bildirgec.org

ev işi hakkında tüm yazılar

Ütü yapmak hiç bu kadar rahat olmamıştı…

Beacool | 23 March 2010 13:08

Nasıl yani?
Nasıl yani?

Bugüne kadar hayatıma giren hiç kimsenin ütü yapmayı sevdiğini görmedim. Şahsen de severek yaptığım bir şey değil. Bir de birikirse tam bir kabus oluyor. Hele o kafasına göre takılan ve genelde bozulmaya meyilli ütü masaları yok mu…
Ütü masaları bugüne kadar sadece çamaşırlarınızı üstünde tutmaya yaradılar. Ama bu misyonları yeni zamazingomuzla değişmek üzere. Leifheit StarLine Airbase olarak anılan bu masa size ütüde resmen yardım ediyor. Gayet basit işlemlerle güzel sonuçlar çıkaran bu icatçık ütüye ayırdığınız zamanı kısaltmayı hedeflemiş.

Mantık olarak eğlence merkezlerinde “hava hokeyi” diye anılan sistemin ütü masasına entegresi diyebiliriz. Yüzeyinde üfleme ve emme gibi iki işlevi barındırıyor. Emme işlevi giysilerinizi masaya sabitleyip daha rahat bir şekilde kaymadan ütü yapmanıza yardımcı olurken inatçı kırışıklıklarda buharın direk içinden geçip masanın aşağısına gitmesine izin verdiği için daha kolay açılmaya yarıyor.

Er Kişi Kadın İşi

exorientelux | 14 October 2009 09:32

Evden içeri adımımı attığımda bir farklılık sezmiştim ama tam olarak tanımlayamamıştım durumu; zira böyle bir ihtimal, ihtimal olarak bile yer etmemişti zihnimde. Biz babamızdan böyle görmemiştik ne de olsa, öyle bir babanın oğlunun da kendini aşıp yazısız kuralları alt üst edeceği, dedim ya zihnimde bir ihtimal bile değildi. İş bu yazım, bir süredir bende kalan ve “bana hayatta her şey mümkündür” dedirten erkek kardeşime ithaf edilmiştir…

Efendim, elle tutulur hiçbir iş yapmadan geçen bir haftasonunun ardından Pazartesi sabahı salonu dağınık, mutfağı bir yığın bulaşıkla bırakıp erkenden okula gittim. Dersler, öğrenciler derken harala gürele bir okul günü geçirdik. Son zil çaldığında, çalışan kadınların makûs kaderine ortak olduğumdan, benim mesaim bitmiş sayılmıyordu tabii. Daha eve gidecek, dağınıklığı toplayacak, bulaşıkları halledecek bir de yemek işine girecektim. Günün ve bütün bu düşüncelerin yorgunluğuyla kapıyı açtığımda evde bir farklılık sezmiştim ama tam olarak tanımlayamamıştım durumu. Salona geçince yüzümde “Oooo bizim çocuk etrafı toparlamış, bazı eşyaların yeri yanlış olmuş ama sağolsun” tebessümü yayıldı. Eve girip de derli toplu bir yer görmek hoş olmuştu tabii. Ama mutfağa girince tam bir şok yaşadım. Neden mi? Bulaşıklar yıkanmıştı! Dağ gibi olmasa da ufak bir tepe niteliği kazanmış olarak bıraktığım bulaşıkları zannetmiyorum ki çoğu erkek yıkamak istesin. Ama kardeşim tencereden bardağa hepsini yıkamış, çöpleri bile bir poşete koyup balkona çıkarmıştı. Ve gözlerimle görmesem inanmayacağım bir şey daha gördüm mutfakta: Ocak tertemizdi! Elimizi vicdanımıza koyup söyleyelim lütfen, tamam, erkeklerin bulaşık yıkaması rastlanır bir şey de, ocağı temizlemeyi akıl edebilecek ve buna yeltenecek kaç er kişi vardır şu dünyada?

Ütü Yapmak

exorientelux | 02 February 2009 13:39

Ütü yapmayı sever misiniz? Ben severim. Bazen tembellik edip ütülenecek giysileri bu küçük dağları ben yarattım kabilinden biriktirdiğim olur ama eninde sonunda kolları sıvayıp üstesinden gelirim hepsinin. Oysa ev işi sevmem; süpürmek, toz almak, çamaşır hele hele bulaşık yıkamak ve dahi yemek yapmak oldum olası ertelediğim hani neredeyse evi şey götürecek seviyeye getirdiğim işlerdendir. Ütü yapmak dışında. Gecenin bir vakti ya da sabahın beşinde – altısında ütü yapasımın geldiği vâkidir.

Az önce de ütü yaptım zaten, kızımın giysilerini, eşimin gömleklerini bir güzel ütüledim. Ve düşündüm… Lise zamanlarında da okul formamı ben ütülediğim için geçmişten gelen bir el alışkanlığı ile mi bana zor gelmiyor ütü yapmak? Ya da üniversitede ailemden uzakta yaşadığım ve her işimi kendim yapmak zorunda olduğum için o zamandan kazanılmış bir beceri mi acaba? Oysa çamaşır, bulaşık ve dahi yemek de erinmemem gereken işler olmalı değil mi bu durumda? Neden ütü yapmak başka kefede diğerleri başka?

patron kim?

mansonilized | 23 April 2008 17:22

Gündelikçimin (şimdi bak aşağılıyor filan diyecek olan olur isteyen ev işleri yardımcısı, isteyen temizlikçi desin bir rahat verin ama ben gündelikçi diyeceğim ) ütüledim dediği giysileri dolapta kırış kırış bulmam üzerine cinnet geçirip seri bir şekilde bulduğum yeni gündelikçi yanıma ilk geldiğinde açıkçası biraz ezildim. Gözlerine sürme çekmiş, rengarenk boncuklardan oluşan küpeler, kolye ve bilezik takmış, hafif bir makyaj yapmıştı. Sabah zorla tokanın içine sokuşturduğum solgun saçlarım, üzerime döktüğüm mürekkep yüzünden lekelenmiş önlüğüm ve ailevi göz altı morluklarımla bir an özür dilerim siz şöyle koltuğa oturun ben ayakta beklerim demek geldi içimden. Aslında o an her şeyi anlamalıydım…

Annem Dekoratör Olsaymış…

exorientelux | 02 March 2008 14:53

Bu yazının içeriği tamamen gerçeklere dayanmaktadır, hiçbir paragrafta kurgulama yoktur.

Ocağın yanında yapma çiçek
Ocağın yanında yapma çiçek

Her şey eşimin lüzumsuz bir sorusuyla başladı diyebilirim:“Birtanem, tost makinesi nerde?”
“Mutfak dolabının üstünde.”
“Neden orda?”
“??? (Birazcık düşündükten sonra) Bilmem. Annem koydu oraya.”

Tost yapma işinin benim için bittiğinin resmidir
Tost yapma işinin benim için bittiğinin resmidir

Evet, annem bizde. On beş günlüğüne gelmişti, hatta çok fazla kalamam deyip duruyordu ama bir aydan fazla oldu geleli. Yanlış anlatmış olmayayım şikayetçi değilim, evim bir temizlik yüzü gördü sayesinde. Bulaşıkları yıkıyor, yemek pişiriyor, gecenin bir yarısı kızım ağladığında ya da sabahın beşinde uyandığında onunla ilgileniyor. Çamaşır yıkayıp ütü yapıyor. Ve evde, çok da önemli olmayan ama farketmeye başladığımdan beri bana komik gelen kendince dekoratif düzenlemeler yapıyor. Nasıl mı?

Yok erimiyor, o kadar yakmıyorlar kaloriferi
Yok erimiyor, o kadar yakmıyorlar kaloriferi

Salonda sehpanın üzerinde kullandığımız, on dokuz aylık kızımın yapraklarına kast etmeye başlamasıyla masanın üzerine aldığımız yapma çiçeği mutfakta ocağın yanına koydu mesela. (En azından kızımın oraya ulaşamayacağı kesin.)

Bir süre sonra insan farketmiyor bile orda olduğunu
Bir süre sonra insan farketmiyor bile orda olduğunu

Tembellerin tembeli olduğum için raftan almakla, fişi prize sokmakla uğraşmayayım diye tost makinesinin tezgahın üzerinde hazır ve de nazır olmasına özellikle önem verdiğim halde birgün onu mutfak dolabının üzerinde gördüm.

Banyodaki kalorifer peteğiyle duvar arasına sıkıştırılmış bir maşrapa gözüme ilişti bir başka gün. (Başka bir gün faraşın aynı kaderi paylaştığına şahit oldum ama neyseki o gözden ırak bir yere kavuşabildi. Şanslı faraş.)

Postmodern bir yaklaşım
Postmodern bir yaklaşım

Tırnak makası, lavabo aynasının yanındaki boş bir çiviye asılı bize bakıyor. Hâlâ.

GENÇ KIZLARIN EVDEN UÇUŞU

Hanedan | 04 February 2008 20:11

Geçenlerde kızımın matematik öğretmeninin, yemek pişirmeyi bilen var mı? diye sorduğunu, kendisinin ise “bilmiyorum” dediğini, “bilsem de söylemezdim” şeklinde ekleyerek anlatması, toplumsal değişmenin çok çarpıcı bir göstergesidir.

Modernizmin getirdiği yeni hayat şartları dünyanın en kadim kurumu olan ailenin temel yapısına etki ederek keskin değişikliklere neden olmuştur. Şüphesiz bu durumdan en çok kadının aile içindeki statüsü etkilenmiştir.

Günümüz şartlarının her alanda azami ihtisaslaşma sağlamasıyla ev hanımlığı gibi her tür çeşitliliği içinde barındıran faaliyetler de bu gelişimden nasbini almış ve birçok iş gibi ev işleri de uzmanlarına havale edilmeye başlanmıştır.
Çağımızda ev kadınlarının yaptığı her faaliyetin alternatifi olarak dışarıda en profesyonelcesinin sunulması rolleri değiştirmiştir. Baklavanın en iyisi, elbisenin en güzeli kadının elinden değil erkeğin cebinden çıkmaya başlamıştır. El emeğinin öldürücü rakibi sanayileşmenin çarklarına takılan ev hanımlığının evdeki varlık alanı, gittikçe daralmaya başlamıştır. Bu süreç, ev kadınlarını, her şeyin hızla değiştiği ve kolaylaştığı şartlardan pratik olarak kazançlı çıkarmışsa da, varlık gösterdiği ana alanda aynı zamanda yenilgiye uğramıştır. Kadının artık, her şeyin en iyisinin ev dışında var olabildiğini keşfetmiş olan aile bireylerine, kendi yaptıklarını beğendirmesi zorlaşmış; doğal olarak gelişen bu süreç “evdeki kadını” yeni bir statü arayışına sürüklemiştir. Bundan böyle kadın, uzmanı olduğu alanda faaliyet göstererek, yaptıklarını maddi bir değere dönüştürüp kendini başarılı olduğu alanda görünülür kılarak “iş kadını” kimliğine yöneltmiştir. Enerjisini tüketerek üreten modern insan profili çizen kadının bu durumu aile içindeki duruşunu derinden etkilemiş, erkek egemenliğini sağlamlaştıran eski düzenin taşlarını tümden yerinden oynatmıştır.

çamaşır makinesi tasarımları…

pamukdoktor | 17 January 2008 10:40

Lg yeni tasarımı Steam Washing Machines ile çamaşır makinelerinin sadece beyaz eşya olmadığını göstermiş.Gayet renkli ve oldukça sevimli olmuşlar.Ama her güzel şey gibi bunlar da sınırlı sayıda üretilmiş🙁

Evlilik ve Ev işi

erdenk | 29 August 2007 11:12

George Mason Üniversitesi‘nden araştırmacıların 28 ülkeden 17.000 insan üzerinde yaptığı araştırmaya göre kadınlar erkeklerden daha çok ev işi yapıyor. Bu zaten bilinen bir şey; ancak araştırmanın ilginç sonuçlarından birisi şu: Birlikte yaşayan çiftler ev işlerinin dağılımında eşitliğe önem verirken bu önem araya evlilik girince kayboluyor. Açıklaması ise şöyle.
Birlikte yaşayan çiftler kadın-erkek eşitliğine inanıyor ve ev işlerini bölüşüyorlar, evlenen çiftler ise kadın-erkek eşitliğine inansalar dahi gelenekselleşme etkisini gösteriyor ve erkekler ev işi yapmayı bırakıyor.