flycell hakkında ne biliyorsunuz?

Ben pek fazla bir şey bilmiyordum ama sanırım pek çok kişi flycell için soygun nitelemesi yapmış. flycell, genelde internette belli başlı reklamlarda “ücretsiz kaydol, telefonuna oyun, melodi, resim yükle” şeklinde beliriyor ve bir siteye gidiyorsunuz. orada numaranızı girin diyor, ve telefonunuza bir “pin” kodu gönderiliyor. bu kodu sitede onaylarsanız, artık flycell üyeliğiniz tamamlanmış oluyor. bundan sonra “ücretsiz” olan üyeliğiniz haftada 50 kontör/25 sms şeklinde devam edip gidiyor.işin ilginç yanı avea müşteri hizmetlerinin de buna pek fazla ilgi göstermemesi. öncelikle kontrörleriniz düştüğünde bunun nedenini anlayamıyorsunuz. müşteri hizmetlerini aradığınızda “son 24 saat içinde yapılan görüşmelerinize ulaşılamadığını, dolayısıyla ertesi gün müşteri hizmetlerini tekrar aramanız gerektiğini” söylüyorlar (biraz daha kontörünüz gitti). ertesi gün aradığınızda ise “dosyanız hazırlanıyor, biz sizi bilgilendireceğiz” diyorlar. evet, daha sonra sizi arıyorlar ama ya o sırada müsait değilseniz? evet, bu kez siz aramak zorunda kalıyorsunuz (kontörler gitmeye devam ediyor).
müşteri hizmetleri sizin bir servise abone olduğunuzu ve onların müşteri hizmetlerini aramanız gerektiğini söylüyor ve tam üç tane farklı “müşteri hizmetleri” numarası daha veriyor. sırayla arıyoruz. birinciyi aradığımda ben dumur oldum. “aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor”. durumu anlamakta zorlandım. ikinci numarayı aradım. operatöre bağlandım ve müşkülümden bahsettim. bana hangi servise aboneliğim olduğunu sordu. flycell deyince, ilk aradığım telefon numarasını bana tekrar verdi: “bu numarayı arayın”.sinirlerim birkaç kat artarken olayı özetledim: “ben zaten o numarayı aradım ama ulaşılamıyor dedi, bu nasıl iş?”. bu “müşteri hizmetleri” çalışanının verdiği cevap çok manidardı: “pazar günü çalışmıyor olabilirler”.Bu noktada insan sormak istiyor ama kontörler boşu boşuna gitmeye devam ediyor: “yahu madem müşteri hizmetlerisin, pazar günü niye çalışmıyorsun?” aynı zamanda: “madem senin bu servisle alakan yoktu, avea’nın kendi müşteri hizmetleri, bana neden senin numaranı verdi?”pazar gününden farklı bir gün yine flycell’in olduğu iddia edilen müşteri hizmetlerini aradım ve olayın hesabını sordum. allah’tan o gün çalışıyorlardı(!). ben sözde ücretsiz olan hizmetten neden kontörlerim gidiyor diye sorduğumda aldığım cevap manidardı: “bizim servisimiz ücretsiz değil beyefendi”. e, n’oldu şimdi? sen kalk dört bir yana “ücretsiz kaydolun” diye reklam ver, sonra üye olanlardan haftada 50 kontör al.”iyi de, benim 50 kontörüm düştüğünde neden flycell’e üyeliğinizden dolayı 50 kontörünüz gitti diye bilgilendirilmiyorum?” diye de sordum. meğerse, benim avea reklamı sandığım upuzun mesajın en sonunda şu ibare varmış: “bu servis haftada 50 kontör/25 sms olarak ücretlendirilir”. iyi de hani nerde “hattınızdan düşülmüştür” yazısı? her gelen reklamdan şüphelenmemiz mi gerekiyor yani? “futbol yaz bilmem kaça gönder futbol haberleri cebine gelsin fiyatlandırma aylık bilmemkaç ontör” şimdi bu reklamdan da mı şüphelenmeliyiz? Belki de…peki dedim, “ben bu üyeliğim süresince herhangi bir şekilde servisinizden istifade etmedim, kontörlerimi geri alma imkanım var mı?” tabii ki soru yanlıştı, cevap belliydi: “servisimizdeki ücretlendime sabittir. herhangi bir şekilde resim, melodi ya da oyun yüklemeseniz bile haftalık olarak 50 kontör/25 sms üzerinden fiyatlandırılır.”peki bunu da anladım, yine de sinirden ne dediğimi bilmiyordum: “kontörleri geri alamıyoruz yani?”. sevgili müşteri hizmetleri çalışanı şunları söylemez mi: “kontörlerinizi geri veremeyiz ama isterseniz telefonunuza oyun, resim ya da melodi indirebilirsiniz”. ben zaten fıttırmak üzereydim. tabii ki bu noktadan sonra ben, flycell’in herhangi bir hizmetinden hayır gelmesini bekleyemezdim. “silin” dedim. “beni bu abonelikten silin”.tahmin edin nasıl bir cevap aldım.”iptal yazıp 5959’a mesaj gönderdiğiniz takdirde üyeliğiniz iptal edilecektir.” (“biraz daha kontörün gitsin” dercesine)insan artık bu noktada küfretme mekanizmalarını eğer dizginleyebiliyorsa, “peki” deyip telefonu kapatabiliyor. giden kontörler, ardından içsel muhasebelere yelken açtırıyor, ardında şu soruları sorduruyor: “acaba gerçekten bir yerleri okumadan, her ücretsiz olaya atlayarak asıl yanlışı ben mi yaptım, yoksa her yere bedava diyerek bizi kandıran cep telefonu tayfası mı…”