Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen bazı ülkelerde yazılı, bazılarında ise yazısız genel kabul görmüş kurallar silsilesidir. Anayasa denilen bu belgeyle ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır.Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir.Devletin temel kanunudur.Vatandaşların temel hak ve görevlerini bildirir..
Eğer anayasa normlarında devletin temel yapılanması hakkında ayrıntılı bilgilere giriliyor ve düzenlemeler yapılıyorsa bu düzenleyici anayasadır. Türkiye anayasası düzenleyici bir anayasadır.Anayasa normları sadece devletin temel yapılanmasını çiziyor ve düzenlemeyi kanunlara bırakıyorsa bu ise çerçeve anayasadır.İlgili Madde :Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve yurtta sulh, cihanda sulh arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.Atatürk İlkeleri :Temel İlkeler* Cumhuriyetçilik,* Milliyetçilik,* Halkçılık,* Devletçilik,* Laiklik,* İnkılapçılık.Bütünleyici İlkeler * Milli egemenlik* Milli bağımsızlık* Milli birlik, beraberlik ve ülke bütünlüğü* Yurtta sulh, cihanda sulh* Çağdaşlık* İnsan ve İnsanlık sevgisi* Akılcılık, bilimcilik, gerçekçilikAtatürk İnkilapları :Siyasal devrimler* Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)* Türkiye’nin Yeniden İdari Teşkilatlanması* Ankara’nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)* Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923* Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)* Çok Partili Rejim DenemeleriToplumsal devrimler* Kadınların Erkeklerle Eşit Haklara Sahip Olması (1926 – 1934)* Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925* Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)* Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934* Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)* Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk (1925 – 193Eğitim ve kültür alanındaki devrimler * Öğretimin Birleştirilmesi (3 Mart 1924)* Harf Devrimi (1 Kasım 1928)* Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1 Nisan 1931, 12 Nisan 1931)* Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)* Güzel Sanatlarda Yenilikler* Medreselerin Kapatılması 1926* Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun 1926* Millet Mekteplerinin Açılması 1920* Üniversite Reformu 1933Ekonomi Alanında Devrimler * Aşar(Öşür) Vergisinin Kaldırılması (17 Şubat 1925)* Çiftçinin Özendirilmesi* Örnek Çiftliklerin Kurulması (1925)* Sanayi Teşvik Kanunu (28 Mayıs 1927)* I. ve II. Kalkınma Planları (1933, 1937).* İzmir İktisat Kongresi 1923* Tarım Kreedi Kooperatiflerinin kurulması* Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün kurulması* Ticaret ve sanayi odalarının kurulması* Kabotaj KanunuHukuksal devrimler* Mecellenin Kaldırılması (1924 – 1937)* Medeni Kanun ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924 – 1937)* Ceza Kanunu* Yeni Anayasanın Kabulü (1924)* Teşkilatıesasiye Kanunu (1924)* Şer’iyye Mahkemelerinin Kapatılması (1924)Bunları mı kaldırmayı düşünüyorsunuz?
Zamanında hatırlarsanız Ab tarafından Kemalizm, Türkiye’nin ilerlemesi ve Ab ye katılımı için engel teşkil etmektedir şeklinde açıklamalar yapılmıştı. Şimdi de militarist(!) anayasanın sivilleştirilmesi adı altında çalışmalara alttan alta kamuoyu ısındırılıyor. Anayasa da militarist olan ne varsa artık? (sadece anayasanın oylanmasında zamanın darbeci devlet başkanının da meşrulaştırılması var)Korkarım akp ye bu kadar oyu veren halk, atatürk milliyetçiliğinden arındırılmış, üniter devlet yapısından federal devlet yapısına geçisi sağlayacak bir anayasa değişikliğine de gönül rahatlığıyla evet diyecektir.
Sanki seksen sene evvel bu ülke kurulurken halk, atatürk ideolojilerini benimsedide kuruldu, sanki seksen sene boyunca laik kemalist bürokrat-askeri zihniyet bu yasaları yaparken halka gitti de halk bunu kabul etti de yapıldı, yıllarca üniterlik adına totaliterlik dayatıldı topluma şimdi sivil anayasa deyince bürokrasinin ve laik azınlığın ödü patlıyor, bak ben size söliyeyim darbe falan yapsın asker bu halka verirseniz anayasayı bırakın değiştirmeyi anasını bile ….. (anladın sen onu)
Laik azınlık ha:))) valla çok ilginç, dışarıda yıkıcı birtakım odaklarla içerdeki işbirlikçilerin dilleri anında aynı oluyor. Bravo valla, taktire şayan süratte organize olmak diye buna denir.
ser-hus: sen kaç yaşında dünyaya geldin?yanlış anlaşılmasın, olayı kişiselleştirmek gibi bir niyetim yok sadece böyle bir yoruma karşılık böyle bir soruya cevap almak gerek diye düşündüm.
Kemalizm’i din karşıtı bir düşünce olarak belleyen kesimi fena korkutmuştur açıklamalarıyla.At gözlükleri çıkarılıp söyledikleri okununca adamın çalışmayan kurumları harekete geçirecek, darbe anayasasını kaldıracak, anayasayı modern ve ideolojilerden arınmış hale getirmek için çalıştığını görüyoruz.Haa bir de biz bu anayasayı değiştireceğiz demiyor, önümüzde 5 sene var ve biz ülkeye yeni bir anayasa yapmak istiyoruz deniliyor. Hala ülkenin tek partili chp yönetimindeki gibi yaptık bitti zihniyeti ile yönetildiğini sananların anlamaması doğaldır. Uzun yıllardan beri ilk defa %45 oy oranının üzerine ulaşmış bir partinin chp kökenli anayasa profesörü diyor ki : Artık yeni bir anayasa yapma vatki gelmiştir bunu da muhalefetle birlikte yapacağız.Sabah, öğle ve akşam kemalizm hapı yutup, resmi tarih, türkün damarlarında akan asil kan goygoyu ile büyüyüp henüz dünya gerçekleri nedir, anayasa nedir, demokrasi nedir uyanamamış bünyeyi bozması normaldir bu açıklamaların.Biz halkız ve kendi anayasamızı yazarız diyecek kadar zekası çalışmayan adamın sıkıştığı zaman bu ülkede bir tehlike olursa askerin müdahalesi mübahtır demesi gayet normaldir. Bu kitle gözümde ümmetçilerden bile tehlikeli bir kitle haline gelmiştir. Halksın sen halk! Bunu unutma bir zahmet. O anayasayı senin yazman lazım askerin değil.
işte ben buna sosyal evrim derim! reha muhtar haberciliğinden mimelenmiş arkadaşlara sesleniyorum,bırakın bu işleri, şapkayı önünüze koyun da artık esas kimin beyni örümceklenmiş bi görelim..şimdi bi reklam sloganıyla devam edelim; mutluluğu tüketmekle yakalayacaklarını zannedenler birgün mutlluluklarınıda tükkettiklerinde napıcaklar? üretin arkadaşlar, eleştirirkende üretin, tüketmeyin,saygılar efenimm..
Arkadaşımız bir yerden copy paste etmiş. Boşa gitmesin dedim. Ben de Atatürkçülüğün ülkemizi ne kadar kalkındırdığıyla ilgili bir kaç şey yazmak isterim. Gerçekte ne kadar uygulandı ve başarısı ne kadardır diye düşündüm. (evaluation of process yani)* Atatürk İnkilapları :Siyasal devrimler* Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)[Bürokratik-askeri saltanat gelmiştir. Değişen bir şey yok]* Türkiye’nin Yeniden İdari Teşkilatlanması[Osmanlı İmp. tek bir eyaleti olan Anadolu elimizde kaldığı için kaçınılmaz hadise]* Ankara’nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)[İyi olmuştur. Ama İç anadolu’daki daha köklü şehirler de olabilirdi]* Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923[Halkın seçtikleri 5-6 kez indirilmiş hatta idam edilmiştir. Cumhuriyete bak sen!?]* Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)[Gerekliydi. Müteşekkiriz]* Çok Partili Rejim Denemeleri[Deneme değil göz boyamadır.]Toplumsal devrimler* Kadınların Erkeklerle Eşit Haklara Sahip Olması (1926 – 1934)[Kadın ve erkek hâlâ eşit değildir…]* Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925[Gereksizlik abidesi bir olay. Kardeşim giysilerle değil kafayla Batılı olunur.]* Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)[İyi olmuştur. Ama ıslah edilip edilemeyeceği de araştırılmalı idi.]* Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934[Devrim falan değil kıytırık bir kanundur]* Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)[Yeni bir düzen getirecekseniz eskiye muhakkak küfretmek gerekir. Bu bağlamda bir kanun.]* Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk (1925 – 193[Önemli ve mühim bir karar. Müteşekkirim.]Eğitim ve kültür alanındaki devrimler* Öğretimin Birleştirilmesi (3 Mart 1924)[Medrese ve mektep tefrikasını kaldırmıştır. Medresedeki alimler değerlendirilememiş hatta bir kısmı muhalefet ettikleri için asılmıştır. (Ulucanlar)]* Harf Devrimi (1 Kasım 1928)[Türk milletinin eskiyle bağının koparılması adına yapılmış bir olaydır. Yeni bir düzen getirecekseniz eskiye muhakkak küfretmek gerekir. ]* Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1 Nisan 1931, 12 Nisan 1931)[Türkçeyi sadeleştireceğiz diye Nutuk’u bile anlamaz bir hale sokmuşlardır. Helal olsun. Güneş Dil Teorisi gibi geri zekalılıklar da cabası.]* Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)[O kadar iyi düzenlenmiş ki dünyada ilk 500 de bir tane bile üni. yok.]* Güzel Sanatlarda Yenilikler[İçi boş bir laf]* Medreselerin Kapatılması 1926[Yukarıda bahsettik.]* Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun 1926[Kanun yani efsane bir durumu yok.]* Millet Mekteplerinin Açılması 1920[Eğitimi yurt sathına yayma adına olumlu fakat düşünme yerine yeni devletin resmi dogmaları enjekte edilmiştir.]* Üniversite Reformu 1933[O kadar iyi düzenlenmiş ki dünyada ilk 500 de bir tane bile üni. yok.]Ekonomi Alanında Devrimler* Aşar(Öşür) Vergisinin Kaldırılması (17 Şubat 1925)[Populist bir olay]* Çiftçinin Özendirilmesi[Millet sanayileşme adına hamleler atarken biz halkı tarımla oyaladık. Bunun sebebi de halkın tarımla uğraşıp devlet işleriyle asla ilgilenmemesinin istenmesi]* Örnek Çiftliklerin Kurulması (1925)[Aynı sebep]* Sanayi Teşvik Kanunu (28 Mayıs 1927)[İçeriğine bakmak lazım.Bilgim yok]* I. ve II. Kalkınma Planları (1933, 1937).[İçeriğine bakmak lazım.Bilgim yok]* İzmir İktisat Kongresi 1923[Kongre yapmanın efsane bir durumu yok. Sonuç ne derseniz orasını kimse bilmiyor. Sadece kongre yapmışız]* Tarım Kreedi Kooperatiflerinin kurulması[Tarımsal bir ekonomi modeli öngörülmüş. Populist bir yaklaşım]* Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün kurulması[Tarımsal bir ekonomi modeli öngörülmüş. Populist bir yaklaşım]* Ticaret ve sanayi odalarının kurulması[Lonca ve benzeri teşkilatlat vardı. İsim değişikliği]* Kabotaj Kanunu[İçeriğine bakmak lazım.Bilgim yok]Hukuksal devrimler* Mecellenin Kaldırılması (1924 – 1937)[Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi. Malum ulusalcılık falan ya. Ordan burdan ithal etmişiz.]* Medeni Kanun ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924 – 1937)[Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi. Malum ulusalcılık falan ya. Ordan burdan ithal etmişiz.]* Ceza Kanunu[Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi. Malum ulusalcılık falan ya. Ordan burdan ithal etmişiz.]* Yeni Anayasanın Kabulü (1924)[1921 Anayasasının bütünleyiciliği kaldırılmış olsa da iyi bir gelişmedir.)]* Teşkilatıesasiye Kanunu (1924)[Arkadaş Teşkilat-ı Esasiye’nin ne olduğunu bilmemektedir. Ctrl+C, Ctrl+V olayı. Bu ardada Teşkilat-ı Esasiye, Anayasa demektir.]* Şer’iyye Mahkemelerinin Kapatılması (1924)[Yerine daha iyisi getirilememiştir. Şu anki hukuk sistemimiz malum. Hâlâ inliyor adaletsizlikten..]Ülkemize demokrasiyi bir nebze de olsa tattırması benim için en büyük iftihardır. (İnsan hak ve hürriyetleri, cumhuri sistem vs.) Atatürk’ün en büyük devrimi de budur benim açımdan. Atatürk şimdi olsaydı ve şuan ki dünya konjonktörünü görseydi acaba ne yapardı? 1923 dünyasıyla aynı şeyleri yapmayacağı açık bir hakikat. Bu bağlamda da zaten inkılapçılık diye bir ilke bırakmış. Ama bizim Atatürkçüler, Atatürk’ü laik ibr insana indirgeyerek onu küçültmekten başka birşey yapmamıştır.
Zafer üskül’ün önerileri çok zamansız ve siyasette nasıl davranacağını bilmediğinin kanıtı. Teklifin içeriği ise tartışılabilir.Mualif Demokrat yukarda pek çok madde sıralamış. Hayatımda bu kadar sığ bir yorum görmedim açıkcası. Eleştirmek başka şey salt karşı olmak başka şey.Harf devriminden, ankaranın başkent olmasından bile şikayetçi bir zihniyet var maalesef bugün.Eskiye küfür ettiler dediğin zihniyet türk tarih kurumunu kurmuş. Türklüğü ilk defa doğru tanımlamış bir zihniyettir.Buradaki türklük sadece etnik anlamda değil kuşkusuz.”Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi” gibi garip yorumları yaparken acaba bugün sahip olduğumuz hakları o günün sarştlarında talep edebilmiş miyiz onu düşünmek lazım. Hem bu hak sana başkası tarafından verilmiş hem de öyle değil böyle olsaydı diyeceksin. Kimse böyle bir mücadeleye girmemiş.Soyadı kanunu da kıytırıkmış. Bu yorumu da yazabilecek bir zihniyet var helal olsun.O günün şartlarını bugünden bakrak yorumlarsak bile bu kadar saçma bir yorum asla ortaya çıkmaz.Ben kemalist falan değilim Zafer Üskül’ün de yaptığı açıklama tartışılabilir bir durum. Ama toplumdan ne kadar kopuk olduğu ortada. Halk popülizmi yaparak yapılan bu önerileri halkın da desteklediğini ortaya atmak düpedüz ahlaksızlık. Bunun kanıtı da hiçbir akpli yöneticinin bu öneriyipartinin politikası olarak görmemesi.Bu arada medyada başka öneriler de dolaşıyor mesela devletin üniter bir yapı olması demokratikleşme önünde engelmiş. Bunu da değiştirmek lazım gibi.Ve tabi en önemlisi gerçekten böyle ibr beklenti var mı halktan ?
Ya neyse, adamın ağzından sadece iki kelam çıktı. Döksün bakalım kemalizmden arınmış anayasa metnini de bir bakalım nasıl bir şeymiş. şu barolar birliğinin desteğiyle hazırladığı öneriyi bulamadım internette, kitapçılarda bulunur mu bakmak lazım. Gerçek o zaman chp nin de gazıyla hazırlanmış ama akp ye geçince kemalizm anlayışı da değişmiştir belki. görmek gerek…
yorumları okudum, aklıma neyzen geldi,herneyse 1933-38 arası uygulanan kalkınma planından bahsetmek isterim, 1937 de tamamlanmıştır, yani hedeflere 1 yıl önce ulaşılmıştır.ancaaaak daha da önemli bir konu var arkadaşlar, eğitim, eğitim şart, ama maarif teşkilatının eğitiminden bahsetmiyorum, bahsttiğim bilinçlendirme eğitimi ve devamı.kitap okuyan kaç kişi var ülkemizde bana göre her 100 kişiden ancak 1i ya da 2 si okuyor, gerisi okumuyor ya da okur gibi yapıyoryorumum alakasız gibi görünebilir, ama düşününce ve de bilinçli olarak bakınca, eğitimli beyinler olursak tartışmanın hazzını yaşayabiliriz gibi geliyor bana
bu arada yapılanlar sıralanmış ve eklentiler yapılmış1923 Türkiye’sinde, yapılanları bugünün şartları ile değerlendirmeyelim, bugünkü düşünce şeklimizle ele almayalım olayları, biz bugün serbest bir şekilde düşünebiliyorsak kime ya da kimlere borçlu olduğumuzu unutmayalımson olarak eğer eleştireceksek alternatifini de koymalıyız ki insanlar eleştirilerimizin sadece karalama adına yapılmadığını görsünler
@aggali: o gun yapilanlari bugunun sartlariyla degerlendirmeyeceksek, o gun yapilan bazi dayatmalarin da bugun artik gerekli olmadigini idrak edebilmis olmaniz lazim sanirim.
herneyse 1933-38 arası uygulanan kalkınma planından bahsetmek isterim, 1937 de tamamlanmıştır, yani hedeflere 1 yıl önce ulaşılmıştır.
Demek ki hedef düzgün konulmamış.
son olarak eğer eleştireceksek alternatifini de koymalıyız ki insanlar eleştirilerimizin sadece karalama adına yapılmadığını görsünler
Şu anda Türkiye’de bir sürü kör insan doğru düzgün hatanın nerede olduğunun bile farkında değil. Bu bağlamda sorunu bilmeden çözümü anlatmak imkanlı bir durum değil. 1923 yılında kalan bazı tipler var. 1930 model gazeteler ve “fikir adamları” (!?) var. Sorunu kabule ttikten sonra zaten çözüm arayışları otomatik olarak başlayacaktır ki başlamıştır zaten…
Mustafa Kemal in ilkelerindeki devletçiliği anlama anlayışı olmayan birisi için epey dogmaları yıkıcı bir yazı olmuş. Niye devletçilik için yemin edecekmişim :Dbak ya!sektörde tekeli oluşturmak için devletin elindeki kitlere yamananlar da zaten liberalizmi, serbest pisyasayı düşündüklerinden alıyorlar kitleri değil mi? al, yatışa geçir işletmeleri ondan sonra tekeli kur piyasa da. ne de olsa babalar gibi satan bir hükümet var iktidarda.Ahhh ah. dogmalar doğdu mertlik bozuldu.anayasadan Kemalizmi temizlemek isteyen dallamalar; anayasayı ele alacaksanız önce varılacak kararlar, toplanma sayısı, güven oyu, cart curt gibi sayısal değerlere iç tüzükler de dahil bir netlik kazandırarak ülkeyi bunalımların eşiğinden kurtarın. Ama yoook varsa yoksa Kemalizm, söylediğim konuları nasıl olsa işine gelen istediği gibi kullanıyor hiç yanaşırlar mı buna? tek işleri laiklik, halkçılık, devletçilik, milliyetçilik, cuhmuriyetçiliği polemiklere alet etmek. bu ilkeler neye engel oluyormuş; şöyle dogmalardan arınmış, ezber bozan bir yazıyla birileri anlatsa da biz aydınlansak…
“kemalizm” sözcüğü özellikle kullanılıyor bazı çevreler tarafından.. algıyı değiştirmek belki amaç bilemiyorum.. üstüne basa basa “kemalizm” diyorlar.. kominizm, kapitalizm, faşizm gibi bir sınıfa dahil etmek istercesine..Mustafa Kemal’i yargılamaya kalkmadan önce anlamak ve tanımak gerekir.. zamanın şartlarını da göz önünde tutarak hayatını ve mücadelesini incelemek gerekir.. mücedele ediş şeklini iyi değerlendirmek gerekir.. fikirlerinin oluşma safhalarını göz önünde bulundurmak gerekir.. tüm bunları yapmadan onu yargılama gafletine düşerseniz komik durumda kalırsınız..niyetleri önyargılarının ve hizmet ettikleri güçlerin istekleri doğrultusunda oluşan insanların yapacağı bu gibi atılganlıklar şaşırtmasın kimseyi.. yarın öbürgün Ertuğrul Gazi topmuş gibi bir lafla çıkagelirler karşınıza.. bunlar çok eski ve artık kokuşmuş komplo biçimleri.. bunun en sağlam örneği halen utanmazca fıkralara konu ettiğimiz Namık Kemal’dir.. ve her seferinde yiyoruz bu oyunu..ama yeni birşeyle de gelemiyorlar.. umudum bu.. çok akıllı da değiller yani..Atatürkçülüğü ADD seviyesinde, sadece içi boş, manasız, aptalca ve hatta bağnazca bir sevgi seli halinde kalmış hıyarlar yüzünden, Mustafa Kemal put gibi içi boşaltılmış bir kavram olarak sürülüyor önümüze.. sonra da zafer üskül gibi adamlar çıkıp, kemalizm çok gereksiz diyerek bu ülkenin sebeb-i hayatını yüreğinden söküp atmaya kalkıyorlar..bu kadar basit oynamayın.. bu kadar dalga geçmeyin bu milletle..
Yorumlar arasında en çok dikkatimi çeken söz “damarlarda dolaşan asil kan goygoyu” oldu. Atatürk’ün bize hitabının sonundaki sözle de dalga geçildi ya, bi siktirin gidin diyorum. Ciddiyim, gidin oğlum bu ülkeden ne işiniz var?
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Anayasa tanımı :
Eğer anayasa normlarında devletin temel yapılanması hakkında ayrıntılı bilgilere giriliyor ve düzenlemeler yapılıyorsa bu düzenleyici anayasadır. Türkiye anayasası düzenleyici bir anayasadır.Anayasa normları sadece devletin temel yapılanmasını çiziyor ve düzenlemeyi kanunlara bırakıyorsa bu ise çerçeve anayasadır.İlgili Madde :Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve yurtta sulh, cihanda sulh arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.Atatürk İlkeleri :Temel İlkeler* Cumhuriyetçilik,* Milliyetçilik,* Halkçılık,* Devletçilik,* Laiklik,* İnkılapçılık.Bütünleyici İlkeler * Milli egemenlik* Milli bağımsızlık* Milli birlik, beraberlik ve ülke bütünlüğü* Yurtta sulh, cihanda sulh* Çağdaşlık* İnsan ve İnsanlık sevgisi* Akılcılık, bilimcilik, gerçekçilikAtatürk İnkilapları :Siyasal devrimler* Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)* Türkiye’nin Yeniden İdari Teşkilatlanması* Ankara’nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)* Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923* Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)* Çok Partili Rejim DenemeleriToplumsal devrimler* Kadınların Erkeklerle Eşit Haklara Sahip Olması (1926 – 1934)* Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925* Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)* Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934* Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)* Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk (1925 – 193Eğitim ve kültür alanındaki devrimler * Öğretimin Birleştirilmesi (3 Mart 1924)* Harf Devrimi (1 Kasım 1928)* Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1 Nisan 1931, 12 Nisan 1931)* Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)* Güzel Sanatlarda Yenilikler* Medreselerin Kapatılması 1926* Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun 1926* Millet Mekteplerinin Açılması 1920* Üniversite Reformu 1933Ekonomi Alanında Devrimler * Aşar(Öşür) Vergisinin Kaldırılması (17 Şubat 1925)* Çiftçinin Özendirilmesi* Örnek Çiftliklerin Kurulması (1925)* Sanayi Teşvik Kanunu (28 Mayıs 1927)* I. ve II. Kalkınma Planları (1933, 1937).* İzmir İktisat Kongresi 1923* Tarım Kreedi Kooperatiflerinin kurulması* Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün kurulması* Ticaret ve sanayi odalarının kurulması* Kabotaj KanunuHukuksal devrimler* Mecellenin Kaldırılması (1924 – 1937)* Medeni Kanun ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924 – 1937)* Ceza Kanunu* Yeni Anayasanın Kabulü (1924)* Teşkilatıesasiye Kanunu (1924)* Şer’iyye Mahkemelerinin Kapatılması (1924)Bunları mı kaldırmayı düşünüyorsunuz?
zafer üskül kendine bir devlet kurup ona anayasa hazırlasın, şöyle Amerika taraflarında iyi olur mesela.
Eyalet isteyenler, Anayasanın değiştirilemez ilkelerinin değiştirilmesini isteyenler, konuşun, orgazm olun, tadını çıkarın bakalım. Karanlıklar sizi bekliyor fırsat bu fırsat eylenin biraz.
Zamanında hatırlarsanız Ab tarafından Kemalizm, Türkiye’nin ilerlemesi ve Ab ye katılımı için engel teşkil etmektedir şeklinde açıklamalar yapılmıştı. Şimdi de militarist(!) anayasanın sivilleştirilmesi adı altında çalışmalara alttan alta kamuoyu ısındırılıyor. Anayasa da militarist olan ne varsa artık? (sadece anayasanın oylanmasında zamanın darbeci devlet başkanının da meşrulaştırılması var)Korkarım akp ye bu kadar oyu veren halk, atatürk milliyetçiliğinden arındırılmış, üniter devlet yapısından federal devlet yapısına geçisi sağlayacak bir anayasa değişikliğine de gönül rahatlığıyla evet diyecektir.
Sanki seksen sene evvel bu ülke kurulurken halk, atatürk ideolojilerini benimsedide kuruldu, sanki seksen sene boyunca laik kemalist bürokrat-askeri zihniyet bu yasaları yaparken halka gitti de halk bunu kabul etti de yapıldı, yıllarca üniterlik adına totaliterlik dayatıldı topluma şimdi sivil anayasa deyince bürokrasinin ve laik azınlığın ödü patlıyor, bak ben size söliyeyim darbe falan yapsın asker bu halka verirseniz anayasayı bırakın değiştirmeyi anasını bile ….. (anladın sen onu)
Laik azınlık ha:))) valla çok ilginç, dışarıda yıkıcı birtakım odaklarla içerdeki işbirlikçilerin dilleri anında aynı oluyor. Bravo valla, taktire şayan süratte organize olmak diye buna denir.
ser-hus: sen kaç yaşında dünyaya geldin?yanlış anlaşılmasın, olayı kişiselleştirmek gibi bir niyetim yok sadece böyle bir yoruma karşılık böyle bir soruya cevap almak gerek diye düşündüm.
Kemalizm’i din karşıtı bir düşünce olarak belleyen kesimi fena korkutmuştur açıklamalarıyla.At gözlükleri çıkarılıp söyledikleri okununca adamın çalışmayan kurumları harekete geçirecek, darbe anayasasını kaldıracak, anayasayı modern ve ideolojilerden arınmış hale getirmek için çalıştığını görüyoruz.Haa bir de biz bu anayasayı değiştireceğiz demiyor, önümüzde 5 sene var ve biz ülkeye yeni bir anayasa yapmak istiyoruz deniliyor. Hala ülkenin tek partili chp yönetimindeki gibi yaptık bitti zihniyeti ile yönetildiğini sananların anlamaması doğaldır. Uzun yıllardan beri ilk defa %45 oy oranının üzerine ulaşmış bir partinin chp kökenli anayasa profesörü diyor ki : Artık yeni bir anayasa yapma vatki gelmiştir bunu da muhalefetle birlikte yapacağız.Sabah, öğle ve akşam kemalizm hapı yutup, resmi tarih, türkün damarlarında akan asil kan goygoyu ile büyüyüp henüz dünya gerçekleri nedir, anayasa nedir, demokrasi nedir uyanamamış bünyeyi bozması normaldir bu açıklamaların.Biz halkız ve kendi anayasamızı yazarız diyecek kadar zekası çalışmayan adamın sıkıştığı zaman bu ülkede bir tehlike olursa askerin müdahalesi mübahtır demesi gayet normaldir. Bu kitle gözümde ümmetçilerden bile tehlikeli bir kitle haline gelmiştir. Halksın sen halk! Bunu unutma bir zahmet. O anayasayı senin yazman lazım askerin değil.
işte ben buna sosyal evrim derim! reha muhtar haberciliğinden mimelenmiş arkadaşlara sesleniyorum,bırakın bu işleri, şapkayı önünüze koyun da artık esas kimin beyni örümceklenmiş bi görelim..şimdi bi reklam sloganıyla devam edelim; mutluluğu tüketmekle yakalayacaklarını zannedenler birgün mutlluluklarınıda tükkettiklerinde napıcaklar? üretin arkadaşlar, eleştirirkende üretin, tüketmeyin,saygılar efenimm..
Arkadaşımız bir yerden copy paste etmiş. Boşa gitmesin dedim. Ben de Atatürkçülüğün ülkemizi ne kadar kalkındırdığıyla ilgili bir kaç şey yazmak isterim. Gerçekte ne kadar uygulandı ve başarısı ne kadardır diye düşündüm. (evaluation of process yani)* Atatürk İnkilapları :Siyasal devrimler* Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)[Bürokratik-askeri saltanat gelmiştir. Değişen bir şey yok]* Türkiye’nin Yeniden İdari Teşkilatlanması[Osmanlı İmp. tek bir eyaleti olan Anadolu elimizde kaldığı için kaçınılmaz hadise]* Ankara’nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)[İyi olmuştur. Ama İç anadolu’daki daha köklü şehirler de olabilirdi]* Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923[Halkın seçtikleri 5-6 kez indirilmiş hatta idam edilmiştir. Cumhuriyete bak sen!?]* Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)[Gerekliydi. Müteşekkiriz]* Çok Partili Rejim Denemeleri[Deneme değil göz boyamadır.]Toplumsal devrimler* Kadınların Erkeklerle Eşit Haklara Sahip Olması (1926 – 1934)[Kadın ve erkek hâlâ eşit değildir…]* Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925[Gereksizlik abidesi bir olay. Kardeşim giysilerle değil kafayla Batılı olunur.]* Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)[İyi olmuştur. Ama ıslah edilip edilemeyeceği de araştırılmalı idi.]* Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934[Devrim falan değil kıytırık bir kanundur]* Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)[Yeni bir düzen getirecekseniz eskiye muhakkak küfretmek gerekir. Bu bağlamda bir kanun.]* Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk (1925 – 193[Önemli ve mühim bir karar. Müteşekkirim.]Eğitim ve kültür alanındaki devrimler* Öğretimin Birleştirilmesi (3 Mart 1924)[Medrese ve mektep tefrikasını kaldırmıştır. Medresedeki alimler değerlendirilememiş hatta bir kısmı muhalefet ettikleri için asılmıştır. (Ulucanlar)]* Harf Devrimi (1 Kasım 1928)[Türk milletinin eskiyle bağının koparılması adına yapılmış bir olaydır. Yeni bir düzen getirecekseniz eskiye muhakkak küfretmek gerekir. ]* Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması (1 Nisan 1931, 12 Nisan 1931)[Türkçeyi sadeleştireceğiz diye Nutuk’u bile anlamaz bir hale sokmuşlardır. Helal olsun. Güneş Dil Teorisi gibi geri zekalılıklar da cabası.]* Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)[O kadar iyi düzenlenmiş ki dünyada ilk 500 de bir tane bile üni. yok.]* Güzel Sanatlarda Yenilikler[İçi boş bir laf]* Medreselerin Kapatılması 1926[Yukarıda bahsettik.]* Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun 1926[Kanun yani efsane bir durumu yok.]* Millet Mekteplerinin Açılması 1920[Eğitimi yurt sathına yayma adına olumlu fakat düşünme yerine yeni devletin resmi dogmaları enjekte edilmiştir.]* Üniversite Reformu 1933[O kadar iyi düzenlenmiş ki dünyada ilk 500 de bir tane bile üni. yok.]Ekonomi Alanında Devrimler* Aşar(Öşür) Vergisinin Kaldırılması (17 Şubat 1925)[Populist bir olay]* Çiftçinin Özendirilmesi[Millet sanayileşme adına hamleler atarken biz halkı tarımla oyaladık. Bunun sebebi de halkın tarımla uğraşıp devlet işleriyle asla ilgilenmemesinin istenmesi]* Örnek Çiftliklerin Kurulması (1925)[Aynı sebep]* Sanayi Teşvik Kanunu (28 Mayıs 1927)[İçeriğine bakmak lazım.Bilgim yok]* I. ve II. Kalkınma Planları (1933, 1937).[İçeriğine bakmak lazım.Bilgim yok]* İzmir İktisat Kongresi 1923[Kongre yapmanın efsane bir durumu yok. Sonuç ne derseniz orasını kimse bilmiyor. Sadece kongre yapmışız]* Tarım Kreedi Kooperatiflerinin kurulması[Tarımsal bir ekonomi modeli öngörülmüş. Populist bir yaklaşım]* Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün kurulması[Tarımsal bir ekonomi modeli öngörülmüş. Populist bir yaklaşım]* Ticaret ve sanayi odalarının kurulması[Lonca ve benzeri teşkilatlat vardı. İsim değişikliği]* Kabotaj Kanunu[İçeriğine bakmak lazım.Bilgim yok]Hukuksal devrimler* Mecellenin Kaldırılması (1924 – 1937)[Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi. Malum ulusalcılık falan ya. Ordan burdan ithal etmişiz.]* Medeni Kanun ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924 – 1937)[Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi. Malum ulusalcılık falan ya. Ordan burdan ithal etmişiz.]* Ceza Kanunu[Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi. Malum ulusalcılık falan ya. Ordan burdan ithal etmişiz.]* Yeni Anayasanın Kabulü (1924)[1921 Anayasasının bütünleyiciliği kaldırılmış olsa da iyi bir gelişmedir.)]* Teşkilatıesasiye Kanunu (1924)[Arkadaş Teşkilat-ı Esasiye’nin ne olduğunu bilmemektedir. Ctrl+C, Ctrl+V olayı. Bu ardada Teşkilat-ı Esasiye, Anayasa demektir.]* Şer’iyye Mahkemelerinin Kapatılması (1924)[Yerine daha iyisi getirilememiştir. Şu anki hukuk sistemimiz malum. Hâlâ inliyor adaletsizlikten..]Ülkemize demokrasiyi bir nebze de olsa tattırması benim için en büyük iftihardır. (İnsan hak ve hürriyetleri, cumhuri sistem vs.) Atatürk’ün en büyük devrimi de budur benim açımdan. Atatürk şimdi olsaydı ve şuan ki dünya konjonktörünü görseydi acaba ne yapardı? 1923 dünyasıyla aynı şeyleri yapmayacağı açık bir hakikat. Bu bağlamda da zaten inkılapçılık diye bir ilke bırakmış. Ama bizim Atatürkçüler, Atatürk’ü laik ibr insana indirgeyerek onu küçültmekten başka birşey yapmamıştır.
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=85854,10,2
Zafer üskül’ün önerileri çok zamansız ve siyasette nasıl davranacağını bilmediğinin kanıtı. Teklifin içeriği ise tartışılabilir.Mualif Demokrat yukarda pek çok madde sıralamış. Hayatımda bu kadar sığ bir yorum görmedim açıkcası. Eleştirmek başka şey salt karşı olmak başka şey.Harf devriminden, ankaranın başkent olmasından bile şikayetçi bir zihniyet var maalesef bugün.Eskiye küfür ettiler dediğin zihniyet türk tarih kurumunu kurmuş. Türklüğü ilk defa doğru tanımlamış bir zihniyettir.Buradaki türklük sadece etnik anlamda değil kuşkusuz.”Olumlu fakat bizim milletimizin gereklerine göre birşey olması gerekirdi” gibi garip yorumları yaparken acaba bugün sahip olduğumuz hakları o günün sarştlarında talep edebilmiş miyiz onu düşünmek lazım. Hem bu hak sana başkası tarafından verilmiş hem de öyle değil böyle olsaydı diyeceksin. Kimse böyle bir mücadeleye girmemiş.Soyadı kanunu da kıytırıkmış. Bu yorumu da yazabilecek bir zihniyet var helal olsun.O günün şartlarını bugünden bakrak yorumlarsak bile bu kadar saçma bir yorum asla ortaya çıkmaz.Ben kemalist falan değilim Zafer Üskül’ün de yaptığı açıklama tartışılabilir bir durum. Ama toplumdan ne kadar kopuk olduğu ortada. Halk popülizmi yaparak yapılan bu önerileri halkın da desteklediğini ortaya atmak düpedüz ahlaksızlık. Bunun kanıtı da hiçbir akpli yöneticinin bu öneriyipartinin politikası olarak görmemesi.Bu arada medyada başka öneriler de dolaşıyor mesela devletin üniter bir yapı olması demokratikleşme önünde engelmiş. Bunu da değiştirmek lazım gibi.Ve tabi en önemlisi gerçekten böyle ibr beklenti var mı halktan ?
Ya neyse, adamın ağzından sadece iki kelam çıktı. Döksün bakalım kemalizmden arınmış anayasa metnini de bir bakalım nasıl bir şeymiş. şu barolar birliğinin desteğiyle hazırladığı öneriyi bulamadım internette, kitapçılarda bulunur mu bakmak lazım. Gerçek o zaman chp nin de gazıyla hazırlanmış ama akp ye geçince kemalizm anlayışı da değişmiştir belki. görmek gerek…
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=85896,10,2
yorumları okudum, aklıma neyzen geldi,herneyse 1933-38 arası uygulanan kalkınma planından bahsetmek isterim, 1937 de tamamlanmıştır, yani hedeflere 1 yıl önce ulaşılmıştır.ancaaaak daha da önemli bir konu var arkadaşlar, eğitim, eğitim şart, ama maarif teşkilatının eğitiminden bahsetmiyorum, bahsttiğim bilinçlendirme eğitimi ve devamı.kitap okuyan kaç kişi var ülkemizde bana göre her 100 kişiden ancak 1i ya da 2 si okuyor, gerisi okumuyor ya da okur gibi yapıyoryorumum alakasız gibi görünebilir, ama düşününce ve de bilinçli olarak bakınca, eğitimli beyinler olursak tartışmanın hazzını yaşayabiliriz gibi geliyor bana
bu arada yapılanlar sıralanmış ve eklentiler yapılmış1923 Türkiye’sinde, yapılanları bugünün şartları ile değerlendirmeyelim, bugünkü düşünce şeklimizle ele almayalım olayları, biz bugün serbest bir şekilde düşünebiliyorsak kime ya da kimlere borçlu olduğumuzu unutmayalımson olarak eğer eleştireceksek alternatifini de koymalıyız ki insanlar eleştirilerimizin sadece karalama adına yapılmadığını görsünler
@aggali: o gun yapilanlari bugunun sartlariyla degerlendirmeyeceksek, o gun yapilan bazi dayatmalarin da bugun artik gerekli olmadigini idrak edebilmis olmaniz lazim sanirim.
Demek ki hedef düzgün konulmamış.
Şu anda Türkiye’de bir sürü kör insan doğru düzgün hatanın nerede olduğunun bile farkında değil. Bu bağlamda sorunu bilmeden çözümü anlatmak imkanlı bir durum değil. 1923 yılında kalan bazı tipler var. 1930 model gazeteler ve “fikir adamları” (!?) var. Sorunu kabule ttikten sonra zaten çözüm arayışları otomatik olarak başlayacaktır ki başlamıştır zaten…
yorum yazmamayı düşünüyodum yazmıyıcamda aslında, sadece şunu diyorumEngin Ardıç’ın amına koyayım.iyi geldi
Engin Ardıçın da sana selamı varmış.
Atatürk’e ve ilkelerine bu kadar tahammülsüzlük niye?
akpye minnet borcunu böyle ödüyor olsa gerek bu üskül
Dincilerin ve bölücülerin ortak paydası ne acaba?
Dogmaları yıkacak fikir yazısı okumak isteyenler için…
peki senin bu rahatsızlığın niye…?
Mustafa Kemal in ilkelerindeki devletçiliği anlama anlayışı olmayan birisi için epey dogmaları yıkıcı bir yazı olmuş. Niye devletçilik için yemin edecekmişim :Dbak ya!sektörde tekeli oluşturmak için devletin elindeki kitlere yamananlar da zaten liberalizmi, serbest pisyasayı düşündüklerinden alıyorlar kitleri değil mi? al, yatışa geçir işletmeleri ondan sonra tekeli kur piyasa da. ne de olsa babalar gibi satan bir hükümet var iktidarda.Ahhh ah. dogmalar doğdu mertlik bozuldu.anayasadan Kemalizmi temizlemek isteyen dallamalar; anayasayı ele alacaksanız önce varılacak kararlar, toplanma sayısı, güven oyu, cart curt gibi sayısal değerlere iç tüzükler de dahil bir netlik kazandırarak ülkeyi bunalımların eşiğinden kurtarın. Ama yoook varsa yoksa Kemalizm, söylediğim konuları nasıl olsa işine gelen istediği gibi kullanıyor hiç yanaşırlar mı buna? tek işleri laiklik, halkçılık, devletçilik, milliyetçilik, cuhmuriyetçiliği polemiklere alet etmek. bu ilkeler neye engel oluyormuş; şöyle dogmalardan arınmış, ezber bozan bir yazıyla birileri anlatsa da biz aydınlansak…
“kemalizm” sözcüğü özellikle kullanılıyor bazı çevreler tarafından.. algıyı değiştirmek belki amaç bilemiyorum.. üstüne basa basa “kemalizm” diyorlar.. kominizm, kapitalizm, faşizm gibi bir sınıfa dahil etmek istercesine..Mustafa Kemal’i yargılamaya kalkmadan önce anlamak ve tanımak gerekir.. zamanın şartlarını da göz önünde tutarak hayatını ve mücadelesini incelemek gerekir.. mücedele ediş şeklini iyi değerlendirmek gerekir.. fikirlerinin oluşma safhalarını göz önünde bulundurmak gerekir.. tüm bunları yapmadan onu yargılama gafletine düşerseniz komik durumda kalırsınız..niyetleri önyargılarının ve hizmet ettikleri güçlerin istekleri doğrultusunda oluşan insanların yapacağı bu gibi atılganlıklar şaşırtmasın kimseyi.. yarın öbürgün Ertuğrul Gazi topmuş gibi bir lafla çıkagelirler karşınıza.. bunlar çok eski ve artık kokuşmuş komplo biçimleri.. bunun en sağlam örneği halen utanmazca fıkralara konu ettiğimiz Namık Kemal’dir.. ve her seferinde yiyoruz bu oyunu..ama yeni birşeyle de gelemiyorlar.. umudum bu.. çok akıllı da değiller yani..Atatürkçülüğü ADD seviyesinde, sadece içi boş, manasız, aptalca ve hatta bağnazca bir sevgi seli halinde kalmış hıyarlar yüzünden, Mustafa Kemal put gibi içi boşaltılmış bir kavram olarak sürülüyor önümüze.. sonra da zafer üskül gibi adamlar çıkıp, kemalizm çok gereksiz diyerek bu ülkenin sebeb-i hayatını yüreğinden söküp atmaya kalkıyorlar..bu kadar basit oynamayın.. bu kadar dalga geçmeyin bu milletle..
Yorumlar arasında en çok dikkatimi çeken söz “damarlarda dolaşan asil kan goygoyu” oldu. Atatürk’ün bize hitabının sonundaki sözle de dalga geçildi ya, bi siktirin gidin diyorum. Ciddiyim, gidin oğlum bu ülkeden ne işiniz var?
Dünya değişiyor.