Bir vatandas olarak devletten Deprem Operasyonlari icin organize olmasini talep ettik mi?Ne oldu peki? Ceviz beyinli hukumet bir bez parcasinin pesinden tum vatani krize surukledi, etimizi butumuzu yabancilara uc kurusa satti HALA DA UTANMADAN KONUSUYORLAR.Biz salak uyurgezer vatandasa da depremle gelen olumu kucaklayarak karsilama duser.HEPSI SIZIN SUCUNUZ! AGUSTOS 17 den bir tek ders almamissiniz! Ne kendinizi bu aptal kabustan uyandirmayi biliyorsunuz, ne cumhuriyete layik vatandaslar olarak organize olup haklarinizi miltan bir sekilde aramayi! Acil insanlar sizi!
Akoni, istersen olmayacak hic bir sey yoktur. Olumden, sakatliktan, hastaliktan baska hakikat yok. Amacimiz bu durumlari onleyerek yasayabildigimiz kadar saglikli, butunlugumuzu koruyarak yasamaya calismak.Bu kadar basit bir prensibi goz onunde tutmamak en buyuk hatamiz. Bu prensibin disindaki HERSEY ama HERSEY birer komplikasyon.Hayatta ne icin yasadigini unutmus bir milletiz biz. Butun problem, bu kadar basit.
@Clicia x, insanlar bireysel sorunlara da çözümsüz kalırken. Sen devletin yapamadığı işleri bireyler yapsın istiyorsun. Kim iyi şartlarda yaşamak istemez ki….Her birey kendi üstesinden gelebileceği sorunlarla başetmek ister. 17 ağustos depreminde ne oldu.. Bir çok insan köyelerine veya ülkenin her hangi bir yerine göç etti. Tabi ki ekonomik şartları iyi olan vatandaşlar gitti. Adam biliyor ki.. deprem olsa evi yıkılacak… kurtulma şansı yok.. bile bile o evde oturmak zorunda çünkü bir yere gitme şansı yok. Bazı seyler güç istiyor. Bir ülkede adalet, eğitim ve sağlık hizmetleri yoksa o ülkede neyii ne kadar başara bilirsin?..
Elbette Majorian!Bu temel icguduyu sonuna kadar savunmazsan NEDEN yasiyorsun? KIMIN icin yasiyorsun?NASIL yasiyorsun?Ahlaki butunlukle ilgisi yok! bu soylediklerim tamamen vucut ve ruhla ilgili seyler. Ahlak toplum icinde yasamanin getirdigi degisken kurallardir, hayatla-olumle alakasi yoktur!Sen eger kendinin butunlugunu gercekten anliyor ve korumak istiyorsan, anlarsin ki baskasi da kendi butunlugunu korumaya calisiyor. O yuzden cikip bir kucuk cocuga tecavuz etmezsin, cunku butunluk nedir iyi bilirsin kendinden. Bunu okullarda ahlak dersinden ogrenmene gerek yok ki! Bu kadar mantikli ve basit bir olay.
Bir ülkede adalet, eğitim ve sağlık hizmetleri yoksa o ülkede neyii ne kadar başara bilirsin?..ISTEYECEKSIN! Istedigin bu olsun. Tvniz,diziniz, talk showunuz, luks maddenizi istemiyorum. Ama depremde hayatta kalmak istiyorum! Her firsatta bu istegini dile getireceksin. Ta ki tum millet bunun bilincine varincaya kadar. Elinden ne geliyorsa yapacaksin. Insanlarla diyalog kuracak, onlarin da uyanmasini ve istemesini saglayacaksin. Ozgur iradenin gucunu sakin goz ardi etmeyin. Sonuc cok sasirtici olacak, bundan emin olun.Hayatta kalmak, hasta olmamak, sakat kalmamak, kalsa da onurlu bir hayat surdurmek her insanin hakkidir. Bunu savunmazsan neyi savunacaksin?
Clicia x DİYOR Kİ, (23 Mayıs 2008 00:44)Ama sen kendini aciklayamazsan nasil anlatacaksin derdini, nasil anlayacagiz seni? neden dusunceni savunmaya calismiyorsun?Sailor Moon S.A.F. Remix
Majorian, bana sormamışsın; ama yaşadıklarımdan sana birşeyler söylemek istiyorum:Ne için yaşıyoruz? İnan bu soruyu kendime çok sordum.. Düşünmeye başladığımda dipsiz bir kuyuya düştüm, geniş bir okyanusun ortasında kalakaldım, uzayda bir göktaşı oldum… Manasını bulmaya mı çalışıyorsun? Sence Allah’ın koyduğu kurallar çerçevesinde öbür dünyada belamızı bulmak için ya da hurilerle dolu cennette yerimizi almak için mi yaşıyoruz? Ya da özüne mi döneceğini düşünüyorsun, Allah’a yani???Ben Allah’a döneceğimize ya da öbür dünyada adaletin tecelli edeceğine inanmayanlardanım…Bu bence insanın ölümü kabullenmemesinden ve öldükten sonrasını bilmediğinden ortaya çıkardığı bir durum… Mantıklı gelmiyor; ama bir cevaba da ihtiyacım var tabii.. Cevabı nasıl bulacağımız konusunda; insanoğlunun- karşısında engel olmadan, hurafeler, dogmalar olmadan araştırabilirse- gelişecebileceğine inanıyorum. Ve bunların cevabını verebilecek seviyeye, çok daha üstün bir seviyeye gelebileceği ihtimali olduğunu düşünüyorum… Eğer tabular olmazsa insanoğlu çok daha ileriye gidecek, ben bu ihtimalin olduğunu düşünüyorum ve bu ihtimali seviyorum:)Tabii kendimle savaşımda boşluğa düştüm; çünkü net bir cevap yok, kutsal kitaplar benim aklıma yatacak cevabı veremiyor ve ben mantıklı bir açıklama bulmak zorundaydım… Tabii niyetim bir dine inanan kimseleri kızdırmak değil benim düşüncem böyle. Ailem, çevrem inanan kimselerden oluşuyor ve ben de önceleri inanan bir insandım. Çok düşündüm, korkulara kapıldım, panikledim; ama beni yatıştıracak cevabı hiçbir yerde bulamadım ve bulamıyorum… Dolayısı ile sonuç olarak şunu düşünüyorum: Net bir cevap yok ve insanoğlu gelişimini henüz tamamlamadı, tamamlayana kadar da bu sorular hep cevapsız kalacak.Ölümden sonra ne mi olacak, işte o zaman da niye yaşadığımızı anlayabileceğimiz ihtimali var. Tam farkındalık diye bir olgudan bahsediliyor, bu benim ilgimi çekiyor… (Yalnız bir yandan da insan beyninin çok yaratıcı olması beni düşündürüyor, o kadar yaratıcı ki herşeyi tahayyül edebilirsiniz ve yaşamış gibi hissedebilirsiniz)Yani tam farkındalıkla insan kendini keşfedip, gücünü keşfedip farklı boyutlara yolculuk yapıyor deniyor. Astral seyahatlerden bahsediliyor. Ölüm anını yaşamış insanların anlattıkları var. Yani anlayacağın o kadar karmaşık bir durum ki ben de insanoğlunun gelişimini tamamlayana kadar bu karmaşıklıkları henüz çözemeyeceğine inanıyorum, eğer dur denilmezse, özgürce araştırmanın, yasaklar konulmadan, engeller olmadan yapılacak araştırmaların bizi daha ileriye götüreceği gerçeği var. Bunlar çözülene kadar ne için yaşayacağız peki? Akıl ve vicdanımızla insan olmanın gerektirdiği gibi yaşayacağız derim ben. İleri seviyeye gelmek için uğraşacağız.Uğraşacağımız şey bu olacak ki , bilimde ilerleyeceğiz ki, gelişeceğiz ki ne olduğunu anlayabilelim, sorularımızı cevaplıyabilelim.. Bence yapmamız gereken şu an yaşadığımız coğrafyada biz insan olarak neyi hak ediyorsaak onu talep etmek. Bunu da tabii ki bizi yönetenlere sesimizi duyurmaya çalışarak yapacağız. Bu konuda Clicia haklıdır benim açımdan.Sevgiler,Ayşe
Ayse yazdiklarinin coguna katiliyorum. Birsey eklemek de istiyorum.Insan denen varlik, uygun sartlar olusunca kalkip yuruyen bir karbon yiginindan baska bir sey degil. Uygun sartlar dedigimizi seyin de birkac protein molekulunun milyarlarca yil bir corba niteligindeki denizlerde bekledikten sonra cok hucreli olacak sekilde toplasmasiyla basliyor, sonra cok hucrelilerin milyonlarca yil hem suda hem karada, birbirini yiyerek ve gunesin enerjisini kullanarak gelismesi, degismesi, dallanip budaklanip bugunku halini almasi. Gerekli seyler ne? belli aminoasitlerin olusabilecegi bir yildiz artigi (dunya), bir yildizin isi ve radyasyonu (gunes) ve zaman, coook uzun, cok cok cok cok cok uzun zaman. Hepsi bu.Insani bir Self-replicating machine den tek farki, zaman icinde kendini cevreye uyum saglamak icin ufak modelini mutasyonlarla degistirmesi. Yani birtas parcasinin ustu kuflenmis, o da kalkip yurumus, mucize bunun neresinde anlamadim. Mucize olan bu yuruyen kuf’un bunu cok buyuk bir halt zannetmesi, kafasinda binbir gece masali gibi ucuk hikayelerle aciklamasi ve daha kotusu, diger kuf’lerin bu peri masallarini “koru korune” tasdik etmesi.Sonucta insan olarak milyonlarca yil sonraya tasiyacak fosillerimizden baska hic bir seyimiz yok bizim. Cok karisik bir organizma oldugu icin kuresel degisikleri kaldiramayacak ve topluca silinip gidecegimize inaniyorum. En iyi ihtimal gen bilgimizi bir tubun icine koyup uzayin derinliklerine atarak sans eseri bir uygun yer bulup yeniden hayat “ekmeye ” calismak olabilir. Ama neden boyle bir seye gerek duyulsun onu da anlamiyorum.Yani su inanilmaz derecede karisik gorunen evrenin isleyisi ile alakasiz, aciz yaratiklariz. Olmamiz da gerek miyor. Uzayda ve gezegenimizde olup biten herseye mahkumuz. Isin kotusu olumcul olaylarda obur tarafa gidip geldigimizi sananlar var. Insan beynine giden oksijen azalinca benzeri “astral” olaylar oluyor. Beyin birden bire toptan olmedigi icin sacmasapan “obur dunya” hikayeleri oluyor, bu gayet normaldir. ama oyle birsey yok iste. gercekci olmakta fayda var. 2 m yerin deibini boyladigimzda, cevreye gubre olmaktan baska bir fonksiyonumuz ya da eglencemiz olmayacak. kabullenmek neden bu kadar zor?Insanin hayati bu sekilde, oldugu gibi algilamak cok saglikli bir bakis acisi. Boylece hayatin kiymetini cok ama cok iyi anlariz ve , diger insanlara da olan saygimizi bir nebze artirir, eminim.
Clicia x DİYOR Kİ, (23 Mayıs 2008 01:19)Insan denen varlik, uygun sartlar olusunca kalkip yuruyen bir karbon yiginindan baska bir sey degil. Uygun sartlar dedigimizi seyin de birkac protein molekulunun milyarlarca yil bir corba niteligindeki denizlerde bekledikten sonra cok hucreli olacak sekilde toplasmasiyla basliyor, sonra cok hucrelilerin milyonlarca yil hem suda hem karada, birbirini yiyerek ve gunesin enerjisini kullanarak gelismesi, degismesi, dallanip budaklanip bugunku halini almasi. Gerekli seyler ne? belli aminoasitlerin olusabilecegi bir yildiz artigi (dunya), bir yildizin isi ve radyasyonu (gunes) ve zaman, coook uzun, cok cok cok cok cok uzun zaman. Hepsi bu.
Yaa. Çok feyz alıyoruz kendisinden. Sen bizim için nasıl fevkulbeşer isen o da hepimiz için feyzulbeşer hükmünde bir insan.Aklıma, yine bunun gibi muhteşem bir nü sanat tanımını getirdi. O da çok etkilemişti beni. Hatta verdiği feyz ile, “sanatta bokluk” kavramı üzerine bir deneme yazmaya bile kalkışmıştım.Ama keşke bi de, anonymous kişiliğine yöneltilen sevgi dolu iltifatlardan rahatsız olmasa. Onun da ‘ters lale’si buymuş demek ki. Olur o kadar canım!
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Bir vatandas olarak devletten Deprem Operasyonlari icin organize olmasini talep ettik mi?Ne oldu peki? Ceviz beyinli hukumet bir bez parcasinin pesinden tum vatani krize surukledi, etimizi butumuzu yabancilara uc kurusa satti HALA DA UTANMADAN KONUSUYORLAR.Biz salak uyurgezer vatandasa da depremle gelen olumu kucaklayarak karsilama duser.HEPSI SIZIN SUCUNUZ! AGUSTOS 17 den bir tek ders almamissiniz! Ne kendinizi bu aptal kabustan uyandirmayi biliyorsunuz, ne cumhuriyete layik vatandaslar olarak organize olup haklarinizi miltan bir sekilde aramayi! Acil insanlar sizi!
@Clicia x, keşke her şey senin burda yorumladığın kadar basit olsaydı..
Akoni, istersen olmayacak hic bir sey yoktur. Olumden, sakatliktan, hastaliktan baska hakikat yok. Amacimiz bu durumlari onleyerek yasayabildigimiz kadar saglikli, butunlugumuzu koruyarak yasamaya calismak.Bu kadar basit bir prensibi goz onunde tutmamak en buyuk hatamiz. Bu prensibin disindaki HERSEY ama HERSEY birer komplikasyon.Hayatta ne icin yasadigini unutmus bir milletiz biz. Butun problem, bu kadar basit.
@Clicia x, insanlar bireysel sorunlara da çözümsüz kalırken. Sen devletin yapamadığı işleri bireyler yapsın istiyorsun. Kim iyi şartlarda yaşamak istemez ki….Her birey kendi üstesinden gelebileceği sorunlarla başetmek ister. 17 ağustos depreminde ne oldu.. Bir çok insan köyelerine veya ülkenin her hangi bir yerine göç etti. Tabi ki ekonomik şartları iyi olan vatandaşlar gitti. Adam biliyor ki.. deprem olsa evi yıkılacak… kurtulma şansı yok.. bile bile o evde oturmak zorunda çünkü bir yere gitme şansı yok. Bazı seyler güç istiyor. Bir ülkede adalet, eğitim ve sağlık hizmetleri yoksa o ülkede neyii ne kadar başara bilirsin?..
Elbette Majorian!Bu temel icguduyu sonuna kadar savunmazsan NEDEN yasiyorsun? KIMIN icin yasiyorsun?NASIL yasiyorsun?Ahlaki butunlukle ilgisi yok! bu soylediklerim tamamen vucut ve ruhla ilgili seyler. Ahlak toplum icinde yasamanin getirdigi degisken kurallardir, hayatla-olumle alakasi yoktur!Sen eger kendinin butunlugunu gercekten anliyor ve korumak istiyorsan, anlarsin ki baskasi da kendi butunlugunu korumaya calisiyor. O yuzden cikip bir kucuk cocuga tecavuz etmezsin, cunku butunluk nedir iyi bilirsin kendinden. Bunu okullarda ahlak dersinden ogrenmene gerek yok ki! Bu kadar mantikli ve basit bir olay.
Bir ülkede adalet, eğitim ve sağlık hizmetleri yoksa o ülkede neyii ne kadar başara bilirsin?..ISTEYECEKSIN! Istedigin bu olsun. Tvniz,diziniz, talk showunuz, luks maddenizi istemiyorum. Ama depremde hayatta kalmak istiyorum! Her firsatta bu istegini dile getireceksin. Ta ki tum millet bunun bilincine varincaya kadar. Elinden ne geliyorsa yapacaksin. Insanlarla diyalog kuracak, onlarin da uyanmasini ve istemesini saglayacaksin. Ozgur iradenin gucunu sakin goz ardi etmeyin. Sonuc cok sasirtici olacak, bundan emin olun.Hayatta kalmak, hasta olmamak, sakat kalmamak, kalsa da onurlu bir hayat surdurmek her insanin hakkidir. Bunu savunmazsan neyi savunacaksin?
miras dürtüsu nedir? maneviyat nedir?olum, sakatlik ve hastaliktan baska GERCEK engel var mi? yokdemek ki gerisi gereksiz teferruat.
Ama sen kendini aciklayamazsan nasil anlatacaksin derdini, nasil anlayacagiz seni? neden dusunceni savunmaya calismiyorsun?
(:
Majorian, bana sormamışsın; ama yaşadıklarımdan sana birşeyler söylemek istiyorum:Ne için yaşıyoruz? İnan bu soruyu kendime çok sordum.. Düşünmeye başladığımda dipsiz bir kuyuya düştüm, geniş bir okyanusun ortasında kalakaldım, uzayda bir göktaşı oldum… Manasını bulmaya mı çalışıyorsun? Sence Allah’ın koyduğu kurallar çerçevesinde öbür dünyada belamızı bulmak için ya da hurilerle dolu cennette yerimizi almak için mi yaşıyoruz? Ya da özüne mi döneceğini düşünüyorsun, Allah’a yani???Ben Allah’a döneceğimize ya da öbür dünyada adaletin tecelli edeceğine inanmayanlardanım…Bu bence insanın ölümü kabullenmemesinden ve öldükten sonrasını bilmediğinden ortaya çıkardığı bir durum… Mantıklı gelmiyor; ama bir cevaba da ihtiyacım var tabii.. Cevabı nasıl bulacağımız konusunda; insanoğlunun- karşısında engel olmadan, hurafeler, dogmalar olmadan araştırabilirse- gelişecebileceğine inanıyorum. Ve bunların cevabını verebilecek seviyeye, çok daha üstün bir seviyeye gelebileceği ihtimali olduğunu düşünüyorum… Eğer tabular olmazsa insanoğlu çok daha ileriye gidecek, ben bu ihtimalin olduğunu düşünüyorum ve bu ihtimali seviyorum:)Tabii kendimle savaşımda boşluğa düştüm; çünkü net bir cevap yok, kutsal kitaplar benim aklıma yatacak cevabı veremiyor ve ben mantıklı bir açıklama bulmak zorundaydım… Tabii niyetim bir dine inanan kimseleri kızdırmak değil benim düşüncem böyle. Ailem, çevrem inanan kimselerden oluşuyor ve ben de önceleri inanan bir insandım. Çok düşündüm, korkulara kapıldım, panikledim; ama beni yatıştıracak cevabı hiçbir yerde bulamadım ve bulamıyorum… Dolayısı ile sonuç olarak şunu düşünüyorum: Net bir cevap yok ve insanoğlu gelişimini henüz tamamlamadı, tamamlayana kadar da bu sorular hep cevapsız kalacak.Ölümden sonra ne mi olacak, işte o zaman da niye yaşadığımızı anlayabileceğimiz ihtimali var. Tam farkındalık diye bir olgudan bahsediliyor, bu benim ilgimi çekiyor… (Yalnız bir yandan da insan beyninin çok yaratıcı olması beni düşündürüyor, o kadar yaratıcı ki herşeyi tahayyül edebilirsiniz ve yaşamış gibi hissedebilirsiniz)Yani tam farkındalıkla insan kendini keşfedip, gücünü keşfedip farklı boyutlara yolculuk yapıyor deniyor. Astral seyahatlerden bahsediliyor. Ölüm anını yaşamış insanların anlattıkları var. Yani anlayacağın o kadar karmaşık bir durum ki ben de insanoğlunun gelişimini tamamlayana kadar bu karmaşıklıkları henüz çözemeyeceğine inanıyorum, eğer dur denilmezse, özgürce araştırmanın, yasaklar konulmadan, engeller olmadan yapılacak araştırmaların bizi daha ileriye götüreceği gerçeği var. Bunlar çözülene kadar ne için yaşayacağız peki? Akıl ve vicdanımızla insan olmanın gerektirdiği gibi yaşayacağız derim ben. İleri seviyeye gelmek için uğraşacağız.Uğraşacağımız şey bu olacak ki , bilimde ilerleyeceğiz ki, gelişeceğiz ki ne olduğunu anlayabilelim, sorularımızı cevaplıyabilelim.. Bence yapmamız gereken şu an yaşadığımız coğrafyada biz insan olarak neyi hak ediyorsaak onu talep etmek. Bunu da tabii ki bizi yönetenlere sesimizi duyurmaya çalışarak yapacağız. Bu konuda Clicia haklıdır benim açımdan.Sevgiler,Ayşe
Ayse yazdiklarinin coguna katiliyorum. Birsey eklemek de istiyorum.Insan denen varlik, uygun sartlar olusunca kalkip yuruyen bir karbon yiginindan baska bir sey degil. Uygun sartlar dedigimizi seyin de birkac protein molekulunun milyarlarca yil bir corba niteligindeki denizlerde bekledikten sonra cok hucreli olacak sekilde toplasmasiyla basliyor, sonra cok hucrelilerin milyonlarca yil hem suda hem karada, birbirini yiyerek ve gunesin enerjisini kullanarak gelismesi, degismesi, dallanip budaklanip bugunku halini almasi. Gerekli seyler ne? belli aminoasitlerin olusabilecegi bir yildiz artigi (dunya), bir yildizin isi ve radyasyonu (gunes) ve zaman, coook uzun, cok cok cok cok cok uzun zaman. Hepsi bu.Insani bir Self-replicating machine den tek farki, zaman icinde kendini cevreye uyum saglamak icin ufak modelini mutasyonlarla degistirmesi. Yani birtas parcasinin ustu kuflenmis, o da kalkip yurumus, mucize bunun neresinde anlamadim. Mucize olan bu yuruyen kuf’un bunu cok buyuk bir halt zannetmesi, kafasinda binbir gece masali gibi ucuk hikayelerle aciklamasi ve daha kotusu, diger kuf’lerin bu peri masallarini “koru korune” tasdik etmesi.Sonucta insan olarak milyonlarca yil sonraya tasiyacak fosillerimizden baska hic bir seyimiz yok bizim. Cok karisik bir organizma oldugu icin kuresel degisikleri kaldiramayacak ve topluca silinip gidecegimize inaniyorum. En iyi ihtimal gen bilgimizi bir tubun icine koyup uzayin derinliklerine atarak sans eseri bir uygun yer bulup yeniden hayat “ekmeye ” calismak olabilir. Ama neden boyle bir seye gerek duyulsun onu da anlamiyorum.Yani su inanilmaz derecede karisik gorunen evrenin isleyisi ile alakasiz, aciz yaratiklariz. Olmamiz da gerek miyor. Uzayda ve gezegenimizde olup biten herseye mahkumuz. Isin kotusu olumcul olaylarda obur tarafa gidip geldigimizi sananlar var. Insan beynine giden oksijen azalinca benzeri “astral” olaylar oluyor. Beyin birden bire toptan olmedigi icin sacmasapan “obur dunya” hikayeleri oluyor, bu gayet normaldir. ama oyle birsey yok iste. gercekci olmakta fayda var. 2 m yerin deibini boyladigimzda, cevreye gubre olmaktan baska bir fonksiyonumuz ya da eglencemiz olmayacak. kabullenmek neden bu kadar zor?Insanin hayati bu sekilde, oldugu gibi algilamak cok saglikli bir bakis acisi. Boylece hayatin kiymetini cok ama cok iyi anlariz ve , diger insanlara da olan saygimizi bir nebze artirir, eminim.
Ne güzel anlatmış (:
Yaa. Çok feyz alıyoruz kendisinden. Sen bizim için nasıl fevkulbeşer isen o da hepimiz için feyzulbeşer hükmünde bir insan.Aklıma, yine bunun gibi muhteşem bir nü sanat tanımını getirdi. O da çok etkilemişti beni. Hatta verdiği feyz ile, “sanatta bokluk” kavramı üzerine bir deneme yazmaya bile kalkışmıştım.Ama keşke bi de, anonymous kişiliğine yöneltilen sevgi dolu iltifatlardan rahatsız olmasa. Onun da ‘ters lale’si buymuş demek ki. Olur o kadar canım!