bildirgec.org

onlar hakkında tüm yazılar

HIŞMEDİŞ

il mare | 05 May 2009 13:55

Hışımlığım!
Çok sevdiğim…
Hışmettiğim… Seviyorum seni ve tüm içine kattıklarını…Her neyi,hiç düşünmeden bile,kattıysan içine,ister acımasızca ister binlerce damla gözyaşı döktürterek,gene de seviyorum seni.Senin zalimliğini,böylece sindirdiğin çekiciliğini,tüm geride bıraktığın masumluklarını…İçimde,hatta çok içimde bir yerlerdesin…Biraz olsun yüzeye çıkamaz mısın ve hatta biraz olsun taşamaz mısın? Biraz da bana zulmedemez misin? Gerçek ‘ben’ e…

Çok sıkıldım,ama öylesine zevkli ki…Şu zamanda sıkılmak..Neyden sıkıldığını,en azından bilmek,doğal kalmak… Sık-ılmak… Böyle genişlerlen etraf,yaşananlar,ahlak,yaşanmışlıklar,ağızdan çıkan küfürler,yapaylaşmış ve yavşaklaşmış sevgiler…Sevgi mi? Ne sevgisi? İşte ben,bi çamaşır ipinde,çekilmiş bir şekilde,hala kurumaya çalışıyorum.Birileri ıslatmış,boğmaya da çalışmış ama hazırmış can yeleklerim,hem de üst üste birkaç tane,birisi de işte tam dibimde.(Canım Şirine’m:))

Romantizm’ e romantik bir bakış

makaleci | 12 March 2008 02:31

Cinsiyete göre romantizm analizinde bulunulmuş bu araştırmada… Erkeğe, kadına göre bu farklar ne ifade eder insanlara bilemem ama, benim -cinsler fark etmeksizin- gördüğüm bir çok romantizm manzarası var, buyrun…

Romantizm bir hâl mi?

Bir duruş mu?

Cidden içinden mi gelir kişinin, yoksa kişi kendini o ölüp bittiği karşı tarafa kabullendirmek, beğendirmek için romantik biri gibi mi görünmeye kalkışır?

çelişki

puella | 23 February 2008 00:53

Ben kendimle hiç anlaşamadım. Ben ne zaman sağ desem o sol dedi. Ne zaman eleştirsem, sana ne dedi. Ne zaman duygusal olsam, dalga geçti. Ne zaman birini sevdiğimi söylesem, güldü. Sorun hangimizde bilmiyorum. Bir gün bana, bir gün ona hak veriyorum. Bu yüzden de çoğu zaman bir gün sevdiğimi ertesi gün sevemiyorum.

Geçen gece evden kovdu beni. Sus artık dedi. Mutluluk için çok şey istiyormuşum. Gerçeği görüp anlamıyormuşum. Bana neymiş alt ya da üst sokakta ağlayan çocuktan. Bana neymiş yanımda ya da uzağımda kendileri olma maskesi altında dolanıp ölümüne genelleyen insanlardan. Bana neymiş ahengin üzerine kusanlardan. Ben de kızdım, çözdüm iplerini, istediği gibi yaşasın diye. Kapının önünde buldum kendimi.

Kayıp!

| 16 January 2008 08:43

çok uzaklardaydı
dünyanın öbür ucuna gitti onu bulmak için ama o hiçbiryerin ötesindeydi.
sonra geri döndü
kaybolunmuşluğundaki sırrına…
aklın öngörülerinden sıyrılıp ruhun tanımsızlığında bir
ifade aradı;
ama her şey olması gerektiğini olmaktaydı…
ve ona kalan parçalanmışlığıydı!
onlar gibi değildi

onlar gibi olmayacaktı
sesin hüznüne ve belirsizliğine tüm eksikleri katacaktı
ve yola koyuldu
çünkü
her daim gidilecek bir yol vardı

Bendeki O Bu Sanırım

| 13 November 2007 19:29

Sanırım o tanrının bir hediyesiydi.

Gözlerini gözlerime değdirdi
Dedi susmalısın artık
Ses gücünü yitirdi
Sen deviniminde kaybol
Metaforlara doldur akışkan beyninin
Oysa beynin hiçliğinde ötesinde
Ruhunsa sallanmada tuba ağacının dallarında
Yer nerdedir biliyor musun?
Göğün olmadığı yerdedir!
Sen hep göklerde ol
Ayak izi sunma toprağına
Nefesini sun maviliğin sarıldığı beyaza…

Uyandım.Bu da neyin nesi dedim kendime…

İkiyüzlü olmak…

| 08 November 2007 11:47

konuşsam olmuyor
sussam gönül razı değil

çok şey söylenebilir esasında.. basit bir tanımlama ile gerçek yüzünü ve/veya niyetini gizleyen kişi denebilir.. ama bu ikiyüzlülük kavramına farklı bir yönden bakacağım.. ve tanımını farklılaştıracağım müsaadenizle.. yukarıdaki kaba tanımın ardından -ahvalin net bir biçimde anlaşılabilmesi için- hemen şu soruyu sormak gerekir;

-“insanlar neden ikiyüzlülüğe ihtiyaç duyarlar..?”
-“…”

“buna verebileceğim bir cevap yok, çünkü iki yüzlü olmadım hiç” diyebilmek isterdim.. fakat iş bu hal içinde olan çok insan tanıdım.. zaman zaman da türlü bahanelerle bunu yaşamaktayım..

Farklılık ve değişme

darjeeling | 11 June 2007 15:22

Orjinal olmak için sapsarı bir çanta kullanmıyorum, sevdiğim için kullanıyorum. Kırmızı ruju bana baksınlar diye değil sevdiğim için sürüyorum. Cep telefonum çalıştığım şirketteki insanlarınkilere ve kazancıma göre çok alt seviyede ama ben telefonda milyon tane fonksiyon olmasına gerek olmadığına inanıyorum. Daracık kot pantolon giymiyorum, sıradan olmaktan korkuyorum. Sokakta yanıma yaklaşan çocuk benimle tanışmak istediğimde ‘ benim sevgilim var ve onu aldatmam’ dediğimde, bana ‘bende evlenelim demiyorum zaten’ gibi pişkin bir cevap verdiğinde ‘sevgilim sen olsaydın seni de aldatmazdım’ diyorum çünkü aldatmayı sevmiyorum. Bukowski tarzında yazan yazarları eskiden seviyorken artık çok ta fazla haz etmediğimi,insanların değişebildiğini görüyorum. Uzun tırnakların daha kadınsı gösterdiğini bilsem de kısa tırnakla gezmeyi daha çok seviyorum. Çoğu klasik kitabı okumuşumdur ama çok azını sevdim,artık klasiklerden okumuyorum, bundan da utanmıyorum. Erkek olsaydım kıpıkırmızı ya da sapsarı bir deniz şortu giyerdim, biliyorum. Her zaman şuankinden farklı bir imzam olsun isterdim, çok denedim ama bulamadım,elimdekiyle yaşamaya çalışıyorum. Sanırım diğer bir çok kadının aksine benim yak parmaklarım ama özellikle ayak baş parmağım çok komik, şişko ve kocaman. Bu kadar.