Erzurumlu İbrahim Hakkı
Erzurumlu İbrahim Hakkı

İlm-i kıyafet, insanların fiziksel özelliklerine bakarak karakterlerini tanıma ilmidir. Beden yapısı ile karakter arasında bir bağ olduğu inanışı çok eskilere dayanır. Taocu felsefede Mien Shiang olarak adlandırılan yüz hatlarından teşhis sanatı (mien “yüz”, shiang “okuma” demek) uzun yıllar Çin’de kullanılmış, insanların yüzü ömürleri ve yaşamlarının kalitesi hakkında bilgi edinebilmek için incelenmiştir. Eski Çin yüz okuma uzmanlarına göre, yüzü oluşturan unsurlardan kaş, gözler, ağız, burun ve kulakların dengeli olmasıyla kişinin mutluluğu ve ömrünün uzun olması doğru orantılıdır.Fiziksel özellik ve karakter arasındaki bağ sadece Çinliler’in değil Aristo’nun da ilgisi çekmiş. Aristo’ya göre, insanın beden ve yüz yapısının belli bir hayvana benzemesi, onun karakter özelliklerini ortaya koymaktadır. Bu demek oluyor ki insanın yüz yapısı, kafa yapısı, cilt rengi, bedenin tğy yapısı, ses tonu, hareketleri gibi özelliklerinin hayvanlarda bulunan benzer özelliklerle karşılaştırılması sonucu, kişinin karakter özellikleri elde edilebilir. Örneğin, küçük gözlü kişilerin cesaretsiz ve irade eksikliği çektiği sonucuna varılmıştır ki bu maymun tipine denk düşmektedir. Gözleri iri olan insanlar tembeldir ki bu da öküz tipine denk düşer. Bu anlayışa göre, gözleri orta büyüklükte olan insanlar asil bir karaktere sahiptir. (Diğer uzuvlar ve özellikleri için bakınız)Doğuda, sarayda çalışacak eleman seçiminden köle veya eş seçimine kadar düşünebileceğimiz birçok iş için yararlanılan ilm-i kıyafet (İlmü’l feraset ya da ilm-i kıyafet’ül beşer olarak da adlandırılmış) ilmiyle ilgili birçok eser yazılmış. Eserlere ortak ad olarak Kıyafetnâme denilmekte, bu tür kitap yazana da kâyif ya da kıyafetşinas deniyor. Kıyafetnâme olarak yazılan ilk eser İmam-ı Şafii’nin, fakat bu eser günümüze ulaşabilmiş değil. Daha sonra Kindi’nin “Risale fi’l-Firase”si, Ebubekir Razi’nin Kitabü’l-Mansuri”si bu türdeki ilk eserlerden. Fahreddin Râzî tarafından yazılan “Kitabü’l Firase” o zamana kadar yazılan en büyük eser olarak kabul edilmiş. Farsça yazılmış kıyafetnamelerden ilki ise Kâşâni’ye ait ama bu eser de günümüze ulaşamamış. İbn-i Sina’nın da bu türde yazdığı bir kitabı olduğu biliniyor.

Marifetname'deki Dünya Haritası
Marifetname’deki Dünya Haritası

Gelelim Türkçe kıyafetnâmelere, Akşemseddin’in oğlu Hamdullah Hamdi (Hamdi Çelebi) 15. yy’da Türkçe ilk Kıyafetnâme’yi yazmış. Hamdi Çelebi mesnevi türünde 150 beyit olarak yazdığı bu eseri ten rengi, boy, davranış, göz, burun, ses tonu, karın, göğüs gibi bölümlere ayrılarak düşüncelerini paylaşmış :“Hak yarattı çü nev-i insanınKıldı efradını muhalif anınGerçi birdir kamusu suretteBir değüldür ve lik hilkatteLütfunu âleme ıyan ittiSureti sırete nişan etti”(Tanrı insan türünü yarattığında / Kişilerin farklı kıldı / Gerçi hepsi görünüşte benzer / Ama yaradılışları ayrıdır / Tanrı iyiliğini dünyaya açıklamak için / Görünüşü ahlaka işaret olarak yarattı)En ünlü ve türünün Türkçe’de son örneği ise Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetnâme adlı eseridir. Sadece fiziksel özelliklere göre karakter tahlili içermeyen; uzay,dünya, güneş sistemi hakkında da bilgiler içeren oldukça hacimli olan bu kitabın tamamına internette ulaşılabiliyor, uğraşmak istemeyenler kitap hakkında kısaca bilgi edinmek ve meraklarını gidermek için şu siteye bakabilir.Son olarak bir yerlerde rastladığım hoş bir rivayetle yazıyı bitirelim.Adamın birinin eline kıyafet ilmine dair bir kitap geçer. Okurken şöyle bir yazı görür: “Bir adamın başı küçük, sakalıyla boyu uzun olursa aklı az olur”. Meğer adamın da kitabın tarif ettiği gibi, başı küçük, sakalıyla boyu uzundur. Kendisini bu tarifin dışına çıkarmak ister. Ne yapması gerektiğini düşünür. Başını büyültmenin imkanı olmadığı gibi, boyunu kısaltması da mümkün değildir. Bari sakalımı küçülteyim diyerek şamdanı eline alır. Bir eliyle sakalının yarısını tuttuktan sonra ikinci yarısını mumun alevine yaklaştırır. Biraz yanıpta sıcaklık parmaklarının uçlarına dokununca eline çeker. Yüzü cascavlak kalır. Bunun üzerin hokkayı kalemi eline alarak kitabın kenarına şunları yazar:- Bunun gerçek olduğu tecrübe ile sabittir, ben de tasdik ederim.