“Hakikat, ortada bir hakikat bulunmadığını gizlemeye çalıştığından simulakrların hakikatı gizleme şansı yoktur. Simulakr hakikat demektir.”
Baudrillard simulakr kavramını felsefeye kazandırdığında porno üzerinden gitmiş ve gerçekliğin taklidinin bir süre sonra gerçekliğin yerini aldığını ve gerçeğinden daha gerçek hale dönüştüğünü belirtmişti. Porno oyuncuları cinsel ilişkiyi taklit etmiyor, cinsel ilişkiye giriyor. Ama gösterilen şey aslında cinsel ilişkinin bir taklidi,aynı zamanda kendisi. İzleyici izlediği şeyin hem aslında bir taklit hem de gerçek olduğunu bilmekte. Kitaptan bir alıntıyla durumu biraz daha aydınlatabiliriz:“Disneyland’daki düşsellik ne gerçektir ne de sahte. Burası gerçeğe özgü bir düşselliği, gerçeğe simetrik bir şekilde yeniden dönüştürebilmek amacıyla tasarlanmış bir caydırma (ikna) makinesidir. Bu çocuksu düşselliğe özgü sefalet ve yozlaşmışlığın nedeni de zaten budur. Bu evrene çocuksu bir görünüm verilmek istenmesinin nedeni, yetişkinlere özgü “gerçek” ve başka bir evren bulunduğu düşüncesini onaylatma arzusudur. disneyland bir çocuksuluğun gerçek anlamda her yere hakim olduğunu gizleyebilmek için yetişkinlerinde buraya gelerek çocuklaşmalarına olanak tanımak gerçekte çocuk olmadıklarına inandırma amacıyla kurulmuş bir evrendir.”
Şiddetin gösterilmesi sinema filminde dahi olsa dehşet yaratabilir. Mesela Gaspar Noé’nin yönetmiş olduğu, başrolünde Monica Belluci’nin rol aldığı “Irreversible” adlı filmde şiddetin sansürlenmeden tüm vahşeti ile gösterilmesi bir tür pornografidir. Aynı şekilde yönetmenliğini Darren Aronofsky’nin yapmış olduğu “Requiem For A Dream” adlı filmde de, uyuşturucu temalı sel-şiddetin gösterilmesi de pornografik etkiye sahiptir. Bana göre Türkiye’nin önemli entelektüellerinden olan Hasan Bülent Kahraman‘ın “Cinsellik Görsellik Pornografi” kitabı ile iligi bir röportajında kapitalizmin arzuyu sürekli tahrik ettiğini ve asla tatmin olmanıza izin vermediğini söyler. Tüketim kültürünün bir tahrik olma kültürü olduğunu söyler ve pornografiyi haz ve arzu arasına sıkışmış insanı beslemekte kullanılan en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtir.Pornografi aslında gösterilmemesi gerekenin gösterilmesi olarak nasıl tahrik edici bir rol üstleniyorsa, aleni şiddetin gösterilmesinin de yarattığı etki budur. Snuff filmlerin izleniyor olması, bir alıcı kitlesinin olması, Ogrish, Show No Mercy gibi internet sitelerinde “gerçek” şiddetin gösteriliyor olması da pornografidir. Hürriyet gazetesinin video galerisinde dün bir “haber” olarak yayımlanan el-kaide infaz görüntüleri de bir tür ogrishtir. Bu video “uyarıya rağmen” 122.081 kez izlenmiş. Bu yazıyı da dün gazetedeki bu videoyu izleyince yazmaya karar verdim. İnsanın kendi türüne yönelik acı çektirmesi ve bunun bir pazarlama aracı olarak sunulması, buna talebin olması olsa olsa pornografiktir diye düşündüm. Ama kesinlikle iğrenç, mide bulandırıcı bir pornografi…
yorumlar
kesinlike katılıyorum ve bu düşünceyi destekliyorum. Gözlerimizi açmanın zamanı gelmiştir herkes bunları bilmeli ve bilmeyenlere anlatmalı, bu tür yazıların çoğalması dileğiyle…
Yazıyı tuttum. Ve aylardır alıp okuyamadığım Baudrillard’ın Simülakrlar ve Simülasyon kitabını da bu akşam okumayı düşünüyorum. Eline sağlık.
ruhların değerlerden yoksun bırakıldığı her an bu tarz saldırılara maruz kalmak ve savunmasız öylece kalakalmak kaçınılmazdır. bu tarz filmler insan ruhuna tamamen bir saldırıdır. requem for a dream filmini izledikten sonra gün içinde nasıl ruhsal bir çöküntüye uğradığımı anlatamam. toparlanmak için tam bir güne ihtiyacım oldu.
şiddet en şeker kıvamlı sakin zararsız tiplememizin bile yüreğinin beyninin köşesinde ciddi şekilde yer eder. aman bu filmde şiddet var bu sitede vahşet var demek filmi ve siteyi hazırlayan ve tesadüfen değil bilerek isteyerek takip eden kitleyi görmemezlikten gelmektir. ünlü seri katil ted bundy yakalandığında ‘ben aslında böyle bir insan değilim pornografik yayınları okuyarak böyle oldum’ diyerek savunma yapmıştır ki zekası ve ikna kabiliyeti ile tanınan bu adam pornografik yayının kimseyi katil etmeyeceğini ancak insanların buna inanıp bir suçlu bularak en cani ruhu bile sempatik görmeye çalışacağı psikolojisini okumuş hatmetmiştir. görsel şiddet benim kişisel kanaatim özünde şiddet eğilimi, kötülük, sapkınlık bulundurmayan hiç kimseyi şiddete sürüklemez. hatta bazı açılardan sapkın bir takım beyinleri oyalayıcı olduğunu bile düşünüyorum. saw, texas chainsaw massacre, hostel bu yüzden korkunç izlenme rakamlarına ulaşmıştır. jean christophe grange muhteşem polisiye ve gerilim yazarı olarak anılır ve hemen her kitabında şiddeti olanca açıklığı ile ortaya koyar. kaç tane yazar entellektüel kitleyi aşıp dünya çapında çok bilinirlik ve çok okunurluk kazanmıştır? stephen king örneği akıl karıştırıcı niteliktedir. şiddet eylemlerini, görsel yahut yazılı basındaki şiddet temalı yayınları tasvip edip etmemek tamamen kişisel bir konu iken insanların bu konuya açlığı azımsanmayacak şekilde ortadadır.
öncelikle baudrillard abimizi bu kadar kısa yazarak harcamışsınız. o kitap ta taklidin gerçekliğin yerini aldığını iletir, evet. yani taklit sadece gerçeğin taklidi değildir, der. her şey yaşadığımız düzen, tarih vs. bir simülasyon yansımadır özünde. bu yüzden de gerçeğin çölüne hoşgeldiniz diye ekler. gerçek çöldür, yani bulunamaz.pornografi evet gerçeğin gösterimidir. ama hangi gerçek?
@majorian ;Yorumun için teşekkür ederim, ancak ben “uzaydan” geldiğimizi düşünmüyorum ve bu yazının içinde “ah aslında özünde iyiyiz ama bakınız böyle şeylerde var” demek içinde yazmadım. Tıpkı pornografi gibi şiddet (her biçimi ile) insana aittir, ancak insana ait olan herşeyi de kabul edilebilir görmek doğru değil. Kapitalizm, faşizm vb totaliter, baskıcı ideolojilerde insanlara aittir ama yanlıştır! Ahlaki değildir, dışlayıcı, ezici, ötekileyici ve sömürücüdür. Şiddetsiz (nonviolence) bir dünyanın daha yaşanabilir olduğuna yürekten inanıyorum. Şiddet bir ihtiyaç mıdır?? Sanmıyorum..@nevdalist ;Baudrillard “kısa” ya da “uzun” yazılarla harcanabilecek bir entelektüel değildir kanımca 🙂 ki ben ne haddime baudrillard’ı harcayayım.. Simülasyonun yanı sıra acaba yaşadığımız zamanın manipülasyon olduğunu söyleyebilir miyiz?? Zamanın, mekanın, düşüncenin ve yaşamın sürekli manipüle edildiğini?
Nevdalist katılıyorum…Kesinlikle üstünkörü bir yazı olmuş, ama muhteva açısından derine inilmemesi yeni tanış-tırıl-anlar için iş görür. Ayrıca okuma kültür berbat olan -kötü bile değil- bir ülkede, kuple yazarlığı iş görür. Sanal olanın gerçekliğin yerini almasını belirtmesi önemlidir.@Anthro,şahsi önerim ilk önce yky’den çıkan “tam ekran”‘ı okuman, ardından “Simülarklar ve Simülasyon” okuman, eğer kendileri ile hemhalinin evveliyatı derin değilse okumakta yani sindirmekte sorun çekebilirsin. Tam bir postmodern’dir, kendileri…Derkenar: Benim çapsızlığımdan mıdır yoksa baudrillard’ın derinliğinden midir, bende “tam ekran” 3 kere okudum, işim olması açıp gene okurum…Ayrıca herşey kapitalizm, sanal gerçeklik, yerleşik medya ile başladı.Aslında yeri gelmişken söyleyeyim, I. ırak savaşı ve sanal gerçeklik benzetmesi çok yerindeydi, bence bu hipotez hala geçerliliği korumakta. İnsanlar burunlarının dibinde olan bir savaşı bile televizyondan izleyip, burada verilenleri gerçekliğin yerine tekmil etmekte. O yüzden izlemek yaşamanın yerine geçti, ama bu gerçekliğin yerine tekamül ettirilemeyeceği de içten içe bilindiği için verilen tepkiler güdük kalmakta. Bunun normal olduğu düşünülmekte…Haşiye: 2007 vefat etti muhterem, ruhu şad olsun…Hamiş: Doğu-batı bu sayısında şiddet konusunu işlemiş, pişti olmuş yani…
Eline sağlık güzel bilgiantakya biberihatay biberiantakya biber hapıantakya biberi hapıantakya biberi zayıflama
bilgi için teşekkürler.ikinci el eşya ankaraikinci el eşya alanlarikinci el eşya2. el eşya alanlar2. el eşya
teşekkürlerdüğündüğün organizasyonudüğün organizasyonu firmalarıdüğün paketidüğün süsleme
Bilgi için teşekkürlerbayan çanta modelleriçanta markalarıspor çantalarıspor çantaerkek çanta