Bir cuma hutbesinde hatibin biri:”Bir milletin geçmişini öğrenmek istiyorsanız tarihine bakınız, geleceğini öğrenmek için de gençliğine bakınız.” diyordu.Evet, hatip efendi çok yerinde bir tesbitte bulunuyor ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konuyu cemaate anlatmaya çalışıyoru. Cemaate düşen görev ise, kendi gençliğini yetiştirmek ve geleceğini teminat altına almaktı. Çünkü geleceğin sahibi bugünün gençleriydi.Türk milletinin içinden çıkan ve Türk olduklarını kabul eden bazı fikir ve inanç dejenerasyonuna uğramış kişilerle, Türk’lük düşmanları ve nedense aynı paralelde hareket ediyorlar. Türk tarihini karalamaya, unutturmaya azamigayret gösteriyorlar. Geçmişimizle gençliğimiz arasındaki bağları koparmak, iftihar vesilesi saydığımız Türk büyüklerini kötü göstermek, böylece kendi insanımızı tarihimizden utanır bir hale getirmek istemektedirler.Her millet kendi tarihindeki siyasi, iktisadi, ilmi, askeri ve sosyal hereketleri gençliğe aktarır ve iftihar vesilesi sayarkeniözdeki sözünü ettiklerimizin menfi tavırları üzerinde çok düşünmemizi gerektirir. Düşünmek de bir şey ifade etmez, gerekli tedbirlerin alınması iktiza eder kanaatindeyim.Avrupalı’nın gönlünü hoş etmek için İstanbul’un müjdeli Fatih’ine ve Kanuni’ye, İran’ın ve İran yanlılarının gönlünü hoş etmek için Yavuz Sultan Selim Han’a, Yunanlı’nın gönlünü hoş etmek için Mustafa Kemal’e, Tevfik Fikret için Mehmat Akif’e karşı çıkarsak, kendi kendimizi inkâr etmiş olıuruz. Yetiştirdiğimiz gençlik de şahsiyetsiz, tarihsiz, kültürsüz robotlar topluluğu olur.Savaşlar ve fütuhatlar o zamanın şartlarına göre neyi gerektiriyorsa öyle yapılmıştır. Kimin haklı ve kimin haksız olduğuna karar vermek için suçluluk kompleksine girmemiz bizi büyültmez, aksine küçültür. Tarih anlayışımız bu esaslar içinde değerlendirilmelidir. Şunun bunun hatrını hoş etmek telâşıiçinde tarihimiz inkâr edilmemeli.Gençlük bir bunalım çağı yaşıyor. Sürekli arayış içinde bulunan gençlrimizmaalesef kendinden uzaklaştırılmak için art niyetlilerin açtığı tehlikeli yollara itilmek istenmektedir. İslâm inancıyla mücehhez hiç bir Türk gencisapık ideolojilere ve saptırıcı fikirlere alet olmaz. Dolayısıyla, gençlerimize kendi öz kültürümüzü, tarihimizi öğretmeliyiz. Yabancı kültürün tutsaklığından kurtarmalıyız. Aksi hâlde diskotek kültürüyle yetişen boş insanlar, yabancı ideolojiler arkasında koşan tehlikeli topluluklar çoğalır. Kötüleri az da olsa düzeltmek görevimizdir.Gençlerin iyisi de kötüsü de bizimdir.