Likantrofi’den bahsetmeden evvel belirtmek gerekir; özünde bir insanın bir hayvana dönüşmesi fenomeni ya da ruhunun bir hayvana ait olduğunu sanması sendromu olarak genelleyebileceğimiz bu hal therianthropi olarak adlandırılmalıdır. (Eski Yunanca therion ve anthropus kelimelerinden türetilerek, yani desteksiz atarak değil ki, therion vahşi hayvan, anthropus ise insan ya da adam anlamlarına geliyor.)Böyle adlandırmak belki de daha doğruyken (therianthropi), Avrupa’da genellikle kurt hayvanına dönüşme şeklinde ortaya çıktığından bu sendrom, lykanthropia olarak tanımlanmıştır. (Gene açıklamak gerekirse Eski Yunanca Lykos yani kurt ve bildiğiniz üzere anthropus kelimelerinden yola çıkarak)Dikkatinizi çekmiştir (umarım) Avrupa’da genelde kurta dönüşme sendromu olarak ortaya çıktığından… dedim yukarıda, hakikaten ecnebiler bu konuda az takıntılı değil…Bir kere Yunan mitolojisinde rastlaşabileceğiniz Lykaon (ki kendisi Arkadia ülkesinin kralı olur), insan eti yediğinden ve utanmadan bir de bunu Zeus’a yedirdiğinden cezalandırılır. Kurt olmaya hüküm giyen kral böylelikle kurtadam fenomenine belki de ilk örnek olur. (Daha eskisini ben bulamadım, bilen varsa beri gelsin!)Bu da yetmez, Calus pilnius Secundus, yani şu ilk Pilnius’u evlat edineni Historia Naturalis adlı eserinde ne tesadüftür ki gene Arkadia’ya yolculuk eden bir adamın kurda dönüştüğünü rivayet eder. Ardından Romalı müstesna yazarlar Vergilius ve Petronius da kurtadamlardan dem vururlar, “versipellis”, diyerekten. (…yani tersyüz edilmiş olmadıysa ters derili gibi anlamlara geliyor bu da Türkçe’mizde) Yetinmemişler üstüne de Heredetos, İskit ülkesinde yılın bir günü kurda dönüşen bir kavimden bahsetmiştir. Bu kavmin adı geçmese de metinlerde Hyperborea’lar olsa gerekler:)Ecnebilerin sendromu olarak tabir ettim likantrofiyi çünkü benzeri bir hayvana dönüşme sendromu farklı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde bir therianthropi olarak karşımıza çıkar, şaman inanışlarına uzanarak. Örnekse Hindistan’da kaplana, Güney Amerika’da jaguar, Japonya’da tilki ve Afrika kabilelerinde sırtlana dönüşme gibi.Belirtmek gerekir Türk şaman kültüründe de kam, ötealemlerle iletişime girmek için bedeninden ayrılır, yerin dibine ve göğün yedi kat ötesine yolculuklarında bir bitki, su, ateş ya da hava olabileceği gibi kartal, karga gibi kuşlara yahut kurt, ayı, tavşan ve benzeri hayvanların görüntüsüne bürünürdü inanış olarak…
yorumlar
güzel yazı olmuş, eline sağlık, ama ufak bir dipnot geeceğim;
burada likantrofi ile polimorfizm (polimorphizm-çoklu şekil, şekil değiştirme) kavramlarını bir ayırman gerekir. Özellikle druidik kültürde beden değiştirmek likantrofiden farklıdır. Şaman, mensubu olduğu disiplinin izin verdiği yaratıkların formunu alır, ya da onlara kumanda eder (sanki varmış gibi söyledim ha bu arada). Bu konuda bizzat şahit olduğum enteresan olaylar da var, çveneburi nin ileriki bölümlerinde anlatacağım inşallah.
Haklısın EUQON, likantrofi zaten kurda dönüşme sendromu dersek kamların dönüşümüyle uzaktan yakından alakası yok. Polimorfizm aklıma gelemiş yazarken kavram olarak, teşekkür ederim katkın için:)
bu tarz hıkayeleri yada mıtosları bende çok beğenırım ve ılgı ile takip ederim de karavin resım çok ürkütücü ya…ellerine sağlık güzel yazı olmuş.equon senın yazının devamını da merakla beklıyoruz.
janset; rica ederim.miyazaki; maalesef bu sıra çok az vaktim var, ancak yazacağım tabii bi denyoluk olmazsa 🙂
şimdi aklıma geldi. likantrofi kavramının ortaya çıkışına ilişkin daha eski hikayeler var tabii. Şunu okumanı tavsiye ederim.miyazaki: “karavin resım çok ürkütücü ya…” demişsin; değil be bence warepoodle, wareterrier falan gibi, süper sevimli geldi bana 🙂
:))aslında resım sevimli de @euqon. sanırım ince detaylara ve ayrıntılara gösterilen önemden dolayı çok gerçekçi geldi.ve bu yüzden hikayelerini fılmlerini seyrettiğim şey bırden o mıstık havasından çıktı da şöylee bi kendime geldım:))
Ya ben resmi görünce acaip korktum…