Bilmiyorum ….dedim….Bilmemek, sorulan soruları cevapsız bırakmak hiç harcım değildi ama artık öyle yapıyordum. Hafiflemiştim herşeyi bilmek zorunda değildim, kontrolü bırakmıştım.. Ne güzel bir kelimeydi bu böyle, nasıl rahatlatıyordu beni, önceden korkutan bilmemek, nasıl, neyle karşılaşacağımı bilmeden arzın merkezine seyahate benziyordu. Bilmem gerekmiyordu herşeyi, yarını hesaplamaktan bugünü yaşayamaz olan zihnim bu boşluğu önce yadırgadı. Ama sonra bu boşluk duygusunu sevdi..Bilmiyordum ve kenarda köşede hep olan param artık yoktu, parasızdım ve bilmiyordum…Panik olmalıydım aslında ama olamıyordum, nedenini bilmediğim bir sukunetle olanları karşılıyor bir yandanda içimdeki nedenini bilmediğim huzur,heyecan temkinli yaşamış beni şaşırtıyordu.. Bilmiyordum.. Bilmemek güzeldi, bilmemek heyecanlıydı, bilmemek sorumsuzcaydı olsundu…İpleri tutan ellerim bomboş kalınca ne yapacaklarını bilemeden sağa sola çarptılar.. Olsundu boşalan zihnim şu anda daha çok olan sorunlarımla boğuşacağına bilmiyorum diyerek şalteri indiriyor, susuyordu..Susmak zihnimin susması iyi birşeydi, yıllardır durmadan konuşan zihnim susarak beni şaşırtıyordu. Susuyordum ve bilmiyordum….
yorumlar
-Ne yazıyorsun?-Bilmiyorum…yazının kısa oluşunu takıldım, -az ve öz- deyip geçemem ama bilmediğimiz o kadar şey var ki:P belki de bu bir artı linet, az şey bilmiyormuşsun:) ekleyeceğim şey ise, bence “bilmiyorum” kelimesi, ardında en çok ölümcül şeyler barındıran cevap şu dünyada…
geçmişe hesap sormak ve alınmayacak cevaplar peşinde koşmak ve hatta bütün cevapları bilip bilmezden gelmek…bazen bilmemek gerek linet, inan böylesi çok daha iyi…
Tek kelime ile çok şey anlatmak isteseydim eğer bilmiyorum derdim.. Buddhala yorum tutma aparatı olsaydı eğer, anladın sen:)Yelebekkk, bilmiyorum zaten:))
Adın ne?Bilmiyorum..
Herkesin kendine has “bilmiyorumları” oluyor hayata dair. -Evet! öğrendim- ba’bında sıkıştırmalarımızda; yok bilmiyor olman lazım “şartlandırmaları”…
Bazen bende senin gibi bilmiyorum LINET ve ne yazık ki çoğu zamanda bilemiyorum 🙁
Bilmeyen ve bilmedigini bilmeyen bir aptaldır. Ondan saknın.Bilmeyen ve bilmedigini bilen bir ögrencidir. Ona ögretin.Bilen ve bildigini bilmeyen uykudadır. Onu uyandırın.Bilen ve bildigini bilen akıllıdır. Onu izleyin.Çinli dedeler ne güzel demis demi?!!! 🙂
ben o çinli dedenin..bildiğini nereden bileyim..
Bir bileni dinleyerek pbk.:-)
ne kadar güzel bir yazı
TEşekkür ederim, tam bir sene olmuş ben bunları yazalı, ne çok şey değişti, neler oldu o bir senede…Şimdi bilmek istiyorum, durmadan öğrenmeye çalışıyorum, bildiklerimi doğrulama kaygısındayım şu aralar, geçen sene bilmiyorum diyen ben, şimdi bana bilmiyorum diyenlere kızıyorum..Ne çok değişiyorum, nasıl yenileniyorum, nasıl esiyor aklım, nasıl coşuyor sonra birden nasıl dinginleşiyorum..Aslında değişmeyen tek şey hala parasızım ama bir o kadar da mutlu… Deli gibi geziyorum, o organizasyondan bu organizasyona, sonra bitmeyen tatil planları yapıyoruz, çadırda bile kaldım bu sene.. Hiç olmadığı kadar çok tekne ile gezdim, uzun uçak yolculukları yaptım, kimi zaman 5 yıldızlı konforu yaşadım, kimi zaman pansiyonlarda kaldım. Ama hiçbirinin önemi yoktu, ben bilmediğim bir duyguyu yaşıyordum, öğreniyordum.. Okuduğum kitaplar azaldı, ama kütüphanem okunacak kitaplarla dolmaya devam etti, üstüme başıma hiçbirşey almadan koca bir yazı geçirdim, kendimi kutluyorum.. Yine yollara düşeceğim yakında.. Ben hala öğreniyorum, bilmiyorummmmm….
aslında bilip de, bilmemekten gelmek.
Biliyorum dedim mi , hayat biter…pişiyorsun dostum.