Erkek ulaşılmazı ister, kaçanı ister, kovalamak ister, bu öğretilere inanarak ve arkalarına sığınarak yaşamak ister, kendini değiştirme yoluna gitmez, ilişkide kendine çok ta fazla dönüp bakmaz, ‘ben buyum’ der, çoğu zaman gazetesini okumayı sevdiği kadını telefonla aramaya tercih eder, döver bazen sonra özür diler ama dövmüştür bir kere, herşeyden önce işini ve arkadaşlarını düşünür ama ona çocuk yapacak olanın arkadaşları değil sevdiği kişi olduğunu çoğunlukla unutur, diğer kadınlara bakar ara sıra sanki onun kadını yokmuş gibi, Tanrı tüm kadınlara aynı organları vermemiş gibi, bir de bunları yaparken diğer erkeklerin de kadınına baktığını unutur(eden bulur misali), duyarsa delirir, görürse delirmez ve sükunetle adamı döver, ‘önce işim sonra ailem en son sevgilim’ der, öpüşenleri gördüğü zaman’o neden bana böyle duygusal davranmıyor?’diye içi giden sevgilisinin farkında değildir genelde, o genelde dış dünyayla meşguldür, kadını onunla konuşacağı zaman genelde gözlerinin içine bakmaz ve ‘sen değerlisin seni dinliyorum’ imajını vermek pek te ona göre değildir.. Daha uzar bu liste.Okuyan bir kısım erkek bu yazıya kızarken bir kısmı da ‘evet çoğumuz böyleyiz’ itirafını yapacak cesareti bulabilir kendinde. Keşke bu yazdıklarım yalan olsaydı…….