Gene,yaşadıklarına anlam veremiyor,gene beyninde,yüreğiyle vicdanı arasında savaş veriyordu…Onu tutkulu bir aşkla seviyordu,hiç bu duyguları yaşamamış,hiç kimseye kişiliğiyle teslim olmamıştı,ona olduğu kadar.En az onun kadar duygusal,en az onun kadar gözükaraydı sevdası için.Nasıl ve neden başlamıştı bu yasak aşka?Ve nasıl gözü bu kadar kör ,kulağı bu kadar sağır olabilmişti?Bu nasıl bir cesaretti?kırklı yaşlara dek,aldığı toplumsal değer ve öğretileri hiçe sayacak kadar korkusuzdu,?Çevresi tarafından sevilen ve saygı duyulan bir kadın olmuştu hep.En büyük başarısıydı hayata dair,kendi yağıyla kavrulan,yaşam standartı sıfırın altında olmasına rağmen,gönül zenginliğiyle fukaralığını kapayan.Yaşamın içinde maskeleriyle dolaşan binlerce insanı sığdırmıştı yüreğine de,onu farklı bir yere oturtmuştu,,,kendini yalnız ve yorgun hissediyordu,dayanacak,tutunacak dal arıyordu,ya da bir klavuz,belkide bir hayat koçu…Onun yaşam mücadelesi,çalışkanlığı,feleğin çemberinden milyonlarca kez geçmişliğinin verdiği bilgelikmiydi ona bağlandığı,yoksa birinin sadece onunla mutlu olabilecek kadar verdiği çabamıydı kafasını karıştıran?Aslında başka kentin çocuklarıydılar özlerinde, o da ne bulmuştu bu kadında?Galiba ikisininde yaşamdan aradıkları bu güne değin başkalarında bulamadıkları GÜVEN’di.Sadakatla ilgili bir güven değil bahsettiklerim,kadının onun varlığından aldığı hayatın çıkmazlarına verdiği öğreti ve beni düşünen benim için bir şeyler yapacak biri var diyebilmesiydi,kaderini paylaştığı çocuklarının babasında bulamayıp da onda bulduğu güven.Sevdiği adamında, kavanoz götlü dünyanın pisliği içinde yaşarken,bu saate değin hala temiz kalabilmiş olarak bulabildiği kadın dı o,Onları birbirinden vazgeçiremeyen,ateşten gömleği çıkarmak istemeyişlerinin sebebiydi bu doğrularından vazgeçiren… kadın ,kayboluyordu teslimiyetinin karşısında,duygularına gem vuramıyordu,yaptığının yanlış olduğunu biliyor olmasına rağmen,yenik düştü kendiyle,doğrularıyla savaşına. İllaki bir seçim yapması gerekiyordu kendine olan saygısı için,sevdasından yana oldu bu seçimi…Çocuklarına ve ailesine,onların değer yargılarına sevgi,saygı doluyken,tabularını yıktı kendiyle beraber tüm sevdiklerinin,onlarsa habersizdiler.Haberdar olsaydılar eğer,ya onu vururdular ya da kendilerini. Büyük kayıplar yaşadı,sırasız uğurladı çok sevdiklerini,onların acısına dayanma gücünüde ondan alıyordu.Maddi zorlukları yaşarken bunca yıllık hayatında tek başına,ondan aman dilenmemişti hiç.Çocukları,yeni hayatlarında annelerinin yanındaydılar,kırık dökük.Ve korkuyolardı parasız pulsuz,yaşadıklarından hepside,birbirine yansıtmadan.Şimdi dardaydı çocukları ve o,karabasan gibi yaşamlarına dahil olan ani ölümler,kaygılara yol açmıştı ürkek ve şaşkın yürürken yollarında.Büyük bir travmaydı yaşanılanlar,buluğ dönemindeki yavrularının ruhlarında Açılan boylarından büyük ,vakitsiz gelen ölüm gerçeği,tek başına üstesinden gelemezdi,çok yorgundu savaşırken düzene,maskeli,kirli bir yığın insana karşı…Çocuklarını da kaybetme korkusuyla,yeniden dahil etti sırtını dönüp gittiği çocuklarının babasına.Anlatamadı yaşadıklarını,korkularını sevdiği adama,şimdi onunla çarpışıyor,içinden söküp atamadığı sevdasıyla çarpışıyor,çocuklarını kaybetme korkusuyla sindiremediklerini yüreğinde taşıyor bu kadın.Ona nasıl yardım edebileceğimi bilemedim,çok yakın tanısamda.İçindeki savaşın silahını ben bulup gösteremedim…belki siz kaale alıp da fikirlerinizi beyan ederseniz,hep birlikte yardım ederbiliriz bu insancıklara.Çünki yaşamın içinde her şey bizim için,adam sende diyemedim yaşadıklarına,görmezden gelemedim yok oluşunu,o yok olursa aileside onunla yok olacak zira,hep güçlü göründü onu tanıyanlara.Bir beni aldatamadı amma,bende ona yetecek ben kalmamıştı daha.