuyla tutuklular yerlerde süründürülerek koğuşlarına götürülürdü.Sayım düzeni: Tutuklular günde en az beş kez sayılırdı. Her sayımdan önce tutuklular sayım düzenine geçer, sayım talimi yaptırılır, yüksek sesle tekmil verilir, rahat-hazır ol ile çöker kalkarlardı.Lokomotif: Tutuklular havalandırmaya çıkarılır, iki kişi çırılçıplak soyundurulur, bunlardan birisi domalıp iki eliyle diz kapaklarını tutar, diğeri de arkadan kucaklardı. Gardiyanın “uygun adım marş” demesiyle her iki tutuklu havalandırmada dolaşırlar, diğer tutuklular zorunlu olarak izlerdi.İşeme: Havalandırmada bir tutuklunun yere yatması istenir, diğer tutuklulara yerde yatan tutuklunun yüzüne işemesi istenirdi.Tecavüz: Cezaevinde görev yapan gardiyanlar, genç tutuklulara merdiven altlarında zorla tecavüz ederlerdi. Ayrıca iki tutuklu çırılçıplak soyundurularak birbirlerine tecavüz etmeleri istenirdi.Verem: Veremlilerle sağlam tutuklular birbirinden tecrit edilmez, aynı kapta yemek zorunda bırakılırdı. Aynı battaniyenin altında yatırılırlardı. Veremlilerin balgamları tahlil yapılacak bahanesiyle toplanır, karavanadaki yemeklere karıştırılır ve bu yemekler tüm tutuklulara yedirilirdi.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
çizimlerdeki adamın bıyıkları dikkatimi çekti,kalan şerefsizlerin ne mal oldugu belli ama bu arkadaşa da pipisi olmasa bile sosyalist havası başarıyla verilmiş..tebrik. bu arada , içerik insanlık ayıbı bakmayın bence
favorilerimden.. teoride pratikte bahadır boysal çizmişti. o galiba. insan doğru düzgün yerleşemiyo da felç mi oluyo kafayı mı tırlatıyo öyle bir şeydi. vay VAY vay.
Kan tutanlar bakmasın.
galiba müfreze de izlemiştim (yanılıyorda olabilirim)
adamın gıdık kısmının biraz yukarısı (net koordinatlar = çene boyun arası), itinayla kesilir. Sonra dil aşşağıya doğru çekilir ve bağlanır.
Bi dakkaya işkencenin adını net hatırlıyorum ‘Kolombiya Kıravatı’ … E kolombiyaysa Müfreze filmiyle bi alakası olamaz . Hal böyle olunca, gösterdiğim istikamet yanlış oldu. Filmi hatırlarsam sölerim
böyle ölenler de var. garip. ben nasıl ölücem acaba merak içinde kaldım.
bu siteyi bir kürt kılıklının yapması, işi ilginç kılıyor. Kendilerini türkiye vatandaşı olarak görmeyen bu kürt kılıklılar, birde türkiyeyi terketmiyorlar ya… Sanki bu işkenceler sırf kürtlere yapılıyo. Karakola düşen herkes bu işkenceleri görebilir. Ayrım yok
ayrım olmayınca ortada hiçbir sorun kalmıyor değil mi? yani yazdığın her ahkam ayrı bir dingillik örneği. 17 kişi seni görmüyor biraz düşün diyeceğim. mal mal monitöre bakıp neyi diyeceksin. iyisimi 18 de ben olayım.
Tahmin ettiğim kişi şamo’yla bülent’in ahkamı arasına kin mi kustu yine? 17’den biri olduğumu açıklamaktan çekinmemekteyim…
evet ekim aynen öyle.
bişiy de yok . neye karşısın onu da anlayamıyorum artık. kimse işkence görmesin işte. dediğim bu benim.
gözüm görmesin yapmıyorum, niye yapıyım ki, gerek yok. onun da umrunda değildir zaten.
onu üzmek için değil, tahammül edemediğim için yaptım. O gün bu gündür hafif artık daha huzurlu benim için.
işkence deil bi kere yapınca kesin ölüo adam.. evde denemeyin ortalık batıor – bu arada şu görünmeyen kahraman kim merak ettim bende görmüomuşum ama 🙂
biri bişey mi dedi..
Kazıklı Voyvoda
kaıklı voyvoda nın hayatını anlatan ‘karanlık prens’ diye bir film var ; en ilginci de adam bu işleri yaparken karısının bundan hiç haberi olmamış çok sonra öğrenmiş ve şok
ne kadar mutlu oldum benim de iscence görme hakkim olduguna..artik kürt-türk ayrimi yok..iste yeni türkiye.
işkence sırasında yapılan ayrım çok yoğun
kürt türk ayrımı var mı bilmiyorum ama bildiklerim hangi şehirde polisle ilişkiniz olduğu
hangi semtte olduğu (örneğin ankda çankayada karakola düştüyseniz genelde çok naziktirler polisler)
gibi birçok ayrım yapılıyor
bu ayrımlardaki temel kıstas daha sonra polisin başına bela olup olmayacağınızdır
umarım kimsenin başına böyle şeyler gelmez
içiyoruz, parkta, narlıdere, osman diye bir arkadaş var yanımda, 5-6 gün sonra asker olacak. arkamızda otoban ve yanında bir çevre yolu, bir ses geliyor, dizel motor sesi, “aha polizay” diyorum, “evet” derken osman, bir fren, lastikler asfalttan intikam alıyor, asfalt lastiklerden. patinaj sonra, intikam silsilesi devam, geliyorlar yanımıza, minibüsten atlarken, silahları çekiyorlar, “eller yukarı!” “hepsimi abi” diyesim geliyor, demiyorum ama, o kadar salak değilim belkide. “nağpıyonuzğ lağn burdağ!” “arkadaş askere gidecek, öyle zaman geçiriyoruz memur bey” “sanamı sordum lan!”, “çıkarın kimlikleri” alıp bakıyorlar, “dini islam, medeni hali bekar, izmirliymiş bunlar” diyor yanındakine, bakıyorum sallanıyor erifler, şarap kokuyorlar, “tamam iyi geceler” diyip gidiyorlar sonra. izmirli olmaktan mutlu oluyorum, oluyorum çünkü orada, mardin, diyarbakır yada daha doğusunda ankaranın, bir şehir ismi yazsa, neler olacağını, öyle yazan kimlikleri olan arkadaşlarımdan biliyorum. ayrım?
işkenceli sitede, verilen link ile gittiğimiz sayfanın, en altında var yahu! bu ne be? olurmu?
ama ben “gözüm görmesin” dalgasını, songoku üzerinde deneyenleri kınıyorum, ayıp yani, ne varki, ne kötülüğü dokundu onun size? kürt kılıklılardan bahsediyor, gerçekleri açığa vuruyor, başımıza ne geldiyse bu kürt kılıklılardan gelmedi mi? “kürt” kelimesindeki “k” ve “t” harflerinin yerini değiştir, bak! türk oldu, yani, kürt, türk’ün (ulu türk, yüce türk) tersi işte, apaçık ortada, bizi yıkmaya çalışan, pis komunüst işi bu. belli yani. hay bin… neydi yahu?
birde kazıklı bilmemkimde;
…osmanlı elçilerinin çıkartmak istemedikleri sarıklarını kafalarına çaktırmak.. gibi, akıl almaz işkence usulleri demiş. gebermek nasıl oluyor gülmekten, biliyorum artık.
evet kolombiya kravatında ortalık berbat olur
muhtemelen (bayağa bi muhtemel :)) denekin ağzından laf alamazsın 🙂
Çin işkencesini öneriyorum ben bu noktada…Hazırlanışı :
* bir adet kurban
* kafası kazıtılır
* tenha bir mekanda uygun biçimde oturtulur
* başına böle şıp şıp şıp şıp diye su damlatılır
başka hiçbir ses duymaz bir müddet sonra o şıp ZONK ZONK a dönüşür….
hem adam ölmez hem etraf daha az kirlenir…
tartışmalardan uzaklaşın diye bu kadar geyik olabildim . :))
prewiev’de (yeni) ikon’u vardı, şimdi böyle olmuş, sayfanın altında, “yeni” diye bir şey var, ona uyuz olmuştum ben, yoksa banane kim host etmiş.
bizim metod kurbanı bağla sırt üstü yere yatır.. bir tane aç fare büyüklerinden.. bir tarafı açık havalandırmalı bir kutuda. açık tarafı adamın karnına dayayıp kapat.fare acıkınca dışarı çıkmak için adama girişir.cam olursa bu kafes daha iyi adam da izler..daha uygulamaya başlamadan netice alındıgı görülmüştür…
ölenlerin çoğunun de gerçekten bişi bilmedikleri anlaşıldı..
fare sistemini george orwell yamıştı “1984”te
valla en klasik işkence FALAKA;FALAKA;FALAKA
ilk önce kişi veya kişileri yere yatırırsın. İki kişi bir sopa ile ayakları bağlar sonracıma çıplak ayak tavanlarına değnekle kızarana kadar vurulur
en baba işkence yine çinlilerde. Adamın kafayı kazıtırsın.(Bunlarda kafa kazıtmayı amma seviyormuş) taze yüzülmüş hayvan derisini alırsın(tercihen keçi) adamın kafaya geçirirsin. Ve derinin orada kurumasını sağlarsın. Saçlar çıkmaya başladığında (hahaha ironi?) çıkamayacağındanbir nevi kıl dönmesi olur. Adam artık birşey bilmiyorum diyemeyecek kadar bile bilmiyordur.
valla kim ne derse desin en klasik yaygın kullanılan işkence falaka
1de 12 eylül paşalarının ve haggaten vahşileşmiş işkencecilerinin, bunların postallarını yalayan kemalistlerin işkence yöntemlerini görelim, gezelim, öğrenelim:
belirtilen işkence taktikleri : özellikle erotik seçme kaygısı taşımıyorsa adapte sorunu yaşamayacaktır.lafzıyla ruhu birbirine karıştıranlar zannediyorlar ki şekeri çaya karıştırıyorum.ulan orospunun evladıbu işkenceler bu-gün hala kapılar ardında devam etmekte.kuvvet birliğini savunup kuvvetin merkezini yok sayan hibnetorlar.bilmeyişinizin sebebi -değil postal- iktidar taşağı yalamanız sebebiyledir.ne diyelim afiyet olsun. sofrada konuşmak günah.