Bahçeye 4 tane uzun masa yerleştirilmesini, masalara kırışıksız ütülenmiş beyaz örtülerin koyulmasını istedi, Hans..Herkese elleriyle yazdığı kartları postalaması için evde çalışan görevliye teslim etti. Çimenlerin özellikle aynı boyda kesilmesine dikkat etmiş, evin ve bahçenin düzeni konusunda kesin emirler vermişti..O ayrıntılara dikkat eder en ufak bir kusurda kendini suçlu hissederdi.O gün, herkesin evine gelmesini istiyordu..Bahçede 2 ya da 3 yıldır davet vermemişti..Amerika’dan gelecek olan kız kardeşi için şoförünü gönderdi..Her türlü ayrıntı, saat farkları, program tamamdı ve düzen her zamanki gibi tıkır tıkır işliyordu..Çoktandır birbirini görmeyen insanlar biraraya gelmişler, birbirlerinin ne kadar değiştiklerini görmenin heyecanını yaşıyorlardı..Hans, gecenin konuşmasını yapmak üzere konuklara seslendi..Herkesin gözündeki dev, yıkılmaz adamın yüzünden terler akıyor, sesi ve elleri titriyordu, böyle görmeye alışmamış topluluk tamamen suskunlaşarak O’nu dinlemeye koyuldu..-Gelecek cuma, türlü neşeler ve üzüntüler yaşadığım bu hayattan ayrılıyorum.. Son kez tüm sevdiklerimi hatta sevmediklerimi buraya davet ederek görmek istedim..Hastalığımın vereceği zorlukları yaşayamayacak kadar yorgunum ve bunu istemediğimi yüreğimde hissettim..Beni kırmayıp geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim..Hans seçimleriyle bir yerlere gelmiş başarılı bir iş adamıydı. Çekilmesi gereken her yerden zamanında çekilmiş, ilerlemesi gerektiğini hissettiği her konuda risk almıştı..Ötanazi hakkını kullanmak, ölümün gününü ve saatini seçmek tuhaf bir duyguydu..Kaskatı kesilmiş yüzüyle, ölümün haberli de olsa gelişinin soğukluğunu yaşadı kadın..Tıkanan nefesiyle kendine yönelttiği sorulara cevap bulabilmiş miydi?Türlü acılar çekerken yanında olabilecekler miydi, acılarına karşı bir katkıları olabilecek miydi, ziyaretine gittiklerinde her defasında daha da eridiğini görmek daha mı az üzecekti onları ?Her türlüsü soğuktu ölümün ama ya mucizeler ?Mucizeler karşısında, kusursuz insanlar kusurluydu ve insanın kendine acımasız davrandığı tek seçimdi belki..”Yapmaaaa” diyerek attığı çığlık, insanların seçimlerine saygısızlık ta olsa, hassas bir insanın ölüme karşı verdiği tek tepkiydi ve çok yalnız kaldı..
yorumlar
çok şahane
Güzel başlayıp kötü sonla biten film gibi…
Evet ya, sonradan düşündüm de harika bir film başlangıcı olabilir..
pbk bu tandansa takmış görünüyor, benzer ,sonunda muhakkak şaşırmalı aaa demeli okuynalar diyerek şartlandırmış gibi geliyor bana.daha iyisini yaptığını defalarca gördüğümüz için bu kadarı kadı kızında da olur demekten başka bir seçim kalmıyor.
Eee değiştireyim beğenmediyseniz..
eh fena olmaz bana göre
Nasıl yazayım..
konuşabilecek kadar sağlıklı bir kişinin ötanazi istemesi saçma.
ee adam popo kanseri olmuşsa,ve poposundan konuşmuyosa doğalldır yani konuşablmesi
Hans dışında her şey güzel 🙂
güzelllere mutlu sonlara alışık Türk insanları için tabiki kötü son hoş gelmiyor. Oysa kaçınılmaz son ölüm her canlı tadacaktır.
evet zincirlikuyunun girişinde de yazıyo bu ,yolu değiştiririm o yazıyı görmemek için
pbk anlatımın çok hoş.ölmeden önce herkes yapabilse keşke bunu.ama benimde takıldığım bir nokta varki ötenazide hastalar solunum cihazına bağlı olur ve bu kararı hastanın yakınları verir.burada ise belirlenmiş bir cuma günü var ve hastanın kendi ağzından duyuyoruz bunu…
korkunun ecele faydası yok
ama trafiğe faydası var,bir araba bir arabadır
Bu olay da gerçek, demek ki solunum cihazı falan olmuyormuş bazen..
Annesi kızına her zamanki gibi öğütler verir:-kızım,arkadaşlarınla gece partiye gittiğinde dikkat et,erkekler eğer yanaşır ve birlikte olmak isterlerse hemen çocuğumuzun adı ne olcak diye sor ! ozaman göreceksin hemen oradan uzaklaşacaklar…Gün gelir arkadaşları kızı partiye davet edeeeer..kızın aklında annesinin sözü hep vardırbir erkek yanaşır birşeyler içerler ve erkek :-yukarı çıkalım mı der ve yukarı çıkarlar…tam erkek yanaşacakken kız :-çocugumuzun adı ne olcak der ve erkek geri adım atar oda dan ayrılır…başka bir çocuk gelir o da kıza teklifde bulunur tam birşeyler yaşanacak kız yine sorar:-çocugumuzun adı ne olcak?çocuk yine korkar ve uzaklaşır…gecenin ilerleyen saatlerinde bir çocuk gelir ve kızı evin ilerisindeki ormanlık alana davet eder :-kız sorar çocuğumuzun adı ne olcak?-çocuktan cevap gelmez…-çocuk üstündekileri çıkarır…bu arada kızınkileride çıkarırken kız tekrar sorar:-çocuğumuuzun adı ne olcak?yine cevap yok-çocuk olayı gerçekleştirirken kız tekrar sorar çocuğumuzun adı ne olcak ????-yine cevap yok…-kız tekrar sorar çocugumuzun adı ne olcak ??bu sırada iş bitmiştir…-Çocuk:Prezervatifi çıkarır şöyle bir bakar ve prezervatife bir düğüm atar…Kıza derki :Eğer içinden çıkarsa David Copperfield olsun:)
Ötanazi tuhaf şey yahu…İntihardan farkı ne ki…
Doğru, her iki türlü de acıdan kaçış var..Biri bedensel, biri tinsel..
Çiğnedin mi, ne yaptın onu öyle..
kullan at misali 🙂
Kötü mü davrandılar sana..
gene de duracel duraceldir 😉
Bazıları nick imden dolayı gerçekten benim Pille çalıştığımı düşünecek kadar komik, yaa gel de gülme..:)
aBtallar burada…
Bunlar da yeni çıktı, hafif in süprüntüleri..Hadi bakim, başka yazıya..Burada en azından yazı yazdığını sanan, önem veren insanlara saygı gösterin..Hırsını alamayan, yeni nick alıp yazılarımda bitiyor..Noktaa..