Tüketim malı ithalatına giden her 6 bin 500 doların 1 türkiyeli işçinin işini kaybetmesine neden olduğunu açıklayan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün ‘ ün konu ile ilgili sloganı.869 türk malı ürünlerin barkodunun başlangıcı.
Tüketim malı ithalatına giden her 6 bin 500 doların 1 türkiyeli işçinin işini kaybetmesine neden olduğunu açıklayan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün ‘ ün konu ile ilgili sloganı.869 türk malı ürünlerin barkodunun başlangıcı.
yorumlar
869 kod’lu ürünleri al diyene kadar.Köylüsüne destek olsa ya kendi kendimize yeterken,şimdi ABD’ye bağımlı bir ülke olduk.Neden? neydi bizi bu hale getiren. Bu nasıl bir politikaydı ki ülkemizin,gençlerimizin hayatını kararttılar yazıklar olsun ülkemi bu hale getirenlere.
vay be diyorum, susuyorum…
susma sustukça sıra sana gelecek…
Çözümleri bile tüketimle. Üreticiye destek, tarım arazilerinin peşkeş çekilmesi, sulama programı kelimeleri sanki küsmüş bunlara.
@Siradanbiri: kimse tuketmezse ne icin ureteceksin, tursusunu kurmak icin mi?
Turk mali uretiliyor mu ki satin alalim?Hersey AB ve ABDnin elin everilmedi mi?Sumerbank’i “sata sata bitermiyoruz” diyen bu hain administrasyonu mu dinleyecegiz.
uretim-tuketim dengesi diye bir seyi duymus olmalisin. uretmeden tukettigimiz icin, uretim alanlarimiz bir bir ozellestirildigi icin, ureticiden cok hayali ihracatciyi destekleyenlerimiz oldugu icin, ilkokulda bize ogretilen’ Türkiye, kendi kendini besleyebilen 7 ülkeden biridir’ cümlesi çok hayal oldu.A evet, tursu kurmak demişsin ya bu bir üretim doğru.)
Turkiye uretmiyorsa, bu 600 milyar dolarlik GSMH allahin lutfu herhalde.Sapla samani karistirarak yorum yapmissin. Uretmeden tuketmek ne demek, uretmiyorsak, zaten tuketmemiz mumkun degil, ithal de olsa mumkun degil, yerli de olsa mumkun degil. Bir ulkenin kendi kendine yetmesi ne demek allah askina, oyle sacma bir laf ki. Kim koyduysa ilkogretim kitabina halt etmis. O kitaplarin uretiminde kullanilan petrol yan urununun agacla geldigini felan felan sanmis herhalde.Siz uretimi sadece devlet yapar saniyorsunuz herhalde, ozellestirme ile uretimin ne alakasi var. Turkiye’de uretimi bir tek devlet yapiyor olsaydi halimiz cok daha icler acisi olurdu.Onemli olan uretmek degil, satmaktir (yani tukettirmek). Biz satamadigimiz icin uretmiyoruz. Siz bir sermayedara malini kesin aliyorum zarar etmeyeceksin deyin bakalim, adam nasil uretiyor.Ithal urunun maliyetini de ihracatcilar sagliyor. Yoksa ithal urun de alamazsiniz, cunku dolari sizin merkez bankaniz basmiyor. Yani bugun su internete baglanabiliyorsak, hizmet ithali yapabilecek kadar uretmisiz disa da satmisiz demektir.
Üretmek değil satmaktır esas olan…Satış, üretim miktarını belirler..İhracat pazarlarımız kapalı durumda .. Adam ülkesinden daha ucuza temin ederken benim gönderdiğim malı mı satın alacak,,Üretelim de satılmasını bekleyip ürünü elimizde mi patlatalım…Bu maliyetlerle, ürünümüzü satabileceğimiz ülkeleri siz bulun, biz üretmeye hazırız..
Yerli malı kaç ürün sayabiliriz ki…
@guddicini: Yeli mali ile yerli markayi karistiriyorsun herhalde. Yerli marka az ama yerli mali pek az sayilmaz. En azindan gida urunlerin cok buyuk bir kismi Turkiye’de uretiliyor. Bu 869 olayi Turk markalar icin gecerli degil. Uluslararasi markalarin Turkiye’deki fabrikalarinda uretilen urunleri de bu kod ile barkodlaniyor. Turkiye’de uretiliyor olmasi Turk ekonomisine katkisi acisindan yeterli. Tabi ki bir de Turk markasi olsa daha iyi ama, hic yoktan iyidir. Cin bu sayede oldukca buyudu ve dunya ekonomisindeki yerini her gecen gun saglamlastiriyor, demek ki cok da kotu bir model degil bu.
@guddicini seni beni sayarız olur biter ya
Hasmetmeaplari Cin mallariyla nasil yarisacagini dusunuyor Turk mallarinin?
ünlü hafif yazarı sahinden’in de dediği gibi;hımmmm.))
Hacışakir sabunumuzu bile ellere kaptırdık .Ben artık umudumu kaybettim. Bu ülkede bize ait birşey bulmakta zorlanıyorum
sana katılıyorum @guddicini
eller aldı eller aldı diye bir şarkı var, ama biz kendimiz veriyoruzaslında politik olarak yanlış başladık 50lerde ithal ikameci ekonomik politika ile milletin tarım üssü olma hayalimiz vardı onu olamadığımız gibi sanayii de sınıfta kaldı
Ekonominin babalarindan birisi olan Adam Smith daha onceden ithalat yapmanin kotu bir sey olmadigini hatta ekonomiye faydali oldugunu kelimelere dokmus. Daha onceleri ulkeler ithalat yaptiklari muddetce fakirlestiklerini dusunurlerdi. Bugun hala onune gelenin bundan sikayetlenmesi, ekonomi egitiminin temel egitimde verilmesi gerektiginin gostergesi sanirim.Daha modern Heckscher Ohlin teorisine gore ulkeler emek yogun urun uretip ihrac ederek, sermaye yogun urunleri ithal edebilirler. Bugun Turkiye’nin izledigi politika budur. Emek yogun, araba, tekstil, kismen tarim urunlerini satip, uretimi icin sermaye gerektiren teknolojik urunleri ithal ediyoruz.Bugdayi bile ithal edecek duruma geldik diyen bir cenah var. Ne iyi ki gelmisiz. Artik araba ihrac ediyoruz, teknolojik urunleri az da olsa ihrac ediyoruz.Bu isin bir tarafi. Bu bakis acisiyla baktigimizda bu kampanya gereksizdir. Ancak baska bir gercek ise ulkemizdeki 10% oranindaki hayli yuksek issizlik orani.Kominist bir ulke olmadigimiz, ve olma yolunda ilerlemedigimiz icin de uretim faktorlerinin (makineler, fabrikalar vs.) kimin elinde oldugunun (yabanci ya da turk) cok umurumuzda olmamasi lazim.
“Bugdayi bile ithal edecek duruma geldik diyen bir cenah var. Ne iyi ki gelmisiz”sen aklini kacirmissin. Ithal etmek bu kadar iyi bir sye ols ydi, Fransiz ciftcileri Turkiye girmesin diye ayaklanmazlardi. Sen Fransa’nin ciftcilerini ve yerli urunlerini nasil korudugundan habersizsin galiba. Sonra da “ekonomi egitimi engelli” insnalara nutuk cekmeye kalkiyorsun.Anadolu tarimi Avrupa organik tarimi uretiminin %40 ini teskil ederken, simdi hic bir sey ekilip bicilmiyor. Anadolu insanin tum geliri tarimdan idi, ihrac ettigin arabanin hangisi Turk tasarimi, hangi urunlerin entellektuel malvarligina sahibiz? yarin bu fabrikalarin Cin’e tasinamayacagini bana garanti edebilir misin? Is hayatimda buyuk bir firmanin fabrikasini AB ulkesinden ulkesinden Meksika’ya, Meksika’dan Singapore’a bir sene icinde tasindigina tanik oldum. sen bu son derece degisken pazarda ayakta duracak somut bir ekonomik istikararimiz oldugunu soylersen, sadece bu vatan haini administrasyonun isbirlikcigiyle suclayabilirim.sana gore Adam Smith’i izlemeyen komunist mi oluyor? Sen hangi gelismis AB ulkesinde yasadin ki Turkiye’nin ekonomik durumuna seviniyorsun?
Oncelikle Turkiye’nin ekonomik durumuna sevinmiyorum, daha iyiye gittini dusnuyorum, en azindan 80 senelik tarihinden ilk defa dogru yolda bir seylerin yapildigini goruyorum, sonuclari aliniyor. 10% issizlik ve 9% enflasyon orani olan bir ekonominin ‘iyi’ oldugunu soylemek zaten pek akil kari degil.Ithal etmenin iyi bir sey oldugunu ben soylemiyorum. Adam Smith, Ricardo soyluyor. Ne dediklerini okuyunca da neden iyi dediklerini anliyorsun. Fakat onlar, her seyi ithal edin demiyor, ben de demiyorum, zaten boyle bir ekonomi surdurmek mumkun degil.Tarim cok farkli bir uretim bicimi. Oncelikli olarak, topraklarin sinirli, artmiyor. O yuzden ondan alacagin verimi arttirmaktan baska bir caren yok. Bunu da tarimin kendisi ile yapamiyorsun, bir siniri var. Teknoloji lazim, yani baska sektorlerini guclendirmek zorundasin.Ikinci olarak, tarim urunleri, fiyat mekanizmasi duzgun isleyen urunler degil. Uber bir teknolojik ulus olup, tarim urunlerini sinirsin depolayabilecek bir yetenege sahip olana kadar bu boyle devam edecek. O yuzdendir ki, kapitalist ulkeler, Fransa’da buna dahil, tarim urunlerini yonlendirmek durumundalar. Bizde de, TMO’nun varligi, cifci destekleri, taban fiyatlar vs. bu yuzden var. Yoksa anormal dalgalanma gosteren tarim fiyatlari ile kimse surdurulebilir bir tarima sahip olamaz.Gelin gorun ki, bu destekleri tarim kesimine verebilmek icin, ekonominizi baska yerlerden guclendirmeniz gerekiyor.Fransiz ciftcilerini Turkiye girmesin diye ayaklandiklarini ilk senden duydum. Varsa bir kaynagi okumak isterim, garip bir seye karsi cikmislar yani fransiz ciftcisi olmak ozelinde Turkiye’ye ne gibi bir garezleri olabilecegini kestiremiyorum. Fransa’nin tarim politikasini elestirebilirler, ya da dogrusu EU’nun tarim politikasini, ama bunun da ekonomik olarak bir seyin gostergesi oldugunu da dusunmuyorum. Bu arada Fransa’da tarima dayali istihdam oraninin da 3.5% oldugunu Turkiye’de bu oranin on misli daha fazla oldugunu da hatirlatayim, renk gelsin.Fabrikalar tasinir, yenileri acilir, bu pek de oyle onemli degil. Ekonomi boyle bir sey iste, bu kadar degisken bir pazar icerisinden istikrari saglayabilmek. Bizim ulkeminizin kabiliyetsiz yoneticilerinin 80 yildir beceremedigi sey de bu.Cin’e tasinamayacagini garanti edebilirim. Soyle bir ornek vereyim sana. Cin, ABD’ye en fazla ihracat yapan ulke. Tam rakamlari bilmiyorum ama, ABD ekonomisi icin, Cin’in “ambargosu” buyuk bir yikim olabilecek seviyede. Ancak baska bir taraftan, Cin’in en buyuk alicisi da ABD. Yani Cin ABD’ye satamazsa o mallari, kendisi de beraberinde batar.Iste boyle bir al gulum ver gulum hesabi var. Cin yirminin ustunde senedir buyuyor. Buyumek icin Cin devleti, yuan’i degerli tutuyor, Cin merkez bankasi trilyon dolarin uzerinde rezerve sahip. Yani anlayacagin patlayacak bomba gibi. Cin merkez bankasinin kasasi sonsuz olmadigina gore, o yuan oyle kalmayacak, ve bir milyarin uzerindeki nufusuyla Cin, yarin bir gun cok guzel bir pazar olacak. Iste o gunu simdiden kestirip, politikalari ona gore yapmak lazim. Bu acidan oyle korkulacak bir sey de yok ortada.Ayakta durmuyoruz da ne yapiyoruz. Ben yasamimi surdurebiliyorum, sokaga cikiyorum, dukkanlar var, servisler var, ev aliyorum, araba aliyorum. Yani gayet ayakta duran bir ekonomi var Turkiye’de. Bankadan 20 senelik krediler alabiliyorum, param olsa dakikasinda yatirim yapabilecegim sektorler var. Ama cok da super yonetildigimizi dusunmuyorum, sadece oncekilerden kat ve kat daha iyi oldugunu soyluyorum. Bugun Cin’i uretim yarisinda rakibimiz olarak gormek yerine, Cin’in pazar olarak gorebilecegi bir ulke olabilirdik 80 yilda, ama malesef beceriksizlik bizi su anda Cin’le ayni kulvara yerlestirdi, hatta daha gerisinde birakti.Konuyu dallandirip budaklandirdigin icin boyle genel genel yaziyorum. AB ulkesinde yasamaya gelince. Dogup buyudugum bir AB ulkesi yok cok sukur. Ama Turkiye’de dogup buyuyup, burayi taniyamayanlar o kadar cok ki, orada yasamanin da orayi tanimanin salt kosulu oldugunu dusunmuyorum. Bahsettigin sey bir donem kalmis olmak ise, taniyacak kadar kaldim, ama kalmis olmam bu dusunduklerimin sadece teyidi oldu. Bugun Internet ve uydu sayesinde takip edebildigim kadari ile de pek bir seyin degistigini goremiyorum.
869’la baslamasi Turk mali ya da Turkiye’de uretilmis anlamina gelmez.Bkz elimde “Raid elektro likit yedek sise” ambalaji var. İlk elime gecen o oldu, ornegin kusuruna bakmayiniz…barkod: 8690784121309urun ITHAL !!!!Neymis?Ithal urunde de 869 barkodu var miymis? Varmiiis…Biraz arastirin yahu.. Azicik da olsa…Merak edin, “acaba” deyin… Oyle her onunuze gelene atlamayin. FWD meraklisi olmayin, kelle hamali olmayin…Hem de.. istiyorsa, Sinan Aygun kendisi yazsin buraya…Ordan burdan alintiladiklarinizla konu acmaniz ne yersiz…..Kendi fikrinizi alalim…
Bu kampanya e-posta forward’i felan degil. Arastirsaydingorurdun.Bir urunun ithal olabilmesi icin yurt disinda uretilmesi gerekiyor. 869 uluslarasi Turkiye’nin kodu. Yani Turk firmalarinin (Turk markasi olmak zorunda degil, bunlar bambaska seyler) urettigi urunler. Pek tabi ara mamuller ithal olabilir (esasinda Turkiye’nin ithalatinin buyuk bir bolumunu bunlar olusturuyor). Ornegin bir Coca Cola uretiminde, ‘coca cola’ ozutu veya tatlandiricilar ithal olabilir, fakat sekeri, suyu, sisesi vs. Turkiye’den temin edilir. 100% yerli degil ancak, bu Coca Cola’nin yurt disinda uretilip Turkiye’ye getirildigi anlamini da tasimiyor (ithal ickiler gibi).Bu sekidle bakarsak, yerli mali diye cok az sey buluruz, ancak bu tum ulkeler icin gecerli ve bir urunun uretimine bu sekilde bakilmaz, son urunun yarattigi katma degere bakilir.
Sinan Aygun deyince inaniyorsun da ben deyince neden inanmiyorsun, biliyorum. Sakalim yok…Sinan bey, enteresan bir sekilde, populer bir insandir. TVlere cikar, kitlelere ilginc seyler anlatir. Sohretini bu yolla saglamistir.Sirf bir sitede yer almasi birseyleri dogru hale getirmez, oyle degil mi????Bakiniz basit bir arastirma ve bir diger arastirma.Bu yazi bana defalarca fwd olarak geldi. Ama fos bir kampanya cunku, ikinci defadir yaziyorum:barkodun 869’la baslamasi onu Turk Mali yapmaz. Turk uretimi de yapmaz.%100 ithal bir mala da konabilir. (ara mamul degil. TAMAMEN urun ithal, ulkemizde siselenen bir sey de degil. siselenmis olarak ithal edilmis….daha nasil soyleyeyim????)ornekteki Raid uzerinden gidecek olursak, Italya’da uretilmis. Tamamen ithal bir urun ve bakalim barkodu kacla basliyor??yine yazalim: 8690….baltutan, rica ediyorum, hakliya hakvermek senin degerini azaltmaz.inat etme.869
link koymayi beceremedim: esas yazi bu linkte:
bir sorun var sanirim dogrudan yaziyorumwww.ortakpayda.org/boxes.asp?foo=read&feox=126&ronin=5*-*-*-*-Tüketiciler Birliği’nin ‘869’lu ürünler’ ile ilgili basın açıklaması“Her 869, Türk değildir”ATO Başkanı Sinan Aygün’ün 869’lu ürünlerle ilgili açıklamasını değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Şubesi Başkanı Kemal Özer “869, bir yanılsamadır ve ürünün mutlaka Türk ürünü olduğunu göstermez” dedi.Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Şubesi Başkanı Kemal Özer konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:“ATO Başkanı Sinan Aygün’ün; ‘Türkiye ekonomisi bugün güçlü ekonomiler karşısında bağımsızlık savaşı veriyor. Bu savaşta parolamız 869’dur. Yani Türk’ün şifresi 869’dur. 869’u al” şeklindeki ifadeleri, kısmen doğru olmakla birlikte gerçeği yansıtmamaktadır.Ekonomimizde dış ticaret dengesinin bozulduğu ve ithalatta tehlikeli bir artışın olduğu muhakkaktır. Tüketicinin kaliteli ve ucuz zannıyla, ithal ürünlere yönelmesi nedeniyle ulusal sanayimiz gelişme gösterememekte, gerilemekte, bu durum istihdam, büyüme gibi çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan Sinan Aygün’ün yerli malı satın alınması yönündeki çağrısını olumlu karşılıyor ve destekliyoruz.Ancak Sinan Aygün’ün belirttiği 869 nolu barkodun Türk mallarına ait olduğu hususu, tüketiciyi yanıltıcı niteliktedir. Çünkü 869, sadece Türk ürünlerine verilen bir barkod değildir. Çin’den, ABD’den ya da bir başka ülkeden barkodlu ya da barkodsuz, ambalajlı ya da ambalajsız olarak ülkemize ithal edilen ürünlere 869 barkod numarası verilebilmektedir. Bu durumda aslında ithal olan ürün, Türk malı haline dönüştürülebilmektedir. Bu nedenle, “yerli malı satın alıyorum” düşüncesiyle, 869 Barkod numarasını esas alan tüketici belki de, ithal bir ürünü satın almaktadır.Sonuç olarak, yerli ürünleri tercih ederek ulusal sanayimize katkı yapmak isteyen tüketici, ürünün sadece Barkod numarasını esas almamalı, çok yakında derneğimiz tarafından ülke çapında başlatılacak “Yüzde 100 Türkiye – Yerli Malı Kullan Ülke Ekonomisine Sahip Çık” kampanyası çerçevesinde derneğimizce gerçekleştirilecek sosyal etiketleme sürecinde oluşacak yerli mallar listesine itibar etmelidirler” dedi.*-*-*-*-anlasildiysa noktayi koyuyorum.arastirmadan herseyi fwd da etmeyin, konu da etmeyin.farkli bir fikir ciktiysa, sindirmeye calismak yerine,anlamaya calisin.
@miralay, ellerine sağlık. umarız bu üretim odağı sapağını geçince, kendi insanının gözünün içine baka baka yalan söyleyenleri savunanları düşündürür.
@miralay: Raid, raid turkiye olarak bir firma kurup, “kendi fabrikasini” italya’da acmis olabilir. Ne tip bir isletme mantigi cozebilmis degilim ama, evet urun ithal urundur, ki ben bunun aksini soylemedim. Verdigin ornegin munferit oldugunu dusunuyorum, cunku cok uluslu firmalar, genellikle uretimin oldugu ulkelerde sirketleri kurarlar. Genelde bir alt sirketi gidip baska bir ulkede fabrika acip uretim yapmaz. O yuzden kimi cok uluslu sirketlerin yuzlerce alt sirketi mevcuttur.Gene de, bir urunun bir Turk firmasinin urunu olup olmadigini anlamanin en kestirme yolu barkoduna bakmak. Para nin hic olmazsa bir kisminin disa gitmediginden sonuna kadar emin olabilirsiniz. (eger kata kulleye getirip o numarayi almadilarsa – oyle bir supheniz varsa da sikayet edin, odalar birligine)