ATATÜRK GELECEGi Mi GÖRÜYORDUBazı bilim adamlarına göre geleceği görme yeteneğinin merkezi diansefal denilen ve sempatik sinir sisteminin birleştiği beyin merkezimizdir.Bu sinir sistemi diğer sinir sistemlerimizden çok daha farklıdır.Bilim adamlarımıza göre atalarımızda ilk olarak gelişen beyin kısmı diansefaldir.Tarihteki önemli karakterlerimizin içgüdüleriyle hareket etmesini sağlayan altıncı his beynin bu merkezindeydi beklide.Günümüzde belli kişilerde kendini gösteriyor ve geçmişe oranla daha ender ortaya çıkıyor.Atatürk gibi duyarlı kişilerde beynin bu bölümünün daha faal olduğu düşünülebilir.Atatürk’ün yaşamında geleceği görme gücünün kainatlarına rastlanmıştır.En tarafsız örnekte Kurtuluş Savaşında görülmüştür zaten.Muhiddin Arabi gelecek üzerine yazdığı kitabında Atatürk’ü kastederek şunları söylemiştir;‘Devleti Aliye yıkılacak.Batıdan uzun boylu,mavi gözlü bir adam gelecek.Serbest Fırka kuracak.Adınada Serbest Cumhuriyet denilecek.Dünya milletini tanıtacak ve hükümdarlığı 15 sene sürecek’BULGAR iVAN MANELOF’A SÖYLEDiGi KEHANETLER…Mustafa Kemal Türk milletinin yaşadığı sıkıntılardan onları kurtaracağını biliyordu.Koşullar ne olursa olsun içindeki umudu hiçbir zaman söndürmedi Mustafa Kemal.Ve Selanikte yaptığı konuşmasında söylediği sözler bir bir gerçeğe döndü zamanla.”Bir gün gelecek ben.hayal olarak gördüğünüz bu ınkılapları başaracağım.Mensup olduğum Türk milleti bana inanacak.Bu millet gerçeği görünce arkasından yürür.Saltanat ortadan kalkacaktır.Devlet tek çeşit bir unsura dayanmayacak.Din ve devlet işleri arasındaki farklılıklar ortadan kalkacaktır.Emin olunuz ki bunların hepsi bir bir olacaktır”BU KEHANETiNE DÜSMAN GÜÇLERi DE iNANMAMiSTi…Düşman ordusunu tamamen yok etmek amacıyla başlatılan Büyük Taarruz amacına ulaşmıştı.İtilaf devletleri ATATÜK”le görüşmek için kendisinden randevu istedikleri zaman Atatürk elçilere”Sizinle 9 eylül 1922 de NİF kasabasında görüşebilirim” demişti.İşin garip tarafıda Türk orduları o sırada Nif”ten çok uzaktalardı.9 Eylül günü oraya varmaları imkansızdı.Bu bir savaştı ve yarın ne olacağını önceden kestirmek mümkün değildi.Aradan 10 gün geçti ve bu sözleri nutuk”ta şöyle dile getirmişti ULU ÖNDER;” 9 Eylül Günü Nif”te idim.Fakat benden randevu isteyenler orda yoktu”MUSTAFA SAGiR’iN CASUS OLDUGUNU iLK KONUSMADA BiLMESi…16 Mart 1920”de İstanbulu”un işgal edilmesi ile Kemalettin Sami Paşa Anadoluy”a geçerken gemide bir Hintli ile tanışır.Bu Mustafa Sağırdır.Harekete yardım etmek amacı ile Hint Müslümanlarının kendisini gönderdiğini söyler ve bu sözler Paşayı etkiler.İstanbula bir telgraf çeker ve Mustafa sağır ile ilgilenmelerini söyler.Bir süre sonra Mustafa Kemal”e Mustafa sağırı överek anlatır ve görüşmelerini ister.Mustafa Kemal görüşmeyi kabul eder ve Mustafa Sağır”ı yanına çağırır.Görüşme uzun sürer ve daha sonra Sağır gönderilir.İki paşa yalnız kalınca Atatürk’Bana bak bu adam casus’der.Sami Paşa’Aman Paşam sizde çok şüphecisiniz’diyerek Atatürk’e inanmaz.Atatürk yaverini çağırarak’Bu İngiliz Hintli casus olacak.Kendisini takip etsinler.Mektuplarınıda çok dikkatli okusunlar’der.Bundan sonra mektuplar o dönemde kimya hocası olan Avni Refik Bey’e verilir.Bir iki tecrübeden sonra gizli yazılar bulunur.Mustafa Sağır yakalanarak suçu itiraf ettirilir ve idam edilir.