Oldum olasıbaşkasına hediye almak zorlamıştır beni. Bir çok nedeni var tabi; bunlardan birisi hediye almaya gitmişken kime hediye alacağımı şaşırman. Hediye alınacak kişiyi unutup kendim için alışveriş yapmam, ya da kendimi ödüllendirmek için bir neden bulup , ilk beğendiğim şeyi kendime hediye etmem olabilir. Başka bir neden ise , hediye alacağım kişinin zevklerini, ihtiyaçlarını unutup, kendi zevkime göre o kişiye hediye almam olabilir. Ya da daha başka bir sebep ise biri bana bunu alsın,bunu istiyorum diye ortalıklarda dolanmam olabilir…E düşünün çevremdekilerin halini!Çalışmaya başladığımdan beri aile fertlerinin doğum günlerine daha bir özen gösterir oldum, eskiden çoğu zaman bir öpücükle geçiştirdiğim doğum günleri , ekonomik özgürlüğümü kazandığımdan beri, şaşalı ama aile içi kutlamalarla geçiyor.Yalnız dediğim gibi zorlanıyorum ve doğru hediyeyi bir türlü isabet ettiremiyorum… O yüzden de hep iki hediyeyle eve dönüyorum, sonuçta aile fertleri de artık şımardılar…Önce bir küçüğüm geliyor ilk sene kendisine güzel 2 tane süveter almıştım, daha güzeli olabilirdi dediler. Sonraki sene ise güzel bir kazak aldım , o paraya mont alırsın dediler, akşamları eve erken gelme durumu olan ben hediyeyi değiştirmek uğruna sokaklarda sürtebildim. Bu sene ise yine bir triko kazak aldım , neyse ki ekonomik kriz var , ses etmediler.En küçük kardeşim mükemmeldir bu konuda, sürekli beden değiştirdiği için sürekli kıyafet ihtiyacı vardır. O yüzde kıyafet almama hiç ses çıkarmaz. Ama bende 1 taneyle yetinmem onun için harcama yaparken , eskiden bunların yanında bebekte alırdım. Artık aile fertleri büyüdü artık diye ona da müdahale ediyorlar, alamıyoruz tabii. Çok severim kendisini , ne hediye almaya ne de öpmeye doyamam. Yalnız o da başka bir konuda araz çıkarır, parti konusunda; kendisine her sene süpriz yapayım diye göbeğimi çatlatırım, her seferinde ya öğrenir ya bir ton surat yapar, içimi dağlar…Anneme ise hiç değinmemek daha iyi olacak sanki , kendisi sanki yılların intikamını aldı, parasal değer olara dudak uçuklatan ama manevi değeri olarak hiç bir şey ifade etmeyen son teknoloji ithal bir elektirk süpürgesi aldırdı. Şimdi arada bir vicdan azabı çektiğinde çeyizine kaldıracağım senin diyor. Yok istemem öyle çeyiz meyiz, millet zengin sanıp , oğluna almaz valla!
Babacığıma ise normalde aldıklarım kazak olur, çünkü kendisinin takım elbise, ayakkabı ve bilimum tekstil ürününde yeterli stoğu vardır. Sadece bünyesi biraz zayıf olduğundan sıcak tutulmaya ihtiyacı vardır! (ben ona çekmişim bu konuda)ilk aldığım kazağın üstüne kahve döktü,artık kazağın dörtte biri sütlü kahve rengiydi. Olur böyle vakalar dedim. Sonra aldığım bir süveter vardı , bu aralar giymiyor hiç… Yoksa yurtdışı gezilerinin birinde kaybetmiş olabilir mi yoksa! dolaba bakmak lazım! Bu sene ise yine gittim çifter çifter kazak aldım hemde çok beğenerek, süper kardeşim de gitmiş aynı mağazadan kazak almış. Kardeşimin aldığı kazağı nerdeyse dört gün üstünden çıkarmadı , benimkilerine ise hiç sıra gelmedi! Surat asmıyorum ama ima ettim. Bir baktım benimkine de gelmiş sıra. Mutlu oldum tabi.Bugün bir baktım , gitmiş elimde aldığım diğer kazak , anneme fısıldıyor, hemen arkalarında bittim tabi!-Hanım ben bu kazağa kahve döktüm sen hallerdersin diyor.Arkalarında beni görünce şaşırdılar! Abartılı biçimde kahkakayı bastım tabi, ne diyebilirim ki!Asıl olay bugün oldu. Babama bir paket geldi Ankara’dan sevgili yiğencikleri göndermiş! Bir adet çizgili mor gömlek! Giyindi üstüne, geziniyor çevremde, bende ilgilenmedim tabi. Baktı olacak gibi değil, kumaşı da çok güzel i dokun bak dedi.-Hıhı güzel kumaş diye mırıldandım.-Almak için almıyorlar , gerçekten güzel birşey almışlar dedi.Eee, yazıyorum buraya, almam bi daha hediye mediye. Ben şımartım bunları zaten hep! Alırsam iki olsun!