organlarımın hepsini bağışladığıma dair bir form doldurdum.bu esnada tesadüfen öğrendiğim bir detaya şaşakaldım.yaşımın 18 üzeri ve organlarımı isteğim ile bağışladığıma dair imzayı attıktan sonra görevli bana “peki izin almak için kimi yazalım demez mi?””nasıl yani dedim ne izni ne kimliği..ben zaten bunu kendi isteğimle bağışlıyorum neden izin alacakmışsınız ki” ..adamın ağzından “prosedür böyle” den başka laf çıkmadı. (o da oraya oturtulmuş bir zat, ne desem umursamadı haliyle)hadi benim o haneye yazdırdığım isimler organ bağışı konusunda bilinçli ve bana bir şey olduğunda izin için aranırlarsa olumsuz bir cevap vermeleri mümkün değil. ancak aynı anda gelen bir bayan ailesinin organ bağışına sıcak bakmadığını ve böyle bir durumda onlardan izin çıkmayacağını söyleyerek formu doldurmadı..bu maddeyi o belgeye ekleyen zihniyeti anlayan ve makul bulan varsa bana anlatsın bi zahmet…
şindik şöle :organ bağışı öle her ölümde olmuyohastanede olcen,bitkisel hayatta makinelere bağlı yaşıyo olcen,o vakit yetki verdiğin kişi tamam çekin fişini dicek,bu esnada aparatlar hazır olacak ki hemen tazecik organlarını alabilsinler..bir kazma gibi anlattım ama durum kısaca böyle..
şimdi kelebek sorunun cevabı şu;organ bağışı kartın var ve hastaneye kaldırıldın. paragöz hıyarın biri gelip organ nakli sırasına yine parayla ilk üçten girmiş biri için seni oracıkta öldürür kimsenin de ruhu duymaz.işte sevgili yurdumuzda ve dünyada organ bağışı sektöründen olası vericileri korumak için böyle bir şey uygulanıyor.
şimdi kopcuğum, ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırılmış ve kalbi durmuş bir şahsın organlarını almak için (bağış yapmış olmasına rağmen) fişin çekilmesine gerek yok ki zaten. fiş beyin ölümü gerçekleşmiş ancak organların çalışması için makineye bağlı durumda olanlarda çekilir. o sebepten şeyediyom…
manson seninki olasılığın, olasılığının olasılığı gibi olmuş sanki.ya da ben çok iyiniyetliyim hayatta aklıma böyle bişi olma ihtimali gelmez…kop, organ alındıktan sonra aile isterse karşı tarafın kimlik ve adres bilgilerini öğrenebiliyor zaten.offfff o kız gibi kendi istemesine rağmen ailesinin onaylamayacağı için organ bağışında bulunamayan yüzlerce insan vardır eminim ki ..yazık…
bu sadece türkiye’de böyle değil ki. başka ülkelerde de aynı. vericiyi koruma amaçlı bir olay. ayrıca transplantasyon ekibini ve kararı alan hastane yönetimlerini olası davalara karşı koruyor.organ bağışı yapan kimsenin en yakını diye oraya bildirdiği bir kimse oluyor. bu kimseye durum açıklanırsa sorun kalmaz.
zaten şu an uygulama o şekilde. formu doldururken sana ilk arayacakları kişi kim olsun diye soruyorlar.gönül ister ki senin dediğin gibi olsun ama olamadığı için organ bağışını arttırmak için böyle bir yola başvurulmuş. en yakın annen, baban, eşin kısacası yasal olarak da yokluğunda söz sahibi olan kişiye istediğini kabul ettirip onay beklemen gerekiyor.
ben vücudumu kadavra olarak tıp fakültelerine bağışlamayı düşünüyorum. Plastik organlarla tıp ne kadar gelişebilir ki? Sanmıyorum Mehmet Öz plastik bir kalple eğitim görmüş olsun…
hiç demli çay içmem,soğuk su da içmem ılıştırır öyle içerim, acı biber yemem, kola çok nadir içerim, hiç mide ağrısı çekmedime anlamışınızdır artık hangi organıp satılık 🙂
şimdi bakın abiler ablalar benim kardiovasküler sistem canavar gibidir. hiçbir kalp krizi riski olamamakla beraber bu kalp 400m koşucusu kalbidir. hafif ahalisi tanıdıktır, onlara 20.000£ dur.ciğerlere diyecek yok sigara içilmemiş ve nede olsa atlet ciğerleridir. Bunları alan sokak köpeklerini bile geçebilecek seviyededir. 2 hafta önce ye kadar hergün 10 km koşardım. Bu da size 15.000£ patlar.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
organ bağışı yapmış biri olarak ölümümün de uygun koşulları sağlaması en büyük dileğim.
bebeğim ağzından yel alsın, sen ölmemen için ben sana organlarımı bağışlarım
onore oldum, hislendim.
organlarımın hepsini bağışladığıma dair bir form doldurdum.bu esnada tesadüfen öğrendiğim bir detaya şaşakaldım.yaşımın 18 üzeri ve organlarımı isteğim ile bağışladığıma dair imzayı attıktan sonra görevli bana “peki izin almak için kimi yazalım demez mi?””nasıl yani dedim ne izni ne kimliği..ben zaten bunu kendi isteğimle bağışlıyorum neden izin alacakmışsınız ki” ..adamın ağzından “prosedür böyle” den başka laf çıkmadı. (o da oraya oturtulmuş bir zat, ne desem umursamadı haliyle)hadi benim o haneye yazdırdığım isimler organ bağışı konusunda bilinçli ve bana bir şey olduğunda izin için aranırlarsa olumsuz bir cevap vermeleri mümkün değil. ancak aynı anda gelen bir bayan ailesinin organ bağışına sıcak bakmadığını ve böyle bir durumda onlardan izin çıkmayacağını söyleyerek formu doldurmadı..bu maddeyi o belgeye ekleyen zihniyeti anlayan ve makul bulan varsa bana anlatsın bi zahmet…
şindik şöle :organ bağışı öle her ölümde olmuyohastanede olcen,bitkisel hayatta makinelere bağlı yaşıyo olcen,o vakit yetki verdiğin kişi tamam çekin fişini dicek,bu esnada aparatlar hazır olacak ki hemen tazecik organlarını alabilsinler..bir kazma gibi anlattım ama durum kısaca böyle..
est.kop, senin ne kaden nazik bir şahsiyet olduğunun farkındayım..ancak dediklerin türkiye için geçerli değil, çünkü türkiye de ötenazi yok…
ötenazi deil bu organ bağışı,başka türlü de taze organ almak mümkün deil,o nedenle yetkili kişiden izin alınıyor fişin çekilmesi için,
yani hastanın bitkisel hayattan kurtulup yaşama dönme şansı zaten yok durumu..
şimdi kelebek sorunun cevabı şu;organ bağışı kartın var ve hastaneye kaldırıldın. paragöz hıyarın biri gelip organ nakli sırasına yine parayla ilk üçten girmiş biri için seni oracıkta öldürür kimsenin de ruhu duymaz.işte sevgili yurdumuzda ve dünyada organ bağışı sektöründen olası vericileri korumak için böyle bir şey uygulanıyor.
şimdi kopcuğum, ağır yaralı olarak hastahaneye kaldırılmış ve kalbi durmuş bir şahsın organlarını almak için (bağış yapmış olmasına rağmen) fişin çekilmesine gerek yok ki zaten. fiş beyin ölümü gerçekleşmiş ancak organların çalışması için makineye bağlı durumda olanlarda çekilir. o sebepten şeyediyom…
şimdi o durumda da yetkili kişinin alın demesi lazım, yaban ellere gitmesin diye..meftanın yakının bunu bilme hakkı var..
manson seninki olasılığın, olasılığının olasılığı gibi olmuş sanki.ya da ben çok iyiniyetliyim hayatta aklıma böyle bişi olma ihtimali gelmez…kop, organ alındıktan sonra aile isterse karşı tarafın kimlik ve adres bilgilerini öğrenebiliyor zaten.offfff o kız gibi kendi istemesine rağmen ailesinin onaylamayacağı için organ bağışında bulunamayan yüzlerce insan vardır eminim ki ..yazık…
kelebek olayı fazla irdelemeorgan bağışı prosedürü bu..bağışla-öl-yeklili kişi onaylasın- alsınlarkare bu..
değişecek kop, değişecek…..
bu sadece türkiye’de böyle değil ki. başka ülkelerde de aynı. vericiyi koruma amaçlı bir olay. ayrıca transplantasyon ekibini ve kararı alan hastane yönetimlerini olası davalara karşı koruyor.organ bağışı yapan kimsenin en yakını diye oraya bildirdiği bir kimse oluyor. bu kimseye durum açıklanırsa sorun kalmaz.
formu doldururken bağışı onaylayacak bir isim yazılması sorunu çözer diyosun yane…
zaten şu an uygulama o şekilde. formu doldururken sana ilk arayacakları kişi kim olsun diye soruyorlar.gönül ister ki senin dediğin gibi olsun ama olamadığı için organ bağışını arttırmak için böyle bir yola başvurulmuş. en yakın annen, baban, eşin kısacası yasal olarak da yokluğunda söz sahibi olan kişiye istediğini kabul ettirip onay beklemen gerekiyor.
ben vücudumu kadavra olarak tıp fakültelerine bağışlamayı düşünüyorum. Plastik organlarla tıp ne kadar gelişebilir ki? Sanmıyorum Mehmet Öz plastik bir kalple eğitim görmüş olsun…
benim kalbimi öle herkes taşıyamaz. Ciğerlerim ve böbreklerimde oldukça temiz kullanılmıştır, aynı sıfır gibin.
Ciğerlerim ve böbreklerim için bende iddialıyım. Daha iyisini bulamazlar.
kalbimi verdim ben, çok a güzel oldu..
kalbimi verdim ben, çok da güzel oldu..
hiç demli çay içmem,soğuk su da içmem ılıştırır öyle içerim, acı biber yemem, kola çok nadir içerim, hiç mide ağrısı çekmedime anlamışınızdır artık hangi organıp satılık 🙂
şimdi bakın abiler ablalar benim kardiovasküler sistem canavar gibidir. hiçbir kalp krizi riski olamamakla beraber bu kalp 400m koşucusu kalbidir. hafif ahalisi tanıdıktır, onlara 20.000£ dur.ciğerlere diyecek yok sigara içilmemiş ve nede olsa atlet ciğerleridir. Bunları alan sokak köpeklerini bile geçebilecek seviyededir. 2 hafta önce ye kadar hergün 10 km koşardım. Bu da size 15.000£ patlar.