Uzun süre yazmadım. Bira açıp bekledim. Masamın üzerinde bir de küllük var

Uzun süre yazmadım. Bira açıp bekledim. Masamın üzerinde bir de küllük var. İçersine neler sıkıştıracaktım şimdi hatırlamıyorum ama bedenime kıvrılan dumanın esiriyim sanki. Olacakları biliyormuş gibi hiç bir şey yapmadım. Bu bana hiç bir şey kazandırmadı. Sigaradan nefes aldım. Tütün çıtırdadı belimi kavradı. Bir kahkaha attım ve ellimdeki şişeyi masaya bıraktım. Ne zaman almıştım ki.

İçimde inanılmaz bir güç klavyeyi yerle bir etmek istiyordu. Bu yaptım. Masayı yere yığdım. Gecenin 03 ünde yersiz bir gürültü koptu.. olsun dedim şiseden son damlayıda yürütmüştüm. Odanın içindeki duman bedenlere oradan içime girdi.

Ertesi gün Kadıköy’e indim uzun zamandır ortalarda yoktum. Dolmuşta düşündüm. Kim.. kim….

Bir çok rüyanın arkasına sığınmış mışıl mışıl uyurken kafası olmayan kedilere fillerin başlarını takmaya çalışan bir kadın gördüm. Ziyaretimi merak ettigini söylerken etraftaki kafasız kedilerin koşuşmalarına takıldım. Kadın sanki şaşkınlığımı ellerinin arasına alıp kahkalar attı. Ve beni bir perdenin önüne çekti. Karşımda bir kedi bedeni ve ona aptalca monte edilmiş fil kafası duruyordu. İlk aklıma gelen o kafayı ufak bedenin nasıl taşıdığı oldu. Kadın bana tüketim toplumunun nereye gittiğini anlatırken aklımdan neler geçiyordu.

Oradan ayrılmak için fil kafaya yalvardım. Kedi ucubesi hortumuyla ıslak yapışkan bir sıvıyı üzerime püskürttü. Kadın ellindeki bezi suratımda gezdirdiğinde burnumun içine giren kokuya dayanamayıp uyandım.

Bu ne gerzeklik be dedim.. tuvalette ayna karşısında zaman öldürürken kadının kapital düzen için söyledikleri aklıma geldi. İyi de dedim içimden o kediler neydi öyle.

Akşama doğru bir bira için onunla buluştuk benden gerçekten hoşlanıyor muydu. Korkuyor mu? Yoksa tüm bunların arasından salak olarak mı sıyrılıyordu bunu bilemedim. Tek hatırladıgım file çoraplarının ayakkabı ile uyumsuzlığu oldu.

Bana ne diyeceğini merak ettim. Karşımda durana bir tokat atma fikri içimde hep vardı belki saçlarından tutup masaya da yatırabilirdim ama bunların hiçbirini yapmadan biramı yudumladım. Bu sefer daha mı gerçekti. Karşımda dururken daha mı alımlı daha mı bakımsızdı. Bana gülümsedi. Beceremediğim ama asla yakasını bırakmadıgım tebessümü karşılık olarak verdim.

Beklediğim neydi. Bu zaman diliminde paylaşılan bira ve bu ses ve sözcük dizelerine baka kaldım. Bir yere varacak mıydık.

Bir an dolmuş durdu. Parayı uzattıgımdan beri duruyordu.

Buradan kurtulmam gerektiğini hemen anladım yanıma kısa saçlı kızıl bir kız oturdu. Bana bakarak gideceği yeri sordu. Ona yolu tarif ettim. Fakat camdan dışarı bakarak suratını bile görmedim.

Artık varmak istiyordum. Bize 2 bira getiren garsona baka kaldım. Karşımdaki çantası ile tuvalete kalktı. Bugün günlerden neydi, hasta mıydı. Kumaş pantolonunda götünü gördüm. Biraz daha eğilerek kendimi ona hizaladım. Güzel dedim. Arkasından hoş diye ekledim ama o bunları asla duymadı.

Bir bira daha mı içmeliydim yoksa votlaya mı dönmeliydim.

Biri bana seslenip gece toplanılacağını ve alkol alınacağını söyledi. Evden çıktığımda saaat 21 e geliyordu.

Müzikler bizi o kadar uzağa götürdü ki içtigimiz içki boşa gitti. Bay M bir kadından bahsetti. Ona kulak kabarttık, fonda Motorhead bize kadınlardan rock n roll dan bahsediyordu. Bay M dışarı çıkıp 16 lık peşinde koşacaktı. Ona katımayacağımızı söylerken Bay K silahını çoktan çekmiş hedef arıyordu. Bay M silahı istedi. Bir tur daha votka içip müziğin sesini de biraz açtıktan sonra etraf ateş gibi yanmaya başladı.

Şimdi hepimizin elinde bir tabanca vardı ve bunlarla nereye gitmek istiyorduk. Bay M diretti gidelim ve caddeden o karıyı buraya getirelim. Bunu istemiyordum. Bay K‘ye sialhları toplamasını söyledim. Gürültü salya kahkaha ile silahlardan biri patladı. Sessizlik gerekecekti ama kulaklarımda bir ugultu sabaha kadar musallat oldu. Bay M vuruldum diyerek kanlı ellerini bize tuttu. Bu imkansızdı. Kuru sıkı dedik. Ama vuruldum dedi. Gerçektende Bay M vurulmuştu. Komşular etrafı sarmadan evden dışarı çıktık. Apartmandan çıkarken ışıklar yandı sesler yükseldi. Bay M hadi dedi 16 yı aramaya.

İlk işimiz eczane aramak olacaktı ama kolanyalı mendil ile ellerini temizleyen Bay M ye hayretle baktık.

Hızlı bir araba vardı ve onun içinde müzik sesleri ile karanlık olduk.

Aklıma bir an file çorap geldi. …..Bay K ye direksiyonu o yöne kırmasını söyledim. Davetsiz müsafirler sorundan başka bir şey yaratmazdı ya….

Çöp tenekesine çarparak gördüğüm rürayı anlattım. Artık apartman tam karsımızda duruyordu. Zile basacaktım. Bekledim. Bay K neden burada olduğumuzu sordu….

Neden burada olduğumu bende kendime sordum.

Bay M sırıtarak 16 dedi.

Ben hayır…..

Bize sunulan bu değildi. Kapıda 40 dakika kadar bekledik. Kimse neden orada olduğunu bilmiyordu. Ben dedim bir bakayım siz bekleyin. Kimin hoşuna giderdi ki beklemek. Zili isteksizce çaldım. Yukarıdaki balkon açılınca hemen içlere saklandık. Elbette tepedeki kim o diyemiyordu. Ne de olsa apartman sakinleri işin içine karışabilirdi. Ciddi bir şekilde merdivenleri tırmandım.

Karşımda uykulu gözlerle durana hızlı bir tokat atıp içeri daldım.