Bir ülke düşünün , Başbakanına sen cumhurbaşkanı olamazsın , otur oturduğun yerde desin…
Adamın, anayasal bir engeli yok, parlamentoda çoğunluğa sahip, eller kalktı mı kesin seçilecek!Ama hırtlar demokrasisi itiraz ediyor; “ Arkadaş hakkında açılmış yolsuzluk davaları var, zamanında Cumhuriyete ve onun değerlerine sayıp, sövmüşsün…Aklından bile geçirme! “
Adamın ,dokunulmazlığı var, dokunamıyorsunuz !…Geçmişteki söylemleri için “ Anam avradım olsun ben değiştim,laik demokrasiye,Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlıyım “ diyor… Daha ne desin !…

Hırtlar demokrasisi itiraz ediyor,” Arkadaş,takiyye yapma!, dokunulmazlığın ardına sığınma, senin niyetin belli; Köşke çıkıp,devleti ele geçirip,sonrada “Ayetullah” efendini memlekete çağıracaksın…Kansız devrim ha! Yemezler,en azından biz Atatürk’çüler yemeyiz!” diyorlar…Adamı millet seçmiş,oyların yüzde yirmi yedisini alarak tek başına iktidar olmuş…Laikliğin tanımını farklı yapıyor ama devrim yasaları ile oynama gibi bir niyetinin olmadığını söylüyor..İlave ediyor,” Bu anayasayı biz yapmadık, seçim kanununu biz düzenlemedik, halkımız uygun gördü ve bizi iktidara taşıdı, şimdi de beni ya da benim istediğim birini cumhurbaşkanlığına taşıyacak”Hırtlar demokrasisi sözcüklere takılıp kalmış, zannediyor ki , adam köşke çıkarsa ülke gitti gidecek…Dünya tarihi değişecek…
Ulan biz balon muyuz?…Hani bu ülke böyük ülkeydi!..
Hani bu ülke bölünmez bir bütündü…
Hani bu ülke, demokrasisini Avrupa demokrasilerinden örnek almış, bölgesinin en önemli gücüydü!…Şimdi seçilmiş bir liderin anayasal haklarını kullanmasını sindiremiyor…
Ama ,ülkesinin tüm iç ve dış politikasını, ekonomisini, sırlarını aynı “adama ” emanet edebiliyor…
Hırtlar demokrasisinin, geçmişte içlerine sindirdikleri de ortada,buyrun;Cemal Gürsel…Cevdet Sunay…Kenan Evren…Turgut Özal…Hırtlar, bunlara ses çıkaramadılar, çıkarmadılar! Olanı biteni trene bakar gibi izledi bu “elit” eblehler sürüsü…
Aynen 1970’li yıllarda geliştirdikleri anti-komünist paranoyasını, şimdi islam ideolojisine döndürdüler…Argümanları tamamen, şövenizme ve sözde milliyetçiliklerine bağlı…
Ama artık bekledikleri olmayacak,olmamalı!..Bu “adam” ya da benzeri gelip, o koltuğa oturacak, ABD’nin “bizim çocuklar” dediği şımarık çocuklar da artık uslandılar..
Demokrasi ve devlet çıkarları uyuşmaz değildir. Bir kral ya da diktatör, bir aristokrasi ya da iktidardaki azınlık yanılıyor olabilir, ama çoğunlukta yanılabilir, çoğunluk olması bir gerçeği örtmek için bir neden olmamalıdır…Halkın istediği ya da halkın istemediği gibi beyanlar da, bir gerçeği yansıtmayabilir…Elbette bir parti parlamentoda çoğunluğa sahip ise her şeyi yapma gücüne sahip olmamalıdır ve azınlığın haklarına saygı göstermeyi bilmelidir...Ama, hırtlar demokrasisi rejimi hırtlaştırmak için elinden geleni yapıyor…Gelinen şu noktanın kendi ucube dönemlerinin bir kalıntısı olduğunu domuz gibi biliyor…
Gelelim mevcut duruma;Türkiye zor virajlarda,Türkiye ekonomisi borçlu,Türkiye ne dışarıdaki huzuru ne de evindeki huzuru yaşayabiliyor…Tayyip bey ya da yandaşı köşke çıkarsa;Tahammül edeceğiz, bekleyeceğiz, icraatlarını göreceğiz…Anayasa mahkemesine ve devletin koruyucu kalkanına güveneceğiz…Çözümü, çoğulcu demokrasi de arayıp bulacağız, seçim sistemini, partiler kanununu , dokunulmazlıkları, yeniden düzenleyeceğiz…Anayasamızı siviller yapacak,
Ve de artık , çözümleri başka yerlerde aramanın bedelini de çok pahalıya ödeyeceğimizi de unutmayacağız…