Sanırım o tanrının bir hediyesiydi.Gözlerini gözlerime değdirdiDedi susmalısın artıkSes gücünü yitirdiSen deviniminde kaybolMetaforlara doldur akışkan beynininOysa beynin hiçliğinde ötesindeRuhunsa sallanmada tuba ağacının dallarındaYer nerdedir biliyor musun?Göğün olmadığı yerdedir!Sen hep göklerde olAyak izi sunma toprağınaNefesini sun maviliğin sarıldığı beyaza…Uyandım.Bu da neyin nesi dedim kendime…
yorumlar
Bayıldım desem…
Ben uyanmak bile istemiyorum…
ne güzel…bendensiniz…
gönlümden koptu…
enteresan olmuş…
En gerçek olan,herkesin anlamadığıdır der hep babam.Yazı şahane..
babanız has adammış doğrusu…
öyle
Björk hanım kızımızın Bacheloratte adlı eserini pek severim…
Sanırım o tanrının bir hediyesiydi.Gözlerini gözlerime değdirdi.Dedi susmalısın artık. Çok şey anlattın ve hatırlattın bana. Teşekkür ederim. Çok keyif aldım ve duygulandım.
yorum yazan herkese teşekkürü borç bilirim.
Yorgun düş’lerimde ki kalabalık. Ne kadar terketsem de metaforu! Anladım ki kalabalık kendimden başkası değil, metaforda sensizlik…
Affınıza sığınarak!Çok güzel giden şiiri/yazıyı tıkandığı yerde; rüyayı bölme, şahsı öldürme yoluyla sonuçlandırmak açıkcası bana hep kolaycı ve içeriğe saygısızlık olarak gelmiştir.Herşeyin illa sonu olması gerekmez, son herkes için farklı olabilir ve şairin/yazarın zihnindekiler, okurların zihnindekilerle daha zenginleşir.Oysa beynin hiçliğinde ötesindeRuhunsa sallanmada tuba ağacının dallarındadalda rüzgarı hissettim desem…
tanrı bu kadının ses tellerinde kendine yuva yapmış gibi hissederim hep.mucizevi bişi.
-pneumonia ve I’ve seen it all- parçaları tüylerimi diken diken yapan parçalarıdır.Mutlaka dinleyin derim