Küçük İskender, The Kırmızı Başlıklı İstasyon Şefi

– Ben bu abiyi çok sevdim. Ona sevgilim diyebilir miyim anne?!

– Saçmalama oğlum.

– Çekici olduğun kadar küstahsın da anne.. Hem neden ağlıyorsun?

– Hayır yavrum, ağlamıyorum. Gözüme top kaçtı.

– N’olur gerçeği söyle anne, yaşayacak mıyım?

– Bu hava muhalefetinde biraz imkansız.

– Aşık oldum anne. Üstlendiğim vazife pek mühim. Bu vazifeyi layıkıyla yapacağımdan eminim..

– Seni ebediyete kadar bekleyeceğim ve oyalayacağım çocuğum..

– Al anne! İşte bana yazmış olduğun aşk dolu mektuplar. Meğer hepsi yalanmış. Al bunları!

– Hayır bebeğim, olaylar senin bildiğin, sandığın, çeyiz sandığın, karakutun gibi değil!

– Sus anne! Göremiyorum! Göremiyorum!

– Sen büyük bir insansın oğlum. İnan, süper kupon, mega kupon yok!

– Hıh! bizim gibiler şerefleri için yaşar, namusları için ölürler. Ama sen bunları anlamazsın anne!

İşte garip bir soru: Bir anne-oğul düşünün. İkisi de sinema oyuncusu. Ve ikisine de teklif geliyor: bir filmde iki sevgiliyi oynayacaklar. Ve çok cüretkar sevişme sahneleri var. Ne yapmalılar?