Bu yazının içeriği tamamen gerçeklere dayanmaktadır, hiçbir paragrafta kurgulama yoktur.
Ocağın yanında yapma çiçek
Her şey eşimin lüzumsuz bir sorusuyla başladı diyebilirim:“Birtanem, tost makinesi nerde?”“Mutfak dolabının üstünde.”“Neden orda?”“??? (Birazcık düşündükten sonra) Bilmem. Annem koydu oraya.”
Tost yapma işinin benim için bittiğinin resmidir
Evet, annem bizde. On beş günlüğüne gelmişti, hatta çok fazla kalamam deyip duruyordu ama bir aydan fazla oldu geleli. Yanlış anlatmış olmayayım şikayetçi değilim, evim bir temizlik yüzü gördü sayesinde. Bulaşıkları yıkıyor, yemek pişiriyor, gecenin bir yarısı kızım ağladığında ya da sabahın beşinde uyandığında onunla ilgileniyor. Çamaşır yıkayıp ütü yapıyor. Ve evde, çok da önemli olmayan ama farketmeye başladığımdan beri bana komik gelen kendince dekoratif düzenlemeler yapıyor. Nasıl mı?
Yok erimiyor, o kadar yakmıyorlar kaloriferi
Salonda sehpanın üzerinde kullandığımız, on dokuz aylık kızımın yapraklarına kast etmeye başlamasıyla masanın üzerine aldığımız yapma çiçeği mutfakta ocağın yanına koydu mesela. (En azından kızımın oraya ulaşamayacağı kesin.)
Bir süre sonra insan farketmiyor bile orda olduğunu
Tembellerin tembeli olduğum için raftan almakla, fişi prize sokmakla uğraşmayayım diye tost makinesinin tezgahın üzerinde hazır ve de nazır olmasına özellikle önem verdiğim halde birgün onu mutfak dolabının üzerinde gördüm.Banyodaki kalorifer peteğiyle duvar arasına sıkıştırılmış bir maşrapa gözüme ilişti bir başka gün. (Başka bir gün faraşın aynı kaderi paylaştığına şahit oldum ama neyseki o gözden ırak bir yere kavuşabildi. Şanslı faraş.)
Postmodern bir yaklaşım
Tırnak makası, lavabo aynasının yanındaki boş bir çiviye asılı bize bakıyor. Hâlâ.Kayınpederimin Denizli’den gönderdiği Pamukkale kartpostalı mutfakta su borusuna sıkıştırılmış bir vaziyette. ( Nasıl bir sanatsal yaklaşımdır bu böyle? )
Fena olmamış bence
Aslında bardak altı olan seramik bir parça, havlu askısında küçük bir duvar süsüne dönüştü annem sayesinde.Küçük kavanozlara koyduğu baharatların adlarını büyük harflerle kavanozların üzerine yazdığını gördün birgün. “Ne olduğunu düşünmezsin, hemen kullanırsın.” dedi açıklama niyetine. Tarçın, hindistan cevizi içi, susam ve çörek otu koyduğu kavanozların içinde ne olduğu görünüyor ama bir önemi var mı şimdi bunun?O gidince ben de bu ufak değişikliklerin üstünden geçeceğim tabii. Henüz bir şey değişmeden canım annemin icraatları bu yazıyla bâki kalsın istedim.On beş günlüğüne geldi ama bir aydan fazla oldu geleli dedim ya. Şikayetçi değilim kesinlikle. İki hafta daha kalması için ikna ettik bile kendisini.
yorumlar
süper 🙂
Ben şu postmodern su borusu arkası kartpostal dizaynını evimin muhtelif noktalarında denedim. Fena da olmadı hani. Ama dirsek bölgeleri dışında kullanmayın. T kısımalarında hakikaten pek postmodern durmuyor.
Tost makinası orada pek derli toplu durmuş.Her gün tost yapmıyorsun ya canım.Benim bir komşu mikrodalga fırınını odasının birine koymuştu nedenini sorduğumda tezgah üstünde kalabalık sevmiyormuş.Tezgah bomboş.Aksine benim tezgahta da ne ararsan elinin altındadır.
Aslında bizim de mikrodalga gerçi tezgahın üstünde ama normal fırın buzdolabının üstünde duruyor. Ondan anneni biraz yakın hissettim kendime.
Canım annem. Çalıştığım dönem bana çok yardımı dokunmuştur. Bütün anneler birbirine benziyor herhalde. Şimdi gelinim yalvarıyor ne olurrr gel diye bi salata yapsam yetermiş
Güzel exorientelix ellerine sağlık..bu arada bazı alışkanlıkları üzerlerinden atmak mümkün olmuyor ama ortaya da böyle gülümsetici bir tablo çıkıyor.
yazıyı çok beğendim ben 🙂 en başta söze girişi, anlatım tarzı, fotoğraflar, emek var yazıda. ve tabi anne de oldukça başarılı 🙂 her ikinizin de eline sağlık..
akoni gelinin mi?