Özer Baysaling tarafından bir kaç yıl önce kaleme alınan Ateş Dansı kitabının baş kahramanı yaşadığı dönem (1950 li yıllar) Amerika’da dans ederken yeri yerinden oynatan ve kitabın yazarının kaybettiği eşi Necla Ateş‘ten bahsetmek istiyorum. (Asıl adı:Naciye Batır) Önce Tatar Naciye sonra Necla Ateş, gazeteci Metin Toker’in taktığı isimle: Türk LokumuHollywood yapımı pek çok filmde danslarıyla yer alan Necla Ateş için pek çok işi Amerika’nın yolunu tutarlar ,onun gibi dans ederek onun kadar şöhretli olabilmek için. O zamanlar sadece Amerika değil Avrupa da yanmaktadır onun için. Kullandığı Cadillac marka otomobilin anahtarı altındandır. Açtığı dans okulunun yanında sahneye çıktığı büyük klüplerden bolca para kazanır.Unutulmaz aktörlerimizden Muzaffer Tema’nın on yıl önce bir röportajda anlattığına göre Necla Ateş’in o zamanlar on dakikalık dansı için beşyüz Dolar para veren oluyordu, Arap şeyhlerinin, Amerikalı zenginlerin tekliflerine kulak tıkıyor parasının hesabını bilmiyordu.
Ateş dansı ile bir döneme damgasını vuran Necla Ateş’in hayatını bir anda değiştiren şey ise aşktır. Özlediği ülkesine geldiği zaman aşık olduğu Olimpikler adlı akrobasi grubunda gösteri yapan ve kendisinden onbeş yaş küçük Özer Baysaling’e deli gibi aşıktır ve gözü ne ün ne para görmektedir.Özer Baysaling ile birlikte olmak uğruna adamın ailesinin mesleğini bırakması şartını kabul eden Necla Avrupa ve Amerika’dan sonra ülkesine yerleşir. Ancak eldeki avuçtaki , dans ederken su gibi kazandığı ne kadar hazır parası varsa yavaş yavaş bitmektedir.Her ne kadar aşk karın doyurmuyor da olsa Özer ile Necla’nın aşkı ölene kadar sürer. Ne giden şöhretin acısı, ne Hilton oteli sonrası taşınılan gecekondunun havasızlığı ,ne biten bir milyon dolarlık servetin , ne satılan mücevherlerin, ne de ayrıldığı petrol kralı eski nişanlısının özlemi yıkar onları. Ancak zaman geçtikçe Necla’nın bağlandığı bir şey daha vardır:alkolAlkol bağımlılığı ve kendisinden yaşça çok küçük olan ve ara sıra kendisini aldatan Özer’i kıskanması, kavgaları sonucu bir süre ayrı kalırlar , bu süre zarfında Özer Baysaling okulunu bitirerek avukat olur ama beş parasızdırlar, artık satacak bir küpe bile kalmamıştır ve yaşadıkları yer penceresi dahi olmayan bir yerdir. Resmi olarak evlendiklerinde ise ilişkilerinin üzerinden 15 yıla yakın bir zaman geçmiştir.Para, mücevher,dans, aşk,şöhret,para,parasızlık, ev,evsizlik , evlilik, alkol derken amansız bir hastalıktır (karaciğer kanseri) Necla Ateş’in hayatındaki yeni arkadaşı. Hatta SSK hastanesindeki tedavisi sırasında odalarda yer olmadığı için sedyelerde bile yatar.Pek çok starın hayatı gibi Onun da hayatı zirveden en dibe inişle son bulur. Son yıllarını alkole bağımlılıkla geçirir ancak maddi durumları çok parasız oldukları döneme göre daha iyidir, başucunda ise hep uğruna herşeyi teptiği Özer vardır. SSK hastanesi ise yaşamının son bulduğu yer.Kaynaklar:TÜRK LOKUMU NECLA ATEŞCasino de Parisden SSK koridorlarınaTürk lokumu Nejla Ateşİşte huzurlarınızda gerçek “Türk Lokumu”nun acıklı öyküsü
yorumlar
yaw ne zaman böyle bir hayat hikayesi okusam, güzel günleri için sevineyim mi yoksa kötü geçen günleri için üzüleyim mi bilemem.içimde hep bi burukluk kalır…
ilk defa bu kadar ünlü olan bir Türk öğrendim
göbek diyecektin zaar…
he
biz yetişemedik Necla ATEŞ hanımefendiye.her yılbaşı saat 00:00 olduğunda iki kişiyi beklerdik TRT ekranlarında. Biri Zeki MÜREN, diğeri ki memleketimin bütün erkeklerinin daha çok özlemini çektiği ve yılda bir kez TV ekranında gördüğümüz Nesrin TOPKAPI hanımefendi.su gibi akardı su. öylesini henüz daha görmüş de değilim bu güne kadar.özlemle anıyoruz efenim…
analım efendim
analım derken hala hayatta kendisi. bir süredir özel bir üniversite de dans dersleri veriyor biliyorum…
anılmak için ölmek mi lazım efendim 😀
Ugh. Ateş suyu içip, ateş dansı izlemek. Daha ben ne istemek…
ateşte yanmak olabilir mi:D
Ateş bastı nazogelin.
dans et geçer
Denerim.
ha gayret
delikanlıyı bozar…
ney:P
Hayat işte, böyle şeyler her insan için söz konusu.Not: Cadillac ve türevleri, hatta Camaro gibi arabaların anahtarları bir dönem gerçekten altın kaplamaydı, bu standart bir özellikti, renkleri sarıydı ve üzerlerinde yazardı “gold plate” diye.Hey gidi günler…
hey ki ne hey:D dean wincherter’e altın anahtarlık yaptırmam için altın gününe girecek kadınmıydım ben
yıldızlarda kayar durmaz yerinde bir gün güzeligin söner seninde
ne oldum demicen
vay be .bizim akibetimiz nasıl olacak bakalım
Allah hayırlı son versin
kadın mr.spaykın dişisi gibi ,uzay yolunda da dans etmişmidir.atılganın köprüsünde kaptak kirk ,spayk ,kumandan o’hara doktor ve bilumum tayfa felekten bir gece çalmak ister ve köprüde alem vardır.spaykın türünün son temsilcisi oldugu sanılmakta iken bahsedilen dansöz ablamız köprüde sallamaya başlar.herkes galaksi dolarlarını ablaya yapıştırırken ,spayk köşede aşkına bakmaktadır.
ya da spayk da tatardır ama yapımcılar işe enteresan yönler katıp bizleri yemek adına spayk için zittirilop gezegeninden gelen türünün son örneği demektedirler,bu daha olası
ama yinede spayk efendi bi çocuktur
o kadar efendi olsaydı, çekile çekile o kulaklar o hale gelmezdi.hocam sen ne içtin 🙂
spaykın arkasından konuşmayalım bence:D
çay içiyorum
afiyet, bal,şeker olsun…
ne mutlu sana
çayın bu kadar etkili bir madde olduğunu bilmezdim…
çay yaptım olacak.
niyetlen ilgili bişey çay olayı
o zaman olur bak, fark etmez o zaman çay yada kahve yada her neyse…
he
aslında çay yapılmaz demlenir
ben yaptım olacak dedim ya sen yapma demle
çay yapabilene imrenirim doğrusu, geri kalmışız mirim hala demlemekle uğraşıyoruz.elalem direkt olarak yapıyor.bu amerikalılar aşmış işte aşmış…ayada bunnar gitmişti dimi
ali ağaoğlu yaparsa ben de yaparım demlemem
çay yaptıktan sonra mı ay’a gitmiş bunnar?du bi çay da ben yapim…
ali topu atali çay yapali ağa olali ağa oğlu olali bi git ya
herkesin havuzlu evi olcek ondan sonra gider.misyonu var adamın…
zaten adamların teknolojik milatları çayı demelemekten vazgeçip direkt olarak yapmaları ile başlamış.sonra ver elini yeni buluşlar ilim irfan çağı.şu çay yapma hadisesinden sonra jüpitere bile gitseler şaşmam doğrusu.demleyen olarak bizler hala evin yolunu bulamazken.
vallahamı,herkesin mi olacakmış?benimde olacakmıymış bir soru verin sevabına
gerek yok. olcek, senin de olcek. herkesin olcek.nası olcekse gari…
vaktiylen demirelde herkesin 3 anahtarı olacak demişti olmayınca ben pek kırılmıştım
1 ini mi almıştık o anahtarın…
ben hiçbirini almadımda sizi bilmem
ben de almadıydım
demekki kimse almamış
ben hatırlamıyom, hissetmedim de ama almış olabilirim…
çayı yaptım oldu
ay’a çıkacan sen, orası kesin artık…
ali ağaoğlundaki gibi takım taklavat bizde de 25 kilo olsaydı biz de çıkardık dicem ama ağaoğlu kıskandım sanır kırılır
😀
ne takımıki bunlar
inşaat malzemesi zannımca. başka ne olabilir ki?
futbol takımıda almış olabilir.abramoviç modeli yani.
kilo diyo. çimento, tuğla falandır o. temel atcek ya…
ülkenin en büyük tuğla fabrikası da onunmuş meğer röportajında okudum evlerinde kendi tuğlalarını kullanıyormuş haspam