“babam sen nobel alacaksın” demişti kısmını biraz atmasyon buldum.Hayır! benim babam da sen çok ünlü olacaksın dedi, ama nerdeee.Orhan Pamuk’u yerden yere vuran medya, türkçe konuşma yapınca bir an da söylediklerini unutup; adamcağızı bağırlarına bastılar. Bu da ayrı bir ironidir.
olayı biraz komik buluyorum nedense. yani babası neden plutzier yada grammy ödülü alacaksın dememişte nobel demiş. kendi ülkesi hakkında yazıp çizdikleri sonucunda gerçektende yerden yere vurulmayı haketmiş bir şahsiyet olarak, isveç gibi bir ülkede türkçe konuşma yapması beni hiçbir konuda tatmin etmez. ortodoks rum patriğide türkçe konuşuyor ona kalırsa. yani, öyle bir ülke olmuşuz ki, öyle lüzumsuz laubaliliklerle kavruluyoruz ki… yani, onca zaman kaldım isveçte, o kadar tanıdığım var ve kimse kalkıpta orhan pamuğa tapınacak değil. isveçliler, böylesi bir çeşit yazara ödülü zevkine bile vermiş olabilir diye düşünüyorum. değişik bir metabolizma onlara göre belkide. sonuçta demokrasi kavramıyla top oynar gibi oyun oynayan bir ülke. her ne kadar monarşi ile yönetiliyor olsada 🙂
İsveçe monarşi ile yönetiliyor diyecek kadar uzun süre kalmışsın sanırım orada. Bu site süzme salaklarla doldu. Demokrasi kavramıyla top oynar gibi oynayan ve monarşiyle yönetilen ülke. Hakikaten sıktınız artık.
@siyahın matemi arkadaşım, sen önce konuşmayı öğren, en azından iletişim kuracak kadar. sonra bu adresten bir kontrol et bakalım, ne ile yönetiliyormuş isveç… sonra burada bulunan bütün kullanıcılardan özür dile! “bu site süzme salaklarla doldu” lafını geri al! terbiyesizliğin alemi yok! jag har varit många år i Sverige
Ingiltere, Ispanya, Isvec turu ulkelerin parlementer sistem ile degil monarsi ile yonetildigini dusunmek biraz garip dogrusu.Semboliktir krallar, kraliceler oralar da. Ulkelerine turizm katkilari nedeni ile o konumdadirlar. Baska da bir ise yaramazlar zaten.
Pamuk`un babasi cocuguna 1500 kitap birakmis, bizim pederin evdeki kitapligi 500 u gecmiyordu. Benim babam hic bana buyuk adam olacaksin da demezdi. Hep essek sipasi olduk. Bastan kaybetmisiz nobeli biz. Bir de her yabancinin elinde Pamuk`un kitaplari gezmeye basladi. Sanirim avrupada kitap okuyan herkes bu abinin kitaplarindan ille bir tane almaya kendini mecbur hissediyor. Saglam reklam yaptilar.
Hmm..Sanırım hafif’teki pek çok yazıda olduğu gibi bu yazının da linkine bakılmadı! Yazıyı buraya yazmaktaki amacım siyaset tartışılsın diye değil, konuşma metni tartışılsın diyeydi. Ortada çok büyük ve önemli bir başarı sözkonusu (kitapları 49 dile çevrilmiş bir Türk yazardan sözediyoruz) ama herkes bambaşka şeyler konuşuyor. Bu da neden hala pek çok konuda gerideyiz sorusunun yanıtı işte. Orhan Pamuk sevmeyenler, hiç okumamış olanlar ya da okumaya fırsat bulamamışlar için bile örnek bir “nobel edebiyat konuşmasıydı” Babamın Bavulu ve neden bu büyük ödüle layık görüldüğünün de kanıtıydı bir anlamda. Edebiyat tartışacaksak adam gibi tartışalım, düşünerek, dinleyerek, anlamaya çalışarak ve -artık lütfen- takdir etme alışkanlığını ve olaylara farklı açılardan bakabilme yetisini kazanma konusunda kendimizi eğiterek.. Bunları yapamıyorsak eğer bu işe hiç bulaşmayalım ya da siyaset/kimlik tartışmak istiyorsak bunu ilgili alanlarda ve seviyeli bir şekilde yapalım. Bana söylemek istediklerinizi (eger varsa) özelden yazın da burada daha fazla gereksiz ve anlamsız yazılar yer almasın. Olur mU? Anadilime ve dünyadaki bütün okurlarına bu gurur verici ödülü kazandırdığı için Orhan Pamuk’u bir kez daha tüm içtenliğimle tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum!
kraldan çok kralcı olmanın yanlış olduğunu düşünüyorum evet yıllar sonra bir türk nobel ödülü aldı diyeceğiz çocuklarımıza fakat burada şunu sormak gerekir yaşar kemal nazım hikmet orhan pamuktan daha kötü yazarlarmıydıki nobel ödülünü orhan pamuk a verdiler.Nobel bir amaç değil bir sonuç olarak görülmelidir.Dolayısıyla Orhan pamuk’un nobel den önce verdiği demeçler nobeli amaç olarak gördüğünün kanıtıdır.Orhan Pamuk’u kutlarken bunlarıda göz ardı etmeyelim!
– Orhan Pamuk Nobel’i hak ederek almıştır.- Emre Kongar’ın yorum farkı programını kapatırken, konuşmayla ilgili bir eleştrisi vardı; konuşmadaki dil bilgisi hatalarıyla alakalı. duygu yükünü aktarabilmiş ama dil bilgisi yönünden zayıf hazırlanmış bir konuşma metni olduğunu vurguladı.- ben konuşmayı dinledim ve izlenimim Pamuk’un iyi bir edip ancak hitab kabiliyeti o kadar iyi olmayan biri olduğu yönündedir. zaten bu gerekli de değildir. sanırım hitaben hazırlanan bir metinin, yalnızca yazı dünyasında başarılı biri tarafından yazılmasında da mükemmellik beklememeli.- bunun dışında konuşmasında Türkiye’den bahsederken, dilinde hep bir özlemin, düşünce özgürlüğü özleminin olması bana, gene nobel ödülü sahibi Mısır’lı Necip Mahfuz’un ‘ödülün asıl sahibi dildir’ vurgusunu hatırlattı. yani Pamuk müteşekkir olduklarını sıralarken, yalnızca, içinde olgunlaştığı bir kaynak olarak ülkesini, bunun dışında babasını ve böyle bir ülkede iğneyle kuyu kazarak elde ettiği bireysel başarı, azim ve sabırını saymıştır. Pamuk, ödül Türkiye’nin tanıtımında önemli bir yoldur türünden açıklamalar yapmasına karşın, minnettar oldukları arasında Türkiye yoktur. zaten Mahfuz’da ödülü alan ülkemdir dememiştir. bu benzeri ülkeler için doğal karşılanması gereken bir tutum.- bütün bu tutumlar çerçevesinde söyleyeceğim şudur. Pamuk büyük bir değerdir ama Türkiye’nin bu değeri hak edebilmesi için daha çok zamana ihtiyacı vardır. daha bir tek kitabını bile okumamış olan insanlar, malum konuda eleştrilecek onca makam ve devlet varken, etkisi gerçekten tartışılması gereken siyasi demeçler veren bir edibin (ben bunu şöyle ifade etmiştim: kaç Orhan Pamuk bir fransa parlementosu yapar ki, Pamuk’a yüklenmeyi kolay bulanlar, fransa’nın karşısında suskun-etkisiz kalmak zorunda kalmışlardır) yazarlığını ve verilen ödülü, halk’ın gözünde küçültmek için ellerinden geleni yapmışlardır.- nobel ödüllü bir yazar çıkarmış bir ülkenin asıl yapması gereken, en basitinden, vatandaşlarını en azından bir kitap daha okutma yönünde desteklemesi olmalıydı. gelecek tepkilerden çekinerek, nobel almış bir yazarın kitaplarını satmaktan korkan kitapçıların olduğu bir ülke olarak bilinmeyi yeğler görünen bir ülke olmamalıyız.
nobel almış bir yazarın kitaplarını satmaktan korkan kitapçıların war olduğunu söylemişsiniz ancak aksine örneğin kadıköyde bütün kitapçıların vitrinlerinde orhan pamuk’un kitapları yer almaktadır.Kitap okumayı sevdirmenin yolu ermeni soykırımının war olduğunu kabul ettirmeye çalışmak değildir!
ben bunu yazarken, Pamuk’a ropörtajında yöneltilmiş bir soruyu ve kendi izlenimlerimi temel aldım. nobel almadan önceki durumla aldıktan sonraki durum mutlaka farklıdır ama böylesi bir korkuyu ticari kaygıyla hissedecek kitapçıların varlığından da eminim ve hatta gittiğim birkaç yerde de gerçekten benim adım kırmızıyı bulamamıştım. ayrıca olayı sadece istanbul penceresinden görmek ne kadar doğrudur o da ayrı bir soru. bir tahmine ve okuduğum bir soruya dayalı bir görüştü, doğruluk payını istatistik olarak verecek durumda olmadığım malumdur sanırım.
Orhan Pamuk’un işi hikaye yazmak değil mi, yazmış Bavul hikayesini okumuş millete onlarda göğe çıkarmışlar ne ala.”Acıklı güzel bir hikaye yazayım, babacağızımı işe katayım, herkesi kalbinden yakalayıp, Türkiye için söylediklerimi unutturayım he he he …”HaberTURK televizyonunda “haydi Orhan Pamuk’u karşılamaya” şeklinde bir yazı gün boyu ekranın köşesindeydi, neredeyse her kanal nobel törenini gurur duyduklarını açıklayarak yayınladı.Affetme Türkiye bu yapılanları, unutma yaz bir kenara…
Amma abarttiniz siz bu nobel isini ya. Nobel bilimsel bir odul olarak verildiginde gercekten kiymetlidir. Yani yarin bir gun bir bilim adamimiz bir calismasiyla nobel alirsa, o zaman ‘hah iste olmus, gogsumuz kabarmis’ diyebiliriz. Cunku bilim evrenseldir, faydalari tum insanliga etki eder. Ancak bunun disinda sonradan eklenmis Nobel Baris Odulu, Nobel Iktisat Odulu, Edebiyat Odulu gibi seyler, siyasi ve populerlik katmak icin uyduruktan odullerdir diyebiliriz. Belki cogu odulden daha asil gorunebilir, ancak Nobel denilen seyi taclandiran sey bu oduller degildir.Zaten edebiyat dil ile yapilir. Akliniz mantiginiz nasil elverir Turkce’yi bilmeyen insanlarin Turkce eserlere edebi yonden yaklasmasini? Kim karar veriyor neye gore hak edip etmedigini? Okuyucu mu? Turkce dil uzmanlari mi? Yoksa ‘turkiye bu aralar gundemde, bu orhan denen herif de masallah kil kisilik olmayi basarmis, kitaplari da var, sanirim ne demek istedigimi anladiniz arkadaslar?’ diyen akademisyen kilikli masa basi tipleri mi.Yanarim yanarim da, bu kus beyinlilerin hayatimiz boyunca iki bir ‘Ahanda bak Orhan Pamuk nobel aldi, super edebiyatci soyle boyle’ diyecekleridir. Esasinda icten pazarlikla, pisirik ve aksine pek de utanmaz bir moron oldugunu bildigimiz halde.
ödül edebi yönden çok, İstanbul’u ve Türk halkını Avrupa’nın enstürmanlarıyla Avrupalıya tanıtmakta başarılı olduğu için verildi sanıyorum, Dünya’da kitabı en çok basılan yazar olduğu da gerçek. Kitaba başka türlü değer veriyorlar, dikkat ettiyseniz kitaplar kalın yani yaprak adedi çok ve yaprakları kaliteli kağıttan, ayrıca ciltli ve özel kapaklı buna rağmen makul fiyatta okunabilsin, okuyana zevk versin diye. Bizde ise alabildiğine ucuz kağıt, karton kapak, kalitesiz baskı ve alabildiğine pahalı fiyat, okunmasın yada çabuk eskiyip atılsın diye. Kaç kişinin evinde kütüphane var, plazma tv nin yerine merak konusu.
Gelismekte olan ulkemin, az gelismis irkci ve fasistlerinin dayanilmaz banalligi bu yukarida yazilanlar.Hitler’de hic bir zaman icin ‘ben irkci ve fasistim’ dememistir. Alman milliyetcisidir kendisine gore.Birakin da rahat rahat gurur duyalim bu olayla yahu.Siz gurur duymuyormusunuz? ee biraz bekleyin bakalim. Agca yakin da saliverilecek. O zaman onu karsilamaya gidip ‘Turkiye seninle gurur duyuyor’ sloganlari esliginde gogsunuzu kabartirsiniz.
@ap’cik, cok humanist arkadas, sanane be sen mi aldin odulu neden gurur duyuyorsun? Ne farki var turkun, cinlinin, hintlinin? Hepsi alinca duy gururunu as evinin en gozde kosesine? Ha kardesim haksiz miyim?Sen ne gururu duyuyorsun be. Adam senin atana cellat demis, barbar demis, dusunceye saygisiz, modern olmayan demis. Ya bu bkunda boncuk bulmus gibi konusana gurur duyacaksin, ya da gecmisinden utanacaksin. Oyle sloganlarla olmuyor bu isler, sen ne gururundan bahsediyorsun. Gurur duyulacak bir sey varsa o da bu adama haddini bildirenlere (dovun demiyorum, sadece umursamayin diyorum) duyulacak duygudur. Yabancilar skim hiyar dese tuzla kosmayin be bi.
Şimdi bir insanı söyledikleri yüzünden neden infaz etmeye kalkıyorsunuz? söylediklerine katılmıyorum deyip geçersiniz. Ki! Düşünce özgürlüğü dediğimiz de böyle bir şeydir. Suça ve şiddete teşvik etmedikten sonra herkes düşüncelerini söyleyebilir. Sen de düşünceni söyle. Yok haddini bildirelim, yok bilmem ne……İyi bari birde adamı dövelim tam olsun.Ayrıca çok güzel bir atasözümüz var. Yiğidi öldür, hakkını yeme diye. Pamuk gerçekten iyi bir edebiyatçıdır.
O zamanlar Ağca’nın kendi kendine suikast düzenleyecek; ne aklı, ne maddi gücü olmayan bir genç olduğunu bilmiyorsunuz. Sözlerinizi Papa suikastinin, Sovyetler birliğinin Romanya gibi ülkeler aracılığıyla yaptırdığını bilmeksizin söylediğiniz belli. Avrupada olan, ne iş olsa yapacak, doldurulmuş bir Türk gencinin, taşeron olarak seçilmesi, dikkatlerin amerikan müttefiki Türkiye üzerine çekilmesini sağlamak adına, manidardır. Bu insanı kınamak yada göklere çıkarmak yanlış olur. Avrupalı gözüyle, papaya suikast yapan Ağca barbar, geçimsiz, hıristiyan düşmanı Türklerden sadece biridir. Bu örneği niçin seçtiğiniz belli. “Biz bu adamla mı gurur duyacağız, yoksa nobel alan Pamukla mı ?” diye soruyorsunuz. Pamukla gurur duymamız avrupalı gözünde bizim yerimizi değiştirmeyecek.Aksine; “Türkler ne saf istediğimiz çamuru atıyoruz medyada bir kaç reklam vererek imajımızı tazeliyoruz” diyorlar. Hatırlamıyorum Ağca ile gurur duyduğumuzu mu yazdık bir yerlerde? “Pamuk mu, Ağca mı?” gibi bir seçenek yokluğu içine itip bize faşist yakıştırması yapamazsınız. Biz faşist değiliz, faşist olmamız için ellerinden geleni yapanlara rağmen değiliz.Nobeli haketmediğini söyleyen çok güçlü bir sürü kalem var onlar tartışıyor meseleyi. Ben hak edip etmediğini tartışmam, edebiyatla ilgilenmediğimden değil, kıyaslayacağım veri bankam bu meseleyi tahlil edecek kadar geniş olmadığından yorum yapmam. Gerçekten haketmiş olabilir, mesele Orhan Pamuk’un Nobel Ödülü alması değil, hala bunu idrak edememişsiniz.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
“babam sen nobel alacaksın” demişti kısmını biraz atmasyon buldum.Hayır! benim babam da sen çok ünlü olacaksın dedi, ama nerdeee.Orhan Pamuk’u yerden yere vuran medya, türkçe konuşma yapınca bir an da söylediklerini unutup; adamcağızı bağırlarına bastılar. Bu da ayrı bir ironidir.
olayı biraz komik buluyorum nedense. yani babası neden plutzier yada grammy ödülü alacaksın dememişte nobel demiş. kendi ülkesi hakkında yazıp çizdikleri sonucunda gerçektende yerden yere vurulmayı haketmiş bir şahsiyet olarak, isveç gibi bir ülkede türkçe konuşma yapması beni hiçbir konuda tatmin etmez. ortodoks rum patriğide türkçe konuşuyor ona kalırsa. yani, öyle bir ülke olmuşuz ki, öyle lüzumsuz laubaliliklerle kavruluyoruz ki… yani, onca zaman kaldım isveçte, o kadar tanıdığım var ve kimse kalkıpta orhan pamuğa tapınacak değil. isveçliler, böylesi bir çeşit yazara ödülü zevkine bile vermiş olabilir diye düşünüyorum. değişik bir metabolizma onlara göre belkide. sonuçta demokrasi kavramıyla top oynar gibi oyun oynayan bir ülke. her ne kadar monarşi ile yönetiliyor olsada 🙂
Dogan medyasi tv showu yaptiracak herhalde Orhan Pamuk’a yalamaya basladi simdiden.
İsveçe monarşi ile yönetiliyor diyecek kadar uzun süre kalmışsın sanırım orada. Bu site süzme salaklarla doldu. Demokrasi kavramıyla top oynar gibi oynayan ve monarşiyle yönetilen ülke. Hakikaten sıktınız artık.
@siyahın matemi arkadaşım, sen önce konuşmayı öğren, en azından iletişim kuracak kadar. sonra bu adresten bir kontrol et bakalım, ne ile yönetiliyormuş isveç… sonra burada bulunan bütün kullanıcılardan özür dile! “bu site süzme salaklarla doldu” lafını geri al! terbiyesizliğin alemi yok! jag har varit många år i Sverige
Ingiltere, Ispanya, Isvec turu ulkelerin parlementer sistem ile degil monarsi ile yonetildigini dusunmek biraz garip dogrusu.Semboliktir krallar, kraliceler oralar da. Ulkelerine turizm katkilari nedeni ile o konumdadirlar. Baska da bir ise yaramazlar zaten.
Pamuk`un babasi cocuguna 1500 kitap birakmis, bizim pederin evdeki kitapligi 500 u gecmiyordu. Benim babam hic bana buyuk adam olacaksin da demezdi. Hep essek sipasi olduk. Bastan kaybetmisiz nobeli biz. Bir de her yabancinin elinde Pamuk`un kitaplari gezmeye basladi. Sanirim avrupada kitap okuyan herkes bu abinin kitaplarindan ille bir tane almaya kendini mecbur hissediyor. Saglam reklam yaptilar.
Hmm..Sanırım hafif’teki pek çok yazıda olduğu gibi bu yazının da linkine bakılmadı! Yazıyı buraya yazmaktaki amacım siyaset tartışılsın diye değil, konuşma metni tartışılsın diyeydi. Ortada çok büyük ve önemli bir başarı sözkonusu (kitapları 49 dile çevrilmiş bir Türk yazardan sözediyoruz) ama herkes bambaşka şeyler konuşuyor. Bu da neden hala pek çok konuda gerideyiz sorusunun yanıtı işte. Orhan Pamuk sevmeyenler, hiç okumamış olanlar ya da okumaya fırsat bulamamışlar için bile örnek bir “nobel edebiyat konuşmasıydı” Babamın Bavulu ve neden bu büyük ödüle layık görüldüğünün de kanıtıydı bir anlamda. Edebiyat tartışacaksak adam gibi tartışalım, düşünerek, dinleyerek, anlamaya çalışarak ve -artık lütfen- takdir etme alışkanlığını ve olaylara farklı açılardan bakabilme yetisini kazanma konusunda kendimizi eğiterek.. Bunları yapamıyorsak eğer bu işe hiç bulaşmayalım ya da siyaset/kimlik tartışmak istiyorsak bunu ilgili alanlarda ve seviyeli bir şekilde yapalım. Bana söylemek istediklerinizi (eger varsa) özelden yazın da burada daha fazla gereksiz ve anlamsız yazılar yer almasın. Olur mU? Anadilime ve dünyadaki bütün okurlarına bu gurur verici ödülü kazandırdığı için Orhan Pamuk’u bir kez daha tüm içtenliğimle tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum!
kraldan çok kralcı olmanın yanlış olduğunu düşünüyorum evet yıllar sonra bir türk nobel ödülü aldı diyeceğiz çocuklarımıza fakat burada şunu sormak gerekir yaşar kemal nazım hikmet orhan pamuktan daha kötü yazarlarmıydıki nobel ödülünü orhan pamuk a verdiler.Nobel bir amaç değil bir sonuç olarak görülmelidir.Dolayısıyla Orhan pamuk’un nobel den önce verdiği demeçler nobeli amaç olarak gördüğünün kanıtıdır.Orhan Pamuk’u kutlarken bunlarıda göz ardı etmeyelim!
– Orhan Pamuk Nobel’i hak ederek almıştır.- Emre Kongar’ın yorum farkı programını kapatırken, konuşmayla ilgili bir eleştrisi vardı; konuşmadaki dil bilgisi hatalarıyla alakalı. duygu yükünü aktarabilmiş ama dil bilgisi yönünden zayıf hazırlanmış bir konuşma metni olduğunu vurguladı.- ben konuşmayı dinledim ve izlenimim Pamuk’un iyi bir edip ancak hitab kabiliyeti o kadar iyi olmayan biri olduğu yönündedir. zaten bu gerekli de değildir. sanırım hitaben hazırlanan bir metinin, yalnızca yazı dünyasında başarılı biri tarafından yazılmasında da mükemmellik beklememeli.- bunun dışında konuşmasında Türkiye’den bahsederken, dilinde hep bir özlemin, düşünce özgürlüğü özleminin olması bana, gene nobel ödülü sahibi Mısır’lı Necip Mahfuz’un ‘ödülün asıl sahibi dildir’ vurgusunu hatırlattı. yani Pamuk müteşekkir olduklarını sıralarken, yalnızca, içinde olgunlaştığı bir kaynak olarak ülkesini, bunun dışında babasını ve böyle bir ülkede iğneyle kuyu kazarak elde ettiği bireysel başarı, azim ve sabırını saymıştır. Pamuk, ödül Türkiye’nin tanıtımında önemli bir yoldur türünden açıklamalar yapmasına karşın, minnettar oldukları arasında Türkiye yoktur. zaten Mahfuz’da ödülü alan ülkemdir dememiştir. bu benzeri ülkeler için doğal karşılanması gereken bir tutum.- bütün bu tutumlar çerçevesinde söyleyeceğim şudur. Pamuk büyük bir değerdir ama Türkiye’nin bu değeri hak edebilmesi için daha çok zamana ihtiyacı vardır. daha bir tek kitabını bile okumamış olan insanlar, malum konuda eleştrilecek onca makam ve devlet varken, etkisi gerçekten tartışılması gereken siyasi demeçler veren bir edibin (ben bunu şöyle ifade etmiştim: kaç Orhan Pamuk bir fransa parlementosu yapar ki, Pamuk’a yüklenmeyi kolay bulanlar, fransa’nın karşısında suskun-etkisiz kalmak zorunda kalmışlardır) yazarlığını ve verilen ödülü, halk’ın gözünde küçültmek için ellerinden geleni yapmışlardır.- nobel ödüllü bir yazar çıkarmış bir ülkenin asıl yapması gereken, en basitinden, vatandaşlarını en azından bir kitap daha okutma yönünde desteklemesi olmalıydı. gelecek tepkilerden çekinerek, nobel almış bir yazarın kitaplarını satmaktan korkan kitapçıların olduğu bir ülke olarak bilinmeyi yeğler görünen bir ülke olmamalıyız.
nobel almış bir yazarın kitaplarını satmaktan korkan kitapçıların war olduğunu söylemişsiniz ancak aksine örneğin kadıköyde bütün kitapçıların vitrinlerinde orhan pamuk’un kitapları yer almaktadır.Kitap okumayı sevdirmenin yolu ermeni soykırımının war olduğunu kabul ettirmeye çalışmak değildir!
ben bunu yazarken, Pamuk’a ropörtajında yöneltilmiş bir soruyu ve kendi izlenimlerimi temel aldım. nobel almadan önceki durumla aldıktan sonraki durum mutlaka farklıdır ama böylesi bir korkuyu ticari kaygıyla hissedecek kitapçıların varlığından da eminim ve hatta gittiğim birkaç yerde de gerçekten benim adım kırmızıyı bulamamıştım. ayrıca olayı sadece istanbul penceresinden görmek ne kadar doğrudur o da ayrı bir soru. bir tahmine ve okuduğum bir soruya dayalı bir görüştü, doğruluk payını istatistik olarak verecek durumda olmadığım malumdur sanırım.
Orhan Pamuk’un işi hikaye yazmak değil mi, yazmış Bavul hikayesini okumuş millete onlarda göğe çıkarmışlar ne ala.”Acıklı güzel bir hikaye yazayım, babacağızımı işe katayım, herkesi kalbinden yakalayıp, Türkiye için söylediklerimi unutturayım he he he …”HaberTURK televizyonunda “haydi Orhan Pamuk’u karşılamaya” şeklinde bir yazı gün boyu ekranın köşesindeydi, neredeyse her kanal nobel törenini gurur duyduklarını açıklayarak yayınladı.Affetme Türkiye bu yapılanları, unutma yaz bir kenara…
Amma abarttiniz siz bu nobel isini ya. Nobel bilimsel bir odul olarak verildiginde gercekten kiymetlidir. Yani yarin bir gun bir bilim adamimiz bir calismasiyla nobel alirsa, o zaman ‘hah iste olmus, gogsumuz kabarmis’ diyebiliriz. Cunku bilim evrenseldir, faydalari tum insanliga etki eder. Ancak bunun disinda sonradan eklenmis Nobel Baris Odulu, Nobel Iktisat Odulu, Edebiyat Odulu gibi seyler, siyasi ve populerlik katmak icin uyduruktan odullerdir diyebiliriz. Belki cogu odulden daha asil gorunebilir, ancak Nobel denilen seyi taclandiran sey bu oduller degildir.Zaten edebiyat dil ile yapilir. Akliniz mantiginiz nasil elverir Turkce’yi bilmeyen insanlarin Turkce eserlere edebi yonden yaklasmasini? Kim karar veriyor neye gore hak edip etmedigini? Okuyucu mu? Turkce dil uzmanlari mi? Yoksa ‘turkiye bu aralar gundemde, bu orhan denen herif de masallah kil kisilik olmayi basarmis, kitaplari da var, sanirim ne demek istedigimi anladiniz arkadaslar?’ diyen akademisyen kilikli masa basi tipleri mi.Yanarim yanarim da, bu kus beyinlilerin hayatimiz boyunca iki bir ‘Ahanda bak Orhan Pamuk nobel aldi, super edebiyatci soyle boyle’ diyecekleridir. Esasinda icten pazarlikla, pisirik ve aksine pek de utanmaz bir moron oldugunu bildigimiz halde.
ödül edebi yönden çok, İstanbul’u ve Türk halkını Avrupa’nın enstürmanlarıyla Avrupalıya tanıtmakta başarılı olduğu için verildi sanıyorum, Dünya’da kitabı en çok basılan yazar olduğu da gerçek. Kitaba başka türlü değer veriyorlar, dikkat ettiyseniz kitaplar kalın yani yaprak adedi çok ve yaprakları kaliteli kağıttan, ayrıca ciltli ve özel kapaklı buna rağmen makul fiyatta okunabilsin, okuyana zevk versin diye. Bizde ise alabildiğine ucuz kağıt, karton kapak, kalitesiz baskı ve alabildiğine pahalı fiyat, okunmasın yada çabuk eskiyip atılsın diye. Kaç kişinin evinde kütüphane var, plazma tv nin yerine merak konusu.
Gelismekte olan ulkemin, az gelismis irkci ve fasistlerinin dayanilmaz banalligi bu yukarida yazilanlar.Hitler’de hic bir zaman icin ‘ben irkci ve fasistim’ dememistir. Alman milliyetcisidir kendisine gore.Birakin da rahat rahat gurur duyalim bu olayla yahu.Siz gurur duymuyormusunuz? ee biraz bekleyin bakalim. Agca yakin da saliverilecek. O zaman onu karsilamaya gidip ‘Turkiye seninle gurur duyuyor’ sloganlari esliginde gogsunuzu kabartirsiniz.
@ap’cik, cok humanist arkadas, sanane be sen mi aldin odulu neden gurur duyuyorsun? Ne farki var turkun, cinlinin, hintlinin? Hepsi alinca duy gururunu as evinin en gozde kosesine? Ha kardesim haksiz miyim?Sen ne gururu duyuyorsun be. Adam senin atana cellat demis, barbar demis, dusunceye saygisiz, modern olmayan demis. Ya bu bkunda boncuk bulmus gibi konusana gurur duyacaksin, ya da gecmisinden utanacaksin. Oyle sloganlarla olmuyor bu isler, sen ne gururundan bahsediyorsun. Gurur duyulacak bir sey varsa o da bu adama haddini bildirenlere (dovun demiyorum, sadece umursamayin diyorum) duyulacak duygudur. Yabancilar skim hiyar dese tuzla kosmayin be bi.
Şimdi bir insanı söyledikleri yüzünden neden infaz etmeye kalkıyorsunuz? söylediklerine katılmıyorum deyip geçersiniz. Ki! Düşünce özgürlüğü dediğimiz de böyle bir şeydir. Suça ve şiddete teşvik etmedikten sonra herkes düşüncelerini söyleyebilir. Sen de düşünceni söyle. Yok haddini bildirelim, yok bilmem ne……İyi bari birde adamı dövelim tam olsun.Ayrıca çok güzel bir atasözümüz var. Yiğidi öldür, hakkını yeme diye. Pamuk gerçekten iyi bir edebiyatçıdır.
O zamanlar Ağca’nın kendi kendine suikast düzenleyecek; ne aklı, ne maddi gücü olmayan bir genç olduğunu bilmiyorsunuz. Sözlerinizi Papa suikastinin, Sovyetler birliğinin Romanya gibi ülkeler aracılığıyla yaptırdığını bilmeksizin söylediğiniz belli. Avrupada olan, ne iş olsa yapacak, doldurulmuş bir Türk gencinin, taşeron olarak seçilmesi, dikkatlerin amerikan müttefiki Türkiye üzerine çekilmesini sağlamak adına, manidardır. Bu insanı kınamak yada göklere çıkarmak yanlış olur. Avrupalı gözüyle, papaya suikast yapan Ağca barbar, geçimsiz, hıristiyan düşmanı Türklerden sadece biridir. Bu örneği niçin seçtiğiniz belli. “Biz bu adamla mı gurur duyacağız, yoksa nobel alan Pamukla mı ?” diye soruyorsunuz. Pamukla gurur duymamız avrupalı gözünde bizim yerimizi değiştirmeyecek.Aksine; “Türkler ne saf istediğimiz çamuru atıyoruz medyada bir kaç reklam vererek imajımızı tazeliyoruz” diyorlar. Hatırlamıyorum Ağca ile gurur duyduğumuzu mu yazdık bir yerlerde? “Pamuk mu, Ağca mı?” gibi bir seçenek yokluğu içine itip bize faşist yakıştırması yapamazsınız. Biz faşist değiliz, faşist olmamız için ellerinden geleni yapanlara rağmen değiliz.Nobeli haketmediğini söyleyen çok güçlü bir sürü kalem var onlar tartışıyor meseleyi. Ben hak edip etmediğini tartışmam, edebiyatla ilgilenmediğimden değil, kıyaslayacağım veri bankam bu meseleyi tahlil edecek kadar geniş olmadığından yorum yapmam. Gerçekten haketmiş olabilir, mesele Orhan Pamuk’un Nobel Ödülü alması değil, hala bunu idrak edememişsiniz.
kendi hezeyanlarından söz etmiş genelde, ilkokul kompozisyonlarını değerlendirme amaçlı kullanıulan,bilir eleştirileri emre kongarın.