Benim cebimde ellerimi sokunca şakırdatabileceğim

gazoz kapaklarım olmadı, Kirazları kulaklarıma hiç

küpe yap(a)madım, Saçlarım ahenkliği bırak dans yüzü

görmedi, Benim gözlerimden yanaklarıma sicim misali

süzülen renkli göz yaşlarım olmadı…

Yollarda ayaklarımın önüne gelen bütün ufak taşları

fırlatabildiğim kadar uzağa vuruyorum, kim bilir belki

bana vuranlardan hırsımı almak istercesine, en çok

derdim oldu…

Hava, su bedava yanında extra dertler bedava –

müesseseden –, köprü altı, park banklarında

yatmadıysam da kuştüyü bir yana yünlü yataktada

yatmadım. Yatağımı hep birileriyle paylaşmak gıcıktı.

Bıçakla yemek yemedim büyük kayıp olduğunu da

sanmıyorum.

Ama benim bana ait olan kimseye kaptırmadığım

kağtırmayada niyetim olmayan diz boyu umutlarım var.

Bunların hepsini umutlarıma değişmezdim. Çünkü;

umutlar benim…

Hayallerim beynimin en güzel süsleri, yüreğimin tek

fısıltısı hayata, umutlarım…

İsyan