EGO, Id ve süperegonun baskılarından dolayı bir o yana bir bu yana haz ve suçluluk hisleri arasında savrulanın, yani kendinin, kontrolünü ele alandır. Ego, farkı fark eden zihindir. Ego asıl kimliğimizdir. İd kişiliğin biyolojik bölümünü, ego psikolojik ve süperego toplumsal bölümlerini oluştururlar. Kişilik üç ayrı parça olarak değil bir bütün olarak işler, yönetici egodur, yani benliğindir. Yani sensindir. İç gücündür.Salt hazza yönelik dürtülerimiz, tatmin edilmesini istediğimiz dürtülerimiz, ilkel olan yanımız(ID) ile Toplumun, yakın çevrenin içselleştirdiği öğretilerin baskıları(SÜPEREGO) arasında denge kuran şey, egomuzdur.Ego için, bilinçli şekilde düşünce ve davranışı kontrol eden dışarıdaki gerçekle en fazla teması olan şey , düzenleyici koruyucu arayüz denilmektedir. Ego hem idi memnun etmeye çalışır, hem de süperego (içimizdeki ahlak hocası) tarafından azarlanmaktan kurtulmak ister.İd, ego ya da süperegodan birinin diğerlerinden daha kuvvetli ya da zayıf olduğu zaman farklı kişilik türleri ortaya çıkar. Örneğin, süperegosu son derece gelişmiş olan ve diğer temel kişilik birimlerine baskın olan kişi, büyük olasılıkla utangaç, özellikle cinsel arzularını ve kızgınlık duygularını, onların ifadesinin uygun olduğu ortamlarda dahi ender ifade eden bir kimse olur. Diğer yandan İd’i baskın olan bireyse kendini bencil istek ve arzularının hemen o anda tatmin edilmesinin dışında başka hiçbir şeyi göz önüne almaz, yaşamda sürekli toplumla sürtüşme içinde olur, başkalarının haklarına, düşünce ve duygularına saygısız, kendine ve topluma zararlı biri olur. (Freud)Ego, farkı fark eden zihindir. Ego asıl kimliğimizdir. İd kişiliğin biyolojik bölümünü, ego psikolojik ve süperego toplumsal bölümlerini oluştururlar. Egonun sağlıklı işleyip işlemediğinin göstergesi etik kurallara uyma yetisidir. Her ego kendi davranış ve tutumlarından kendi iyilik ve kötülüğünden kendi sorumludur. Ve bence en önemlisi de budur.