Eski bir Leman dergisinde yayınlanmıştı…Hürriyet gazetesinde uyuşturucu satışından yakalanmış birkaçzenciyle ilgili bir haber.Haber metnine iliştirilmiş bir fotoğraf.Fotoğrafta birkaç zenci arkadaş.O da ne?Fotoğraftaki arkadaşlar Türkiye’de öğrenim görensıradan birer insan sadece.Ne uyuşturucuyla alakası vardır ne suçla.Ama zencidir.Hürriyet’in savunması tam hürrüyetlik!Efendim arşivden bulmuşlar, koyuvermişler sayfaya.Arama yaparken mutlaka “zenci” diye bakmış,onca dosyanın içinden bulmuşlardır.Onlar zenci ya, boşver,zaten hepsi birbirine benzer.Hürriyet’in marifetleri saymakla bitmez.Bugün zenciye yarın başörtülüye…Hürriyet’in bakış açısını, anlayışını biliyoruz zaten.ABD’de zenci düşmanı anlayışınTürkiyedeki özdeşidir Hürriyet.
Ve Ertuğrul Özkök.Hürriyet’i Hürriyet yapan, Hürriyet’in aynası Ertuğrul Özkök.Bedeni Türkiye’nin içinde, ruhu dışarılarda Ertuğrul Özkök.Yapmış yine yapacağını,“Türban nefreti, nefret türbanı”diye bir yazı yazmış.Neresinden tutarsın, ne söylersin?Ertuğrul Özkök bu, dedik ya,bedeni Türkiye’nin içinde, ruhu dışarılarda Ertuğrul Özkök.Daha neler göreceğiz kim bilir?
yorumlar
görülecek şeyleri tahmin etmek güç değil.. bahis konusu nefreti çoğaltın.. biz ve ötekiler arasındaki uçurumu derinleştirin.. o durumda çok daha net görürsünüz..bundan daha kötüsü nedir diye sormayın.. çünkü beterin beteri var hep.. ve neyazık ki içinde bulunduğumuz beteri arayacağımız bir mecraya doğru sürükleniyoruz..beyefendi, oraya koyduğu fotoğraftaki genç kızı fişleyip notunu vermiş zaten.. gidip konuşmayı denememiş bile.. zatem üslup değişmezdir bu stratejide.. oturup konuşmak, nedenleri muhatapları ile tartışmak değildir yöntem..yöntem;-“bu” demektir..-“işte bu tüm çektiğiniz sıkıntıların kaynağı”-“siz sıkıntı çekmiyormusunuz ey ümmetim..?”-…(??) (çekiyorlar elbet.. bu anlamsız soruya, anlamsız bakışlarla karşılık verilir topluluk tarafından)-“işte bu..! dertlerin ülkemizin sıkıntılarının sebebi bu..! taşlayın onu ve kurtulun sıkıntılardan..!”kimse oturalım konuşalım, neymiş bunların olayı diye sormaz.. tabii bu kaotik ortam son bulmaz bu şartlar altında.. birileri taşlar birilerini.. diğerlerini güdenler de öbürlerini “öteki” sınıfında taşlatır.. “çözüm bu..!” diyenler ise çözümsüzlüğün nemasından nemalanır.. nemalar çeşitlidir.. muhayyilenizin kuvvetince çoktur..fişlemek, “işte bu” demek ne kadar cahilce.. insan gibi karmaşık bir organizmanın tek tip değer yargısı ile değerlendirilmesi, düşmanı için dahi sakıncalıdır.. ve bu saçmalık umarım bir gün tarafımca anlaşılır.. aklıma badlik amiri’nin son kelimelerini getirdi bu durum..“eğer bir yanlış yapacaksan, bari onu doğru yap..!”
Zirvede kartallar da bulunur, yılanlar da.Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir.Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.Cenep ŞAHABETTİN