renk desem loi,içlerinden birini anlatmaya çalışsam..nolur biliyo musun saydam olur.o çıkar ortaya..oysa dün gece..ilerlememiş saatlerde..nasıl da yoğun mutluluklar yaşadım..sebeplerini söyliycem sana;ne basit adammış bu,diyceksin..üç renk..ve kieslovski.beyaz..ben de soundtrack cd si olan hangisiydi..-kırmızıydı kırmızı,balık hafıza lımısın nesin kardeşim..-teşekkür ederim chinaski,ama cevabını bildiğim bi soruydu sorduğum;anlamı güçlendirmek için kullandım..hem sen gidip biraz uzansan iyi olur.zilzurnasın yine.sen bilmezsin chinaski bizim bi şairimiz vardır,iskender,küçük.şöyle de demişliği vardır onun;bir mum yak ve yaklaş bana,bunu seninle uygulasak nolur biliyomusun havaya uçarsın,kaçıncı bira o elindeki,bilmiyosun tabii..-ben senin o yazı hilelerinin ta .mına koyyim..o kadar kitabımı okudun hangisinde rastladın böyle saçmalıklara…chinaski’yi kendi haline bırakalım loi..o küfür etmeye başladımı benim yüzüme bi tebessüm yayılıyo..çok yakışıyo onun ağzına küfür..bi de can baba vardır böyle küfürü sanat icra eder gibi kullanan..ne diyodum.he sana,çocukça bir mutluluk yaşayıp;nerdeyse ellerimi çırpıp yaşasın dedirtecek olaydan bahsedicektim;otobüs..bizim semtin otobüsü zor gelir,ben de sahilde inip yukarı doğru yürümek zorunda kalırım…ben etilerde oturuyorum/herkesin bi adresi olmalı/yokuş aşağı yürüyorum her gün/denizi görmeden yapamıyorum/öğleyle akşamö arası/akjşamla öğle arası..tanımışsındır bu sesi loi.edip cansever..işte beni yokuş yukarı yürümekten kurtaran semtimin otobüsü geldi;ki sahilde bırakacak otobüsü bile bi yarım saat falan beklemeye hazırlanıyodum.ikincisi;otobüse binip oturur oturmaz kulaklığıma jeff buckley’nin sesi gelmeye başladı..sevinçler bu kadar..ama asıl bugün ben sana bu sevinçlerin hafifliğiyle karşılaştırılamayacak yoğunlukta bir acıdan bahsedicem.beyaz..kadın adamı terketmiştir..adam hala aşıktır.bi telefon kulubesinden hala sevdiği kadını arar.kadın telefonu açık bırakıp,bir başka adamla sevişlirken çıkardığı şehevi sesleri telefondaki adama dinletir..acı..ben diyorum ki loi.o telefonda duyduğun acı kadar hayattasındır,yaşıyosundur;gerçekliğini ölçme şansıdır..yine de böyle bi gerçekliği yaşatmasın inanmadığım tanrı…-in nomino domini et fiilum et patrice est spritus sancti..tanrı lafını duyunca istavroz çıkarıp bunları mırıldanıyor chinaski yattığı yerden..ayılınca bu söylediklerini hatırlatıp bayaa eğlenirim onunla..