Yanan ormanlar ,Sivil toplum örgütleri ,Kaybolan toplum değerleri ,Yoksulluk , eğitim vs vs vsVe hatta ülke yönetimiAslında toplumca çok profesyonel olduğumuz bir durumun tekrar açığa çıkmasından başka bir şey değil bu ; hissettiklerimizin çaresizlikle bütünleşmesi.Tepki göstermeyi bilmiyoruz.Ya kendi kendimizi yiyip bitiriyoruz. Hiç bir şey yapmadan seyirci kalmanın verdiği acizlik içerisinde ya da yapmak istediğimiz eylemi ya da diğer tepki çeşitlerini elimize gözümüze bulaştırıyoruz.Ve her gecen gün tepki göstermek için içimizin parçalandığı ancak buna rağmen hiç bir şey yapmadan oturup izlemeye devam ettiğimiz olaylara bir yenisi daha ekleniyor.Onlarca sivil toplum örgütümüz var. Değişik konularda faaliyet gösteren kimisi başarılı denilebilecek faaliyetler yürütmekte iken kimisi sadece göstermelik kuruluşlar olarak başkalarına hizmet etmeye devam ediyor.Ancak hepimizin bildiği bir gerçek var. Bu toplum ortak payda da buluşup akıllıca kararlar alarak hareket ettiği zaman ortaya koyduğu güç her türlü çaresizliği ortadan kaldırabilecek büyüklük dedir.O zaman neden ortak payda da buluşamıyor , akıllıca kararlar alamıyor ve harekete geçmiyoruz .Bana sorarsanız ya hepimiz birden lider olmaya kalkıyoruz ya da hep beraber olası gerçek bir lideri taşlıyoruz.Çünkü lider olmanın cazibesi sarıyor benliğimizi ve başarıp başaramayacağımızı düşünmeksizin liderliğe soyunuyoruz. Ortalık lider müsfettesinden geçilmez oluyor. Ve daha esas amaçlara yönelmeden kendi içimizde bölünmeler parçalanmalar yaşayarak amacımızdan uzaklaşıyoruz.Bence liderlik sonradan kazanabilecek bir özellik değildir. Lider doğulur. Herkes başkan , yönetici vs. olabilir , atanabilir ya da seçilebilir . Ama bu atanmalar ve seçilmeler ilgili şahsiyetlerin lider olduğu anlamına gelmez.Bu nokta da aradan sıyrılarak bir şeyler yapmaya çalışan gerçek mana da lider olanlara karşı bir kitlesel hareket başlar. Aslında böyle bir liderin tespitinden den sonra kitlesel bir hareketin oluşması çok doğal ve olması gerekendir. Ancak ne yazık ki bizde kitlesel hareket tersi istikamette oluşuyor ve yahut oluşturuluyor.Çünkü toplumsal alışkanlıklarımız ve önümüze sunulan alternatifler ya da hareket tarzları genel bir çözümsüzlüğün kısır döngüsünün tekrarından başka bir şey değildir. Ancak gerçek anlamda liderler ortaya çıktıklarında ileri görüş kabiliyetleri , ön sezileri ve geniş kapsamlı bakış açıları ile farklı çözüm yollarını alışılmışın dışında alternatifleri tespit eder ve ortaya koyarlar. Bu durum kısır döngüden menfaati olan bir çoklarının işine gelmediği için şiddetle ve büyük bir süratle lider adayına karşı bir kampanya ile onu bin bir kalıba ve sıfata sokarlar. Söz konusu şahsiyet ne kadar inatçı ve kararlı olursa olsun bu yıldırma harekatının sürekliliği ve bizlerin kör bakışları sayesinde süreç içerisinde etkisini göstermeye başlar ve lider adayını sindirir. Yada geri adım atmak zorunda bırakır.Dolayısı ile içinden geldiği için , doğru olduğunu hissettiği için ve hatta yola çıktığı işi yürekten başarabileceğine inandığı için her şeyini ortaya koymaya hazır olan lider ve lider adayları benzerlerinin sonunu gördükçe bu toplum için değer mi sorusunu sormaya başlarlar kendilerine ;Sonuç mu ?Bizler en küçük olaydan en büyüğüne , bir orman yangınından ülke yönetimine kadar her konuda oturduğumuz yerde ayrı ayrı bireyler olarak ahlamaya vahlamaya devam ederiz . Ve ortalık liderlik vasfı yerine seçilmişlik ve atanmışlık vasfı olan bir sürü vatandaşın birbirini ve bir pasta olarak gördükleri toplum hayatımızın dilimlerini yerken çıkardığı hengame ile kaynar durur.İçimiz deki liderlere sahip çıkmayı bilmiyoruz. Ve onları Nasretin Hoca nın fil hikayesinde olduğu üzere en zorlu anında yalnız bırakmayı marifet sayıyoruz.Lider yoksa teşkilatlanma yokTeşkilatlanma yoksa etkili tepki yokEtkili tepki yoksa gidişat da düzelme yokDüzelme yoksa ;Nisan yağmurlarına sevgili anlatmak ,Göç mevsiminde leylekleri seyre dalmak ,Her bahar aşkı yeniden yaşamak ,Ve dostlarla hoş muhabbet yapmak yerine ,Daha çooook sızlanıp söylenmeler düşer bizim toplumumuza.Derdimiz ne bizim Allah aşkına ?neler oluyor bize ?yoksa gene ben mi abartıyorum?
yorumlar
bazen, yakın/orta geçmişte herhangi bir sebeple bu milletin lanetlendiğini, hani kabuslarda olur ya, müthiş bir rahatsızlık, kurtulma/hareket etme isteği vs. duyulmasına rağmen kıpırdayamazsınız hatta sesinizi bile çıkaramazsınız, buna benzer bir cezaya çarptırıldığımızı düşünüyorum..ama içimde bir his bu cezanın sonsuza kadar sürmeyeceğini, bir süre sonra uyanacağımızı, ölü toprağını üzerimizden atacağımızı söylüyor; da bizler görür müyüz bilmiyorum…
yok bre arkadaslar bu kadar karamsar bakmamak gerekiyor bence olaya olumlu düşünmek lazım bu ülkede olumlu olumluben ne diyom yaaa:)
@bossout haklı, gerçekten çok karamsar bir bakış açısı bu. Ama oturup doğacak lideri beklemekte artık orta çağ insanına yakışır gibi geliyor bana. Hem madem biraz tahmini konuşuyoruz, bence bu millet “üstün lider” hakkını fazlasıyla doldurdu. Üzgünüm ama bir millete dakika başı “güçlü adam” gönderilemez ya..Artık daha somut birlikteliklere ihtiyacımız var. Adı sanı duyulamamış garip sivil toplum örgütlerine değil. Bence önce elimizde bulunan medyayı adam etmeliyiz, sonrasının çorap söküğü gibi gelmemesi için bir neden yok. Akıllı bir medya, bilinçli bir kuşağın temeli olabilir. Böylece lider beklemek yerine sadece çalışmamız gerektiğini öğrenebiliriz.
Peki ;Bence de güzel bir teklif.Peki Medyanın aynı zamanda ekonominin tüm dallarına hızla yayılan ve bunu hükümet desteği ile yapan bir kontrolsüz gücün elinde olduğunu düşünürsek ,Önerin nedir medyayı adam etmek için.
peki ya öneriler milli eğitim bakanlığı’nı “adam etmek” için?
Hep savunduğum gibi bu işlerin çözümü tek tek sprunlarla ilgilenmek değil. komplike olarak kökten bir çözüm yoluna gitmek gerekmektedir. Tabi böyle bir harekete gececek olan bizler ilk başta toplum tarafından yadırganacak ve hatta malum odakların tahriki ile toplumun ağır ithamlarına maruz kalabileceğiz. Şayet bu evreleri atlatıp yolumuza devam etmeyi başarabilirsek ancak o zaman toplumun gözü açılır ve bize destek vermeye başlar.