benim hayvanlarla özellikle de köpeklerle ilişkim genelde mesafelidir. ancak dün geceden beri hayvanlara karşı bir zaafım olduğunu anladım. dün bizim mahallenin çocukları benim evin önündeki bahçemsi, balkonumsu uzantının önünde uzun süre durup beni dikizlediler. ben de hem çalışıyordum o sıra hem de çocuklarla uğraşmak istemiyordum. akşama doğru üst komşulardan biri aşağı sepet uzatıp beni dışarı çıkardı. meğerse orada bir yavru köpek varmış. köpek bir aylık bile değil. yere uzanmış, başı aşağı düşmüş, baygın gibi. hava çok soğuk olduğu için, hiç adetim olmamasına rağmen köpeği içeri aldım. ama zavallıcık hala yarı baygındı. kesinlikle bir lokma yemeden, bir yudum su içmeden öylece yatıyordu. benimki veterinere götürelim dedi ama saat geç olmuştu. hayvanlara uzak olunca insan veteriner nasıl bulunur onu bile bilmiyor ki.bütün gece ishal olmuş bir şekilde hasta yattı. bu sabah veterinere götürdük. o kadar susuz kalmış ki bütün algıları kapanmış, gözleri içeri kaçmış, bilinçli bir hareket yapamaz hale gelmiş. ağlamıyor, yemiyor, içmiyor. serum verildi, ilaç falan. ama şimdi evde öyle yarı baygın yatıyor. işin ilginci sızlanmaya başladı ve okşanınca susuyor. okşamaktan helak olunca bir peluş bebek bulduk onu sürtüyoruz, acısına rağmen sakinleşiyor. şimdi ne yapacağım bilmiyorum. hayvan barınağında ölür dedi veteriner, sokağa da atamam. ama ne yer, nasıl yer bilemiyorum. onun için ne yapılabileceği hakkında fikri olan veya bir yavru köpeğe ne nasıl yedirilir bilen varsa tavsiyeleri seve seve dinlerim.
yorumlar
Yakında bir petshop varsa eğeri oradan bilgi alabilirsiniz.
Sulandırılmış süt verebilirsin. Yoksa kedi miydi, o. Verdiğin herşeyi yemiyor mu bu hayvanlar. İnek öyledir mesela. Önüne ne koysan yer. Gerçi ismi üstünde, inek. Bu sayede benim de ne kadar hayvansever olduğum ortaya çıktı. Hayır! beni boykot ediyorlarmış. İneği aşağıladığım için.
burada işe yarar bilgiler var.
ne yani benbey,evdeki hayvanları severken yaban hayattakileri avlayacak mıyız.bu nasıl linktir.bunun dışında bir dolu site var hayvanlarla ilgili.yanlış hatırlamıyorsam hav hav.com‘un veterineri sorularınızı hızlı ve uygulanabilir yanıtlıyordu.
durumun, yazan kişi açısından önemli olduğunu varsayıp, hasta veya çok zayıf olan yavru her saat başı veya her yarım saatte bir beslenme gerektirir. türünde bir bilgiyi ve besleme yöntemlerini orada bulduğum için linkledim. hayvan sevgisi kucakta mı, tabakta mı? türü konuların ne olup, olmadığı harmanlanmasın araya mümkünse.
Hollanda’da 2 milletvekilleri var artık, ayağınızı denk alın: Partij voor de Dieren
malesef yazıyı yolladıktan sonra köpek komaya girdi.dün akşam da öldü. ben öleceğini düşünmemiştim. yazıyı bu yüzden yazdım ama bir hükmü kalmadı şimdi. ama şu çok acı ki yavru bir köpeğin bir insan bebekten pek de farkı yokmuş ve insanın gözü önünde can çekişmesi de fazlasıyla yıpratıcıymış. üzgünüm.
yarıca zahmetiniz için de teşekkür ederim.
bütün günümü boğazıma dizdin ya, bravo
Ben de üzüldüm, ilk yazımda çok geyik yapmışım. Neyse silip, iyice batmayayım.Üzüldüm
sizinki de ‘laf’ olmuş gerçekten. köpeği sabah veterinere götürüyorsunuz sonra da bize, ‘ne, nasıl yedirilir’ diye soruyorsunuz. buradaki mantık noksanını anlayamadım. üzülmüşsünüz, biz de üzüldük ama yani ne diyeyim bilemiyorum size!; kritik geceyi nasıl geçireceğini sorsaydınız, (yada o veteriner anlatsaydı)…neyse olay bitmiş zaten.
ben böyle olacağını bilmiyordum. ertesi gün öleceğini de tahmin etmemiştim. zaten hayvanlardan da hiç anlamam. veteriner de pazartesi bir daha getirin demişti. eleştirinizi de anlamış değilim. zaten bu konuda da tartışmak gibi bir niyetim yok.
anlatamadım sanırım. eleştirim, yazınızın son cümlesiyle ilgiliydi. yani madem veterinere gittiniz, köpeğe ne yedireceğiniz, nasıl bakacağınız hakkında daha detaylı bilgiyi neden oradan almadınız da, buraya yazma, bizden tavsiye isteme ihtiyacı duydunuz? soru ve eleştri bundan ibaretti. zaten böyle bir konuda tartışma da olmaz. cevap istemiyorum. cevap vermişsiniz. bu yazdığım ‘eleştrinizi de anlamış değilim’ sözünüz içindir.
biraz moralim bozuk olduğu için fevri bir cevap verdim sanırım. işin aslı şu ki veterinerin son müşterisiydik ve bir sokak köpeği olduğu için biraz hoyrat davrandı hayvana. ayrıca cumartesi gecesi olmuştu ve pazar günü açık bir veteriner bilmiyordum. eve gelince aklım başıma geldi de biz napıcaz bu köpekle diye düşündüm. sonrası da malum. kusura bakmayın.
bazen insan yoğun sıkıntı, acı veya duygu karmaşasına düştüğünde boğazına dizilen kelimeleri sırf söyleyemediği, söylese de anlatamadığı vakitlerde kalemine, daktilosuna ya da klavyesinin yardımına sığınır.kimbilir, belki de “tavsiye istemek” bahanesidir biraz derdini paylaşıp, anlatıp, rahatlamak isterken…o yüzden, kusura bakılacak bir durum da değildir bu aslında, çünkü paylaşmak iyi birşeydir, @huriki…
sen de çok oldun diyeceksiniz ama ben yine de yazayım. benim ev bahçe katı. camları açıyorum sabahları. geçen hafta hamile bir kedi gel yatağın altına gir yavrula. beş tane,sıçan boyunda, süper sevimli yavrumuz oldu yani. asıl şimdi bu yavrulara ne yapacağım ben? ikisi siyah, ikisi sarı, biri sarı siyah beyaz. çok tatlılar ama benimki annayla beraber altı kişilik olan bu nüfusu kabul etmiyor. on günlük oldular. bugün ikisinin gözleri açıldı. kedi ailesi olmak isteyen var mıdır acep.sonunda ben de hayvansever oldum. bugün neredeyse sokaktaki kedileri hiç adetim olmadığı üzere mıncıklayacaktım.
ben bi kedisavar, pardon kedisever tanıyorum
bu yavruların insan bebeklere benzemeleri ne kadar ilginç. nerdeyse bütün günüm onları izlemekle geçiyor. beni tefekküre sürükleyecekler diye korkuyorum, ererim falan neme lazım.
Sevgili HURIKI yazınızın başlığı çok hoşuma gitti.Sevimli,beni gülümsetti.Anlattığınız durum 2006 yılında geçmiş.Dolayısıyla şuandaki önerilerim geçersiz olacaktır.İçinizdeki merhametin,sevginin,güzel duyguların açığa çıkmasına izin vermeniz ne hoş.Yorumların bir kısmını sonradan okudum köpeğin ölmesine üzüldüm ancak siz elinizden geleni yapmışsınız.Önemli olan bu.Bende bir gece yarısı ayağı yaralı bir biçimde karşıma çıkan minik sokak kedisini yakalayıp,veterinere götürmüştüm.Yaklaşık beş gün uğraştık,kan iğneleri filan vuruldu.Sonra kedinin ameliyat olarak kangren olan bacağının kesilmesi gerektiğini söylediler.Peki dedik ama malesef ameliyattan sağ çıkamadı.Bunların hepsi bir sınav.Önemli olanın bizim karşılaştığımız olaylara verdiğimiz tepki,onlar karşısında sergilediğimiz tavır,yaptığımız seçim olduğunu düşünüyorum.Ben de bir hayvanseverim.