Hafif’te yönetim kademesinde değişiklikler olmuş…Başarılar dileriz. Bugüne kadar okuduğum,yazarların hem gerçek mesleklerini tahmin etmeye, hem de bir okuyucu olarak nasıl bir etki bıraktıklarını yazmaya ve incelemeye karar verdim.Bakalım katılacak mısınız? Yazdığım isimler,sürekli yazan ve hafif’in populer isimleridir.
Serdar Sabri : Uzlaşmacı bir kişiliği olan, internetten sürekli haber geçen bir muhabir havasında…Biraz da yalakalık var. Kamu görevlisi olabilir.Olmayabilir de!.
Naylon Vicdan ; Cinsiyetini bile anlamadım ki.Bir erkek bu kadar konuşmaz ya!.Birikimi olan bir şahsiyet diyelim,selma elma’nın korkulu rüyası.Edebiyat öğretmeni olabilir.Bazen çok sevimli bazen çok itici geliyor bana. Sanki bedensel gereksinmeleri yeterince doyurulmamış,bir insandaki açlık ve gerginlik durumları var.(eyvah!bana patlıyıcak şimdi)
Astral ; Bu kadın da , sevilme isteği ve sosyal güvenlik gereksinmesi gibi bir açlık var.Neden yazı yazdığını anlamış değilim…Günlük tutup kendisi okusa daha iyi…Sekreter olabilir.
Koza68 : Hem birikimli hem de , siteyi ve hayatı dalgaya alan değişik türdeki yazılarıyle en karizmatik yazar.Bilhassa Serdar Turgut vari yazılarını keyifle okuyorum.Semra tehlikesi adlı yazısından Reklam sektörü ile ilişkili oluğunu sanıyorum.Onda “özgürlük ve özerklik”kavramlarının gelişmiş halini görüyorum.
Lorienn ; Bu bayan orta yaşın verdiği,acıdan uzak durma eğilimi içinde yaşıyor sanki.Evinde ağırlıyacağı misafirler için yemek tarifleri filan istiyor.Ne söylenir ki?Bana kalırsa evinde kocasını ve çoluk çocuğunu mutlu etmeli.İyi aşure yapmaktan öte ne yapar bilmiyorum…
Ada 68 : Bıçkın!( Bu benim görüşüm olduğu kadar naylon vicdan’ın da görüşü) Daha birkaç fırın ekmeğe ihtiyacı var.Saldıganlık duygusunu,doğuştan gelen bir içgüdüye bağlıyorum.Düzelebilmesi için de pek zamanı olduğunu sanmıyorum.Mesleği hakkında hiç fikrim yok.
Selma elma ; Bu teyzemiz de burada saygınlık ve prestij kazanma peşinde.Geç kalınmış bir kendini gerçekleştirme kaygısı var.Kendini var etme yolunda “heba”olmuş halini gördükçe üzülüyorum.Ne de olsa annem yaşında.Selma teyzenin birikimine sözüm yok ama bilginin kaynağını galiba yanlış seçmiş.Mesleğini söylemeye gerek yok,her şeyi ortada teyzenin zaten.
Kopanisti ; Esprili bir arkadaş ve de sevimli.Öğrenci olabilir.
Sinemasever ; Bu amca iyi amca.ama sinemayla bozmuş.Sanki Türk sineması bir yerlere gelmişte,okuyup öğrenicez.Yeşilçam dan bana ne ya!.Tapu müdürlüğünden emekli bir hali var amcamın.
Redogre ; Harika bir aşçı!
Unuttuğum yazarlarla ilgili değerlendirmelerimi zaman içinde yapacağım…
yorumlar
“tomiko”; bilmelisin ki “naylon vicdan” benim korkulu rüyam olamaz…Üstelik bu güne değin kim olabilmiş ki bundan böyle herhangi biri olabilsin…Onun bana saldırılarının özünde değer yargılarımızın çatışması var; onun, benim yazdıklarımı donanımlı, birikimli olduğu alana çekmek gibi bir yaklaşımı var, her horoz kendi çöplüğünde öter ya…Ama yine de donanımlı, birikimli; nasıl ki ben de öyleysem (sen bakma onların bana saldırmalarına; onlar da biliyorlar karşılarındakini)…İyi de; sana ne oluyor?…Kedi olmadan fare tutmaya mı kalktın?…Henüz 2. yazında “hafif.org”a ivme kazandıranları eleştirme girişiminde bulunuyorsun…Ve “teyzelik” konusu; kuşkusuz kronolojik olarak çoğunuzdan çok yıl yaşadım, ama bu yılları boşa yaşamadım…Keşke ülkemizdeki teyzeler ve de amcalar beyinlerini; en verimli, en donanımlı oldukları yıllarında/yaşlarında sağlam tutabilseler, işlevselliğini köreltmeseler…Bu arada benim gibi teyzeyi değil Türkiye’de, Dünya’da bile zor bulursun…Bana yönelik saldırılara ilişkin anlamadığın bir konu var ki bu konuyu bana özelden yazan “hafif.org” katılımcısı bir sanal yazın dostumuza da açıklamak durumunda kaldım; sana da aynı sözlerle açıklayayım…Yazdıklarıma yönelik saldırılarla ilgili olarak diyorum ki; bu çatışmaları “genç-yaşlı” sorunsalına indirgemek, dar görüşlülük olur, yanılgı olur. Sanal ortamda; genç yaşta pek çok sanal yazın ve okur dostum var…”hafif.org”da bana saldıranlar, gerçekte düşüncelerime, ulusalcı kimliğime saldırmaktalar. Ve ben ( ya da benim gibiler); saldıran/söven/silah çeken karşıtlarımıza, gülle karşılık verecek değiliz. Bizler İsa mıyız ki; bir yanağımıza vurulunca, diğerini çevirelim?…Ve ben Indra Gandhi gibi tepkisiz, suskun, “arif olan anlasın” barışçısı değil, Kemal ATATÜRK gibi; savaşkan biriyim ( ya da Ecevit gibi; Barış Harekatı için önce savaşanlardanım)…Ve saygınlık ve prestij kazanma sorunsalına sıra gelince; ben özel ve tüzel yaşamında saygın, sözü dinlenilen bir yurttaşım…Ve sanalda da düşünen/sorgulayan/yorumlayan/olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kuran bir beynim olduğu kanısındalar ki, pek çok sanal adreste yazılarımı yayınlanmaya değer buluyorlar ( google’a adımı yazarsan ki heryerde gerçek adımla varım), yıllardır pek çok gerçek gazete ve dergide yayınlanmaya değer buldukları gibi…Ve “geç kalınmış bir kendini gerçekleştirme kaygısı” belirlemene sıra gelince; ben olabildiğince gerçek, olabildiğince var olmayı becerebilmiş biriyim, ama varlıklı olmayı becerebildin mi dersen bak o zaman yanıtım olumsuz olur…Anlayabildin mi sözlerimi?…Bu bağlamda sana bir soru: Ben kendimi gerçekleştirmemiş olsaydım, tarafından incelenmeye değer bulunur muydum?…Sen yine de şu yukarıda incelemeye aldığın adların yazdıklarını iyi oku; arada sövgüler, saldırılar olsa da…Çünkü yukarıda adlarına yer verdiklerin; ülke ortalamasına bakılınca ” her nedenli başka değer yargılarını paylaşıyor olsalar da” dolu yazarlar…Gerçi yaşın gereği elbetteki belli bir eğitimin, birikimin vardır, vardır da “fazla mal göz çıkarmaz derler ya, ben de fazla bilgi ağır gelmez diyenlerden olduğum için, sana da bu yazılanlardan/yorumlardan yararlan önerisinde bulunmak isterim analist arkadaş…
merhaba,buralara yeni geldim abiler ablalar,kardeşlerhem sonra turkuaz rengi varken neden turkuçok rengi olmasın.Elinize sağlık selamlar.
hosgeldinnn…
Yalaka babandır, dingil.
Beni esprili ve sevimli bulan nadir insanlardan birisin,öğrenci olduğum da doğru,
tomiko, bu koza 68’e olan hayranlığınız nedendir?kendisini ben sevmedim, yazılarını bazen beğeniyorum, bazen astrala niye bu kadar taktığını anlamaya çalışıyom. fekat, siz, neil, bir kaç kişi daha ha babam ha babam koza’nın reklamını yapıyorsunuz. aynı reklam şirketinde, kardeş akraba sevgili her şey olabilirsiniz. meraklı ola uygun olaraktan soruyom. yeni müdürlerde gelmiş. onlarda sankim sosyomattalar gibi muhabbet ediyolar. iyice aile şirketine dönmüş burası.hamiş: yorumlarında çok kötü, teneffüse çık, sonram gel.
selma sen nerelere yazarsan yaz, ortaya koyduğun düşüncelerle ulusalcıysan da ulusalcı ol, sen bir zavallısın. her kendinin ne kadar sosyal, ne kadar zeki, ne kadar verimli, ne kadar onaylı diplomalı, ne kadar kültürlü, ne kadar ıvır zıvır olduğundan, motor üstünde fotolarından, senin gibi bir teyzenin başka yerde bulunmayacağından her bahsedişinde, -kendisine değer biçme gafına- her seferinde itina ile düşmeyi görev bilen, ancak kendi kendini öve öve bir bok olduğunu sanan diğer bir çok zavallıdan birisisin. işin trajik yanı; genelde okumuş yazmış, belirli bir bilinç edinebilmiş insanlarda bu kendi kendini yüceltmeme desturunun ettiği yerin zırnığından bile nasip alamamış, utanmadan burada ‘benim gibi teyzeyi zor bulursunuz ben öyle acayibim böyle acayibim saldıranlar benim ulusalcı kişiliğime saldırıyorlar’ diyebilecek kadar da ortada konuşulanları anlamamayı marifet sanarak devam ettiğin bu yolda tekrardan söylüyorum; senin ulusalcılığına da sana da yaşına da başına da !!! kendine değer biçecek kadar değersizlestiginde, yarattığın dev aynasindaki sanal görüntünün esiri olursun işte sen bunun koskoca bir örneğisin… sen ilk karşılaştığı adama; -geceliği 100 dolar ona göre ha, diyen kadından bile daha zavallı bir durumdasın, o kadın en azından tartışılır bir değerlendirmeyi becermiş, böbürlenmekten öte, elinden geleni yapıyor olmanın gururunu taşıyor olacaktır. hadi şimdi çaresizce anama babama cümleler döşe, pislik!
“be goodie”İlk sekize giremedin diye mi bu rahatsızlığın?…Olumlu ya da olumsuz değerlendirilmeye, DEĞER BULUNMADIĞIN için mi bu saldırganlığın?…Bekle; senin gibi “pislik”e de sıra gelir; sabırlı ol biraz, “tomiko” tek tek inceleyecekmiş tüm yazarları, senin de sıran gelir…Ve ben bu denli değersizsem; nedendir benden rahatsızlığın?…Yoksa erkek egonu mu eziyor benim gibi kadınların varlığı?…”senin ulusalcılığına da, yaşına da, başına da” diyorsun ya… Sülalemdeki bütün erkeklerden, sülalendeki bütün “karı kısmına” selamlar…
Bence insanları isimleri veya ünvanlarıyla değil fikirleriyle eleştirmek gerekir. Zaten bu millet fazlasıyla magazin yapıyor bari siz yapmayıverin. yok selma motor üstündeymiş yok biri yalakaymış. Yazı yazma ihtiyacın olabilir ama insanları kullanma bari…
“tomiko” sahi benim durumuma üzülüyorsun ya, ne de olsa annen yaşındaymışım…Senin annen nasıl bir yaşam sürmekte; bir de onu izlemeye al ve gözlemlerini anlat, anlat ki ders alayım…ve 1982’lisin, 25. yaşındasın; annenden konu açmışken, ben de oğlumdan konu açayım…Senin yaşındayken Ege Tıp. Fakültesini bitirip, ABD’ye gitmişti dolar biriktirmek için değil, bilimsel çalışma yapmak için ( kendisi de 1972’li)…Anlat bakalım sende koşullar/konumlar/durumlar nasıl?…Birilerini yargılarken, sorgularken, önce kendine bakacaksın; “Ben neyim?…Ben kimim?” diye önce kendini, sorgulayacaksın, ondan sonra eğer ki kediysen, fare yakalamaya kalkışacaksın…
Ben yeni katıldım sayılır.Çok eğlencelisiniz. Oku oku bitmiyor. Hafif dizi gibi. Süper ya.
Bana saldıranlar,serdarsabri sen hem ylakasın hem terbiyesizsin…Sema teyze size annemin ve babamın kariyerleri ile bilgiyi mesaj kutunuza yolladım.Devinim 71 sıranı bekle…Nevdalist,görüşümü değiştirdim çünkü selmaelma’nın başka bir versiyonu ile karşılaştım.
Bırakın çocuk eğlensin ne istiyorsunuz yavrucaktan?.Devinim71,astral meselesine açıklık getireyim istedim…İtiraf ediyorum :astral’ı seviyorum napiim kardeşim saldırganlığım bu yüzden:)…
tomiko selam,biz ailecek gece gündüz aşure yiyoruz. başka bir şey yapmayı bilmiyorum. zaman zaman Redogre’den yemek tarifleri alıyorum ama sonuç berbat. çünkü yeteneğim yok. ilgisiz ve pasaklı bir anneyim. Ama sen kimsin?.. kendini anlatsana bize 🙂
Anlatiiim bayan lorien; Selmaelma sormuş,annenin babanın kariyerleri nedir diye.Ben de ona özel mesaj atarak yazdım.Ben çalışan bir bayanım,demokratik bir aile ortamında yetiştim,sözümü sakınmam,pragmatik bir felsefeyi(okuduğum lise)bize bu öğretiyi sundu maalesef.Ama değişik felsefi görüşleri de anlayıp öğrenmeye çalışıyorum.Yemek yapmayı,hele aşure yapmayı hiç bilmem…Sizin iyi bir anne olmadığınıza inanmıyorum.
aslında çocuklarıma sormak lazım. onlar memnun mu? ben ne desem boş. onları seviyorum herhalleriyle… onlarda seviyorlar beni sanırım… ben de ilk kez aşure yapmıştım… ne güzel oldu diye sevindirik olup sizlerle paylaştım. yazılarıma ilk baştan itibaren bir göz at istersen beni daha iyi çözersin… başarılar…
Gerçi kimsenin kimseyi çözmek/anlamak gibi bir sorunu olduğunu sanmıyorum “haff.org”da, olması da gerekmez…Çünkü burası ne yahudilerin ağlama duvarı, ne hıristiyanların günah çıkartma odası, ne de psikyatrların kliniği…Yalnızca gerçek kamusal alanın, sanala yansıması…Nasıl ki gerçek yaşamda; iletişimsizlikler, yozluklar, “sen kimsin?” soruları toplumsal yapımıza egemen olmuşsa, tıpkısının aynısı sanalda da yansımakta…”tomiko”; artık birbirimizi “toplumsal statü” bağlamında daha iyi tanıdığımıza göre, şu ahbap çavuş ilişkileri sürdürenlere özgü “teyze” söylemini bırakırsın sanırım, sana pek uygun düşmemekte…Neden dersen?…Seninle aramızda kan bağı yok; bu nedenle teyzen olamam…”selmaelma” ya da “selma” demen yeterli…”teyze, amca, abi, abla” gibi söylemler; “yetişkin-yetişkin” ilişkisi kuramamış, başbakanlarına “baba-ana” diyen azgelişmiş toplumsal yapılanmada olan kişilere özgü bir alt kültür söylemidir de…Başkalarına bunları söylemek istemedim, nasılsa anlamazlar ama senin yetişme koşulların; ne dediğimi anlayacak nitelikte olduğundan, sana söylüyorum…Ve annen konusu; yazdıklarımı okursan ben annenin, babanın kariyerini sormuyorum ki…Onu gözlemeye al, izlenimlerini anlat diyorum; benim sorduğum soruyla, senin verdiğin yanıt hiç örtüşmüyor, bunu da bilgine sunayım…Ama neyse olur o kadar; işte ben de, bana yapılan saldırılarda, tıpkı senin ana-baba kariyerini açıklaman gibi, “kendimi anlatmak gereğini duydum…Sanırım şimdi beni daha iyi anlamışsındır…
fantastik bir yazı olmuş.yazarı cesaretinden ve itidallı duruşundan dolayı kutlarım.
Lan burası kurtlar vadisine dönmüş…Kurtlar Vadisi – Hafif.org isteriz, isteriz, heem bikerem izleriz de!
Selma hanım,inanın sizi anlamaya çalışıyorum.Ama zamanım o kadar kısıtlı ki…Size yanıt verirken yanlış anlamış olabilirim.Ailemle ilgili düşüncelerim şöyle;Babam en klas adam,annem ona yaraşan en güzel ve zeki kadın…Bu benim için böyle ve dünya da bana en çok mutluluk veren şey de onları izlemek.Size belki haddim olmayarak nerede hatalı olduğunuzu anlatan bir yorum yazmak istiyorum ama şimdi değil ileride.Görüşmek dileğiyle.İpimlekuşağım size de teşekkürler
arkadaslar burasi insanlarin ailelerini övme,annesinin babasinin ne kadar klas yok bilmem ne oldugunu anlatma veya kendi niteliklerini bize aciklamak durumunda kaldiklari,ben su kadar okudum bu kadar okudum deme yeri degil.lütfennnn…birakinda cevrenizdekiler sizi övsün,yeteneklerinizi kesfetsin,siz kendinizi degil.saygilarimla…
Ve “aşure” konusu…Kanımca “aşüre” yalnızca dinselliği değil, Anadolu halkının tutumlu yanının simgesi olarak geçmişten günümüze ulaşmış olmalı…Nasıl ki Batılı; henüz çevre sorunlarını dillendirmeden çok önceleri, Anadolu halkı çevre sorunlarının anlamını bilmeden, ama çevreye de zarar vermeden yaşar, doğan bebesi, evlenen genci için ağaç diker, soyduğu patatesin kabuğunu koyununa yedirir, evsel atıklarını en doğal, ama en ussal biçimde değerlendirirdi, işte “aşüre” de zor günlerdeki dayanışmadan yaratılan Anadolu halkına özgü bir yöntem olan “imece” gibi, onun mantığına uygun bir “aş”…Ve belki de “aş üretmek” düşüncesiyle yaratılan bu “aş”, sanki halkın söyleyişiyle “aşüre” olarak adlandırılmıştır, kimbilir?…İster Nuh’tan, ister Kerbela’dan günümüze yansısın; “küresel ısınma” kaygılarının giderek arttığı günümüzde, kanımca bundan böyle her evde tüm Doğa/tüm Dünya dostlarınca kaynatılmalı, zorluklara bir göndermede bulunmak amacıyla…Çünkü bu gidişle; bolluk bereket yüklü topraklarımızda kirlilik sürdükçe, tarım topraklarımız giderek azaldıkça tencerelerimizde aş üretmek olanaksızlaşacak…Bu nedenle “tomiko”; klas babana yaraşan en güzel ve zeki kadın olan annen de, her duyarlı yurttaş, her duyarlı Dünyalı gibi “aşüre” pişirmeli…Ve “selmayeskova”;”selma”nın anlamı; doğru ve iyi yolda demekmiş…Ola ki adının anlamıyla doğru orantılı yaşayamıyorsan, elbetteki adını değiştirmelisin…Eskiler derler ya; “ismiyle müsemma” olmalı insan…
Eskilerden bir iki kişinin olması garip.Gönül isterdi ki; hakikaten bu konuda ciddi bir çalışma yapılmış olsaydı..
Ben sitede yeni sayılırım,her halde “eskilerden bir iki kişinin olmaması garip” demek istediniz?
Öyle demek istemedim.Şayet öyle demek isteseydim, yazınızda eskilerden eskerisinin olması ve bir kaç kişinin olmaması gerekirdi ki, kimlerin olup olmadığı zahirdir.Tafsilatlı bir çalışmayı sizden istemedim.Ortaya konuştum..Yeni olmanız ise ilk cümleme cevap oldu.
yazınızdaki” eskeri” ve “zahir”kelimelerini anlamadım özür dilerim.Böyle bir çalışma saçma olur bence.İnsanların okuyacakları yazarları seçme hakkı olduğu gibi beğenme hakları da vardır…Söylediğinizi ölçebilecek tek kriter belki bu kişilerin ileriki hayatlarında alacakları rol ve ürettikleri olacaktır.
ilk sekiz sana girsin.. benim ilk sekize giremememden dolayı üzülebileceğimi düşünmen bile senin damgalı eşek olmaktan ne kadar zevk aldığının bir göstergesi. evet yaşına da başına da sana da.. sen yine üstüne basılmış pislik misali sıkıştığında karşındakinin sülalesine laf etme cürretini göstermişsin ki zaten bunu baştan tahmin etmiştim ben senin sülalenden kimseyle selamlaşma ihtiyacı duymuyorum. konuyu erkekliğime getirme çabalarınız karşısında kusura bakmayınız motor üstündeki ahı gitmiş vahının ne olduğu ortada olan yerçekimine artık karşı koyamaz bir yaratık karşısında, cinsel bir hissiyat olabildiğince miğde bulandırıcı geldiğinden konuyla fazla ilgilenemiyeceğim. fakat üzülmeyiniz çocuk pornosu nasıl oluyorsa mutlaka sizin yaşıtlarınıza da ilgi duyanlar vardır. çocuk pornosu gibi illegal de değil hadi yine iyisiniz bundan iyisi şamda kayısı.
arkadaslar kopmussunuz siz.. ne bu küfürleşmeler… bırakın birbiriniz hakkında yorumlar yapmayı, saldırmayı falan..suraya bakın bu yazının yorumları astral arkadasımızın yazılarınının yorumlarından bile fazla…:)ben genelde hayalet üyeyim; gelir okurum belki bi iki yorum yapar cıkarım… ama inanın dayanamadım bu duruma..tomiko arkadasımız kendince (yeniyim demesine rağmen) hakkınızda bişiler yazmıs.. yüklenmeyin bu kadar birbirinize… acıkcası keyifle okudugum yazı sahiplerinin burada belirgin bir düzeysizlikle birbirlerine saldırmasını ben sizlere yakıstıramadım..hadi arkadaslar daha uğrasıp yazacagınız ve bizlerinde keyifle okuyup (katılsak ta katılmasak ta) bilgilenecegimiz bir sürü yazı var… birbirinizle değil bu yazıları oluşturmakla uğrasın…hepinize saygılar…
ben başından beri üstünde durduğum pislik tanımından başka kendi yazdıklarımda bir küfür bulamıyorum hatta ulan var mı yoksa diye bakınırken sizin yorumunuzu gördüm bir daha baktım. söylemlerim gün gibi ortada gerçeklerdir evet acıdır trajiktir tiksindiricidir ama durum budur.
iceberk, haklı ayıptır ya,burada yazı yazmak demek küfür etmek olmamalı.Acizlik belirtisi başka bir şey değil..
deniz e de iceberk arkadasa da katiliyorum, yaw elestirinin siniri olur , o sinir bana gore saygi cercevesi falan dir,;;; birak saygiyi isin icine 3. 4. kusaktan insanlar da ister istemez giriyor, sonucta sitenin amaci belli;;;paylasalim,ogrenelim ,guzelleselim ama kendimizden gecmeyelim ,bu kadar banallesmesin paylasimlar sevgili hafif-ciler.
@tomikosize göre böyle bir çalışma, saçma olabilir fakat bana göre olmazdı.zevkle okurdum.Böyle bir şeyi sizden beklediğimi düşündüyseniz hata etmişsiniz.yeni olmanız hasebiyle bu donanıma sahip olmanız ihtimali düşüktür; üyeleri tanımak adına..Bu arada “eskeri” kelimesi “ekseri” olacaktı.Çoğunluk anlamında.”Zahir” ise açık anlamına gelir, yani anlamak için çokta bi çaba sarfetmeye gerek duyulmayan.
cıngar çıkarmak için yazılmıs bi yazı resmen. ifadeler çok sert ve yazı gereksiz bence
*be_googdie’nin yazdıklarına saçmalık demek bile saçmalık olur. Yine düşünmeden atıp tutmuş anlaşılan…*be_goodie’nin görüşlerinin enteresan olduğu sanılmasın. Yattığı yerden köşe dönmeyi meşrulaştırmanın 20.yy modeli…Yukarıdaki sözler; be_godie için yapılan yorumlardan alıntılardır…Ve be_goodie’nin bu yorumlar karşısında verdiği yanıttan da; onun ne terbiyesiz biri olduğunu anlamak için bakınız (bugünlerde onun bana taktığı gibi, birileri de ona takmış diye; bakın neler sayıp dökmüş bu zavallıcık):http://www.hafif.org/yazi/neden-10Sonuç olarak adı geçenin; freudien bakışla “id” , toplumsal kirlenme bağlamında “it” olduğu ortadadır, yazdıkları özenle incelendiğinde kendisinin “beyaz”la da fazlaca ilgili olduğu öngörülebilir ve bu özellikleri bağlamında yapılacak bir değerlendirmeyle toplumsal kirlilik yaratabileceği olasılığı da gözardı edilmemelidir…