bildirgec.org

kebabcı oldum tedaş sayesinde

cemshid | 30 April 2002 15:46

nasıl oldu anlamadım. uyku tutmayan gecenin uykulu sabahında kalktım. elektrikler yok. 1 saat falan takıldım evde. sonra birden elektrikler geldi. bilgisayarım kendi kendine açıldı (valla). 3 saniye kadar dönmeye başayan harddisk sesini dinledim. sonra tamamen cazır cuzur sesler işittim. keskin bir koku kapladı odamı. yandı bütün bilgisayar çatır çatır. 1 haftadır radyasyonsuz bir yaşam sürmekteyim. hayır boşuna masraf çıktı, tedaştan mı istesem diye düşünmekteyim.

ben bir radarım

bilibilek | 30 April 2002 15:07

herşeyi görüyorum. bunu olağan sanıyordum ama baktım ki yanımdakiler hiçbirinin farkında değil, korkmaya başladım, adamakıllı korkmaya.

yürürken herkes aklından birşeyler geçirir. ben de kimin ceketinin altında hangi tür silahlar olabileceğini düşünüyorum.

geçen gün taksimde, beşiktaş dolmuşlarının kalktığı yerin biraz yukarısındaki yuvarlak bankların orda, izbandutun biri orta-yaşlı işadamı kılıklı birini yakasından tutmuş, elinde 20 santimlik bir bıçak(sadece kesici kısmı) “ver allahıma, vururum” diyordu. yoldan geçen de 3-5 kişi vardı bişey demiyorlardı. ben de demedim. hem eğer adam onu bırakıp beni tutsaydı, benim verip kurtulacak param da yoktu.

ispanya konsoloslugu

peximet | 30 April 2002 14:36

ispanya’ya gitmem lazım konsoloslugu aradım ne lazım diye. hani oole bi rituel var ya. hani hep aranıyo küçük güven hisleri alınıyo. yahu bütün bu paketi hazırlayanlar var dolayısıyla ben de hazırlayabilirim. ben de yollara düşebilirim hissi. ne de olsa ben de biriyim. benim de hayatım var gücüm var hissi. beni de alabilir yuce avrupa kısa bir sure icin bile olsa. nutfen allahım nutfen nutfen alın beni… neyse işte aradım ve de demezler mi bu bilgiyi telefonda veremiyoruz. NEY??? telefonda bu bilgiyi veremiyoruz. Websiteleri de yok. ne yani? nasssı yani? devlet sırrı mı ulen? bu vizeyi biz alıcaz. ayrıcana bir de vize bolumu var. bu insanlar telefonu da acıyo. ama sadece bu soruya cevap vermiyceklerini soylemek icin. NASSI YAHU? ve de uc kere gitmek lazım. bir ogrenme turu. iki basvuru uc pasaportu geri alma. bravo. ordaki kadın bu arada isterseniz sikayet edin benim de hosuma gitmiyor bunu boyle yapmak ama kurallar boole dedi. ve de dediim gibi websiteleri de yok. dolayısıyla sorularım: 1) İspanya konoslosunu tanıyan var mı kocaman bir sikayet dosenecegim de kesin eline ulasmasını istiyorum bu yuce kişinin. korkmayın terbiyesiz filan olmıycak cok edepli filan olucak ama ciddi bi sikayet olucak. tanıdıksız ulasmaz adama eminim. 2) yakınlarda ispanaya gidenler.. ne istiyorlar abi turist vizesi icin ogrenci olan birisinden?

keyword

stalker | 30 April 2002 13:31

ayak fetiþi, ayak fetisi, fetish, hahaha, iyice, saçmalamaya, baþladým. Başka sözcükler ile konunun özünü dağıtmayacağım. hehe 🙂

Enginar

yaren | 30 April 2002 11:49

aslında son derece romantik, duygusal, hatta bunalım bir gün geçireceğimi düşünmüştüm sabah uyandığımda! öylesine bir burukluk vardı içimde… neyse az önce bir arkadaşım aradı ve darman duman etti bütün hissiyatımı… paylaşayım bari günlüğümle dedim 🙂 …. Enginarı bilirsiniz herhalde! bu sebzenin birde dolması yapılır ki, çok lezzetlidir ama yemesi pekte şık değildir.. en azından ilk başta çatal bıçakla yenmez, parmaklarınızı işe katmak zorundasınızdır ki, yapraklarının içini sıyırıp sert yerini atabilesiniz! ya da en keyifli yerini atıp direk içini yiyeceksiniz! bu bir ön açıklamaydı çünkü hiç enginar dolması yememişleriniz olabilir! mesela benim arkadaşım bu yemekle kız arkadaşının ailesinin yanında tanışmış :))) keşke önceden böyle bir anlatanı olsaymış 🙂 bizim esas oğlan dün kız arkadaşının evine ailesiyle tanışmaya davet edilmiş, fakat toplantısı uzun sürünce bi miktar geç gidebilmiş. gittiğinde kızın annesi “illa açsındır, yemek hazırlayalım” diye tutturmuş, e arkadaşım da kendisi hayır dese midesi lafa karışıp inkar eder diye kabul etmiş. bizim kız ve annesi yemeyi hazırlamış, arkadaş çekinmesin rahat yesin diye yalnız bırakmışlar… e kız arada bir arkadaşının yanına kaçmış gelmiş ama anne baba telaşı ve heyecanından olsa gerek çocuğa enginar dolması hakkında bilgi vermeyi akıl edememiş… bizimki başlamış çatal bıçakla yeme çalışmalarına :)) “yaprakları çiğnedikçe kayış gibi oldular! 1 dolmayı yiyebilmek için 1 şişe su içtim de genede boğuluyordum” diye anlattı yaşadığı işkenceyi.. birde bunun üstüne kızın annesi “oğlum enginarın kabuklarını n’aptın?” diye sorunca mahçup bir şekilde “yedim” demesi baya güç olmuş :))) tabii aileye malzeme çıkmış, bütün gece bununla epey eğlenmişler… neyseki gecenin sonunda kız babası “eee kızım senin acaba içecekmi diye tuzlu kahve yapmana gerek kalmadı, baksana çocuk senin hatrına enginarın kabuğunu bile yedi nasılsa” demişte bizimkinin enginar cahili oluşu bir işe yaramış :)))