” Benim olmadığım yerde tüm duygular sona erer”
cicero
Anayasa tartışmalarının beraberinde getirdiği yeni bir endişe pompalanması var ya; Hani şu Malezya’ya benzemek meselesi…Son günlerde aklımda hep Malezya var…
Tam da bu duygularla geçen gün annemin kabrini ziyarete gittim…Orada ne malezya ne de anayasa kimsenin umurunda değil…Sadece ölümün sessizliği…
Bana göre beklenenden daha uzak bir ihtimalin zaman zaman çok yakınımızda olması gibi bir his…“Şimdi bu ölüm de nerden çıktı münasebetsiz ?” diyenleriniz homurdanabilirler..
Bu günkü meselem ölüm! kavgam onunla…Burası öylesine sessiz öylesine huzur dolu ki, sevgiden dengeden,ölçüden kopmuş dışarıya bir daha dönmemek geliyor içimden…
Anacığımın kabrinin yanı başına , üç yeni mezar daha kazılmış.Biri minnacık!…Ceren’in mezarı…
Annesiyle babasının tam ortasında…Nakkaştepe kabristanı,Beylerbeyi sırtlarında,İstanbul boğazına tepeden bakan eski bir mezarlık…Oradan baktığınızda o muhteşem manzara sanki o masum görüntünün ardında hazin bir gerçeği gizler gibi geliveriyor insana…Ölüm !… Belki yakından da yakın belki bir sonraki uykunuzda…Belki de en yakındaki göz kırpışınızın ardında…
” her fani ölümü tadacaktır.ve sonra yine bize döndürülecektir”Elbette öyle olacaktır. Ama bu minik ceren herşeyi tatmışmı ki sıra ölüme gelmiş?…Küçücük yüreği nasıl can verdi bilinir mi?Altı yıllık ömründe payına düşen işte bu mezar!………………..Homeros,ölümü ” tanrıların en iğrenci” olarak tanımlar
Buda,için ” lambanın sönüşü gibi zihinden kurtulmak ve olayın sona ermesinden ibaret bir nirvana gezisidir.”
sokrat, önce “hayatın şerrinden kurtulmak” diye açıklar,daha sonra “yok olmak,düşsüz ve kendi bilincimizden habersiz,ebedi ve mutlu bir geceye kavuşmak” diyerek yumuşatmaya çalışır…
“ölüm vaizi” ünvanıyla anılan,şüphecilerden Hegesias ise insanlara ölümün bir değeri olmadığını anlatmak için “intiharı ” salık verir…
İster ateist ister imanlı her kim olursak olalım; İster ağa ister paşa,ister veli ister deli…Madde boyutunda ki işimiz bitti mi ,yerimizin şehrin mezarlığı olduğu kesin…Kainatın planlayıcısına göre hangi noktadayız acaba?…