aslında son derece romantik, duygusal, hatta bunalım bir gün geçireceğimi düşünmüştüm sabah uyandığımda! öylesine bir burukluk vardı içimde… neyse az önce bir arkadaşım aradı ve darman duman etti bütün hissiyatımı… paylaşayım bari günlüğümle dedim 🙂

….

Enginarı bilirsiniz herhalde! bu sebzenin birde dolması yapılır ki, çok lezzetlidir ama yemesi pekte şık değildir.. en azından ilk başta çatal bıçakla yenmez, parmaklarınızı işe katmak zorundasınızdır ki, yapraklarının içini sıyırıp sert yerini atabilesiniz! ya da en keyifli yerini atıp direk içini yiyeceksiniz! bu bir ön açıklamaydı çünkü hiç enginar dolması yememişleriniz olabilir!

mesela benim arkadaşım bu yemekle kız arkadaşının ailesinin yanında tanışmış :))) keşke önceden böyle bir anlatanı olsaymış 🙂

bizim esas oğlan dün kız arkadaşının evine ailesiyle tanışmaya davet edilmiş, fakat toplantısı uzun sürünce bi miktar geç gidebilmiş. gittiğinde kızın annesi “illa açsındır, yemek hazırlayalım” diye tutturmuş, e arkadaşım da kendisi hayır dese midesi lafa karışıp inkar eder diye kabul etmiş. bizim kız ve annesi yemeyi hazırlamış, arkadaş çekinmesin rahat yesin diye yalnız bırakmışlar… e kız arada bir arkadaşının yanına kaçmış gelmiş ama anne baba telaşı ve heyecanından olsa gerek çocuğa enginar dolması hakkında bilgi vermeyi akıl edememiş… bizimki başlamış çatal bıçakla yeme çalışmalarına :)) “yaprakları çiğnedikçe kayış gibi oldular! 1 dolmayı yiyebilmek için 1 şişe su içtim de genede boğuluyordum” diye anlattı yaşadığı işkenceyi.. birde bunun üstüne kızın annesi “oğlum enginarın kabuklarını n’aptın?” diye sorunca mahçup bir şekilde “yedim” demesi baya güç olmuş :))) tabii aileye malzeme çıkmış, bütün gece bununla epey eğlenmişler… neyseki gecenin sonunda kız babası “eee kızım senin acaba içecekmi diye tuzlu kahve yapmana gerek kalmadı, baksana çocuk senin hatrına enginarın kabuğunu bile yedi nasılsa” demişte bizimkinin enginar cahili oluşu bir işe yaramış :)))